Nahid Sırrı Örik (D: 22 Mayıs 1895, İstanbul – Ö: 18 Ocak 1960, İstanbul) Yazar.
Nahid Sırrı Örik, 22 Mayıs 1895 tarihinde İstanbul’da hayata merhaba dedi. Divan sahibi Olti’li Ahmet Hafız Paşa’nın torunu ve Hukuk Mektebi hocası, rüsûmât müdir-i mütercimi, Şûrâ-yı Devlet Âzâsı, Shakespeare’den iki oyun çevirmiş Hasan Sırrı Bey’in erkek evladıdır. Hususi dersler aldıktan sonrasında, Beşiktaş’taki Âfitab-ı Maarif Rüşdiyesi’nden mezun oldu. Sırayla bir İngiliz, bir Fransız Okulunda okudu. Galatasaray Mekteb-i Sultânisi’ne girdi, hiçbirini tamamlamadı. Bir süre Mekteb-i Hukuk’un derslerine katıldı ve burayı da yarım bıraktı (1913).
Birinci Dünya Savaşı’nın ikinci senesinde yurt dışına çıkarak Tiflis, Berlin, Paris, Viyana, Roma ve Kopenhag şeklinde Batı kentlerinde yaşadı.
Cumhuriyet’in ilânından sonrasında geri döndü (1928). Yurda dönüşünden derhal sonrasında, Cumhuriyet gazetesinde yazmaya başladı. Ulusal Eğitim Bakanlığında çevirmen olarak vazife aldı. 18 Ocak 1960 tarihinde İstanbul’da öldü.
Nahid Sırrı Örik Eserleri:
Öykü:
- Kırmızı ve Siyah (1929)
- San’atkârlar (1932)
- Eski Resimler (1933)
- Eve Düşen Yıldırım (1934)
Roman:
- Imrenmek (1946)
- Sultan Hamid Düşerken (1957)
- Yıldız Olmak Kolay Mı? (2006)
Oyun:
- Sönmeyen Ateş (1933)
- Muharrir (1934)
- Alınyazısı (1952)
İnceleme:
- Edebiyat ve Sanat Bahisleri (1932)
- Zamanı Çehreler Çevresinde (1933)
- Roman ve Öykü Hakkında Bir Kalem Denemesi (1933)
- Yaşam ile Kitaplar (1956)
Hatıra:
- Eski Süre Hanımefendileri Içinde (1958)
Seyahat Notları:
- Anadolu (1939)
- Bir Edirne Seyahatnamesi (1941)
- Kayseri-Kırşehir-Kastamonu. (1955)
Anadolu’da -Yol Notları- (1939), Bir Edirne Seyahatnamesi (1941) ve Kayseri-Kırşehir-Kastamonu (1955) seyahat türündeki eserler 1930’lu yılların Türkiye’sinden mühim bir kesitler sunmaktadır.
Nahid Sırrı Örik gezip görmüş olduğu Edirne, Kayseri, Kırşehir, Kastamonu, Yozgat, Adapazarı, İzmit, Elmadağ, Bağlım, Gölbaşı, Haymana, Polatlı şeklinde bölgeleri kendine özgü üslubu ile anlatmaktadır.
Türk edebiyatında seyahatname isminde olan gezi kitapları içinde oldukca mühim yer tutan bu üç kitap bununla birlikte 1930’lu yılların Türkiyesi için mühim bir belge niteliğini taşımaktadır.