Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği – Abdülhak Şinasi Hisar
Karakterler
Ali Nizami Bey: Romanın kahramanıdır. Tablolara, atlara, balıklara, çiçeklere ilgi duyan, lüks içinde yaşamayı seven eli açık bir adamdır. Bayanlara düşkündür ve kumar oynamayı sever. Babasının ve annesinin vefat etmesiyle her şey satılır ve beş parasız olarak yoksulluktan ölür.
Hatça Hanımefendi: Ali Nizami Bey’in eşidir. Fazla derinliği olmayan bir taşralı hanımdır.
Hüseyin Efendi: Ali Nizami Bey’in Lala’sıdır. Hayatına karşı çıkan bir insandır. Son aşama sadıktır. Yoksulluğa düşen ve şeyh olan Ali Nizami Bey’in tek müridi olarak onun tarafını meblağ.
Mevzusu
Roman, Ali Nizami Bey’in konaktaki lüks yaşamının anne ve babasının vefat etmesiyle son bulması, hastalanıp meteliksiz kalması ve mütevazı bir yerde şeyh olmasını mevzu ediniyor.
Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği Özeti
Ali Nizami Bey, İstanbul’daki konağında Avrupalı bir yaşam sürmektedir. Eli bol fakat savurgan, parasının hesabını bilemeyen, ölümden oldukca korkan biridir. Çiçeklere, tablolara, kuşlara, balıklara, Avrupa müziğine, atlara, bayanlara ve kumara düşkün bir adamdır. Malikânesini kumarhaneye çevirir. Birçok hanımla ilişkisi vardır. Anası Hatça Hanım bilgisiz ve noksan bir taşra hanımıdır. Evlatların sevgilisidir. Ali Nizami Bey’in hayatına tek karşı çıkan lalesi Hüseyin Ağa’dır. Ona nazaran bu yaşam boşa gitmiş, Ali Nizami Bey bile hasta bir adamdır.
Ali Nizami Bey’in babasının ölümü onun yok oluşunun başlangıcıdır. Konak borçlar yüzünden satılır ve Ali Nizami Bey, akrabalarının yanında meteliksiz yaşamaya adım atar. Ayrıca apopleksi / nüzul / epilepsi denen bir hastalıktan mustariptir. Kapılar birer birer kapanınca sokağa atılır. Ali Nizami Bey bir gece rüyasında annesini görür, merhum anası onun şeyh olmasını ister. Bu rüyayı vasiyet olarak algılar, bir tekke açar ve şeyh olarak yaşamaya adım atar. Tek müridi lalası Hüseyin Ağa’dır. Ufak kulübesinde mütevazı fakat mutlu bir yaşam sürer. Sadece romanın sonunda hastalığı sebebiyle delirmiş ve hastanede hapsedilmiş ve orada ölmüştür.
Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği – Kitap Açıklaması
Abdülhak Şinasi Hisar’ın “hikâye” söylediği romanları, insanoğlunun iç dünyasının izini devam eden, ruhunun derinliklerinde seyreden üslubuyla 20. yüzyıl klasiklerimizdendir. Hisar, örneksiz diliyle karakterlerini ve hayatlarını inşa ederken onlara hem oldukca yakın hem oldukca mesafelidir. Romanlarını vakaların değil karakterlerin çevresinde kurgulayan Hisar, süre ve mekânı geçmişseverlikten ziyade hafızanın temel taşları olarak kullanır.
Abdülhak Şinasi Hisar, son romanı Ali Nizamî Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği ‘nde, zengin ve alafranga bir yaşam sürerken servetini kaybettikten sonrasında Bektaşiliğe dönen Ali Nizamî Bey’in trajikomik hikâyesini kaleme alır. Ali Nizamî Bey’in “merakları” ve “tuhaflıkları” çevresinde kurulan anlatı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun tabiriyle sürecinin izlenimci edebiyatının ilk samimi örneklerinden biridir.