İnsan toplumsal bir varlık, kurduğu ilişkiler ağı karmaşık ve çoğunlukla değişiyor. Bu toplumsal ağlar ve değişimler onlarca kere çeşitli alanların ve teorilerin mevzusu oldu. Bunlardan biri 1940’larda (nur içinde yatsın) psikolog Fritz Heider tarafınca ortaya atılmış ve ‘toplumsal denge’ teorisi olarak adlandırılmıştı.
Ve şimdi bilim adamları istatistiksel fizik kullanarak bu teoriyi doğrulamayı başardı. Araştırma geçtiğimiz Cuma günü Science Advances dergisinde gösterildi. Yeni emek verme toplumsal denge teorisini doğrulamak için istatistiksel fiziği kullanan ilk emek verme.
Bu vesileyle, TV8 ekranlarında gösterilen Survivor Türkiye yarışmacılarından Nagihan Karadere tarafınca söylenen ve toplumsal medyada gündeme gelen “Düşmanımın düşmanı dostumdur” şiarının altında yatan teoriye yakından bakalım istiyoruz.
“Düşmanımın düşmanı benim dostumdur!” #SurvivorAllStar #Survivor #Survivor2024 #SurvivorTürkiye pic.twitter.com/ycGLbYswYB
— Survivor Türkiye (@survivorturkiye) May 7, 2024
Toplumsal denge teorisinin merkezinde yer edinen düşünce adından da anlaşılacağı suretiyle denge. Bireyler kendi ‘network’leri içinde dengeli ilişkiler oluşturmak istiyor ve bunu sürdürmeye çalışıyor.
Pozitif ilişkiler dengeliyken, negatif yada karmaşık ilişkiler ise öyleki değil ve sistemi dengede tutmak için de bazı kurallara gereksinim duyuluyor. Klasik model, pozitif ilişkilerin ‘dost’ negatif ilişkilerin ise ‘düşman’ olduğu düşüncesine dayanan dört kolay kaide içeriyor.
- İlk kaide, arkadaşımızın arkadaşı arkadaşımızdır. (Bu idealize edilmiş bir durum; kısaca derhal arkadaşınızın nefret ettiğiniz arkadaşını düşünmeye başlamayın.)
- Bir öteki kaide ise düşmanımızın dostu düşmanımızdır. Ve doğal ki dostumuzun düşmanı da düşmanımızdır.
- Son kurala geldiğimizde ise işler birazcık karışıyor: Düşmanımızın düşmanı dostumuzdur. Meydana getirilen yeni çözümleme de bu önermeyle uyumlu sadece bilim adamlarının modelleme yapabilmesi için önemli bir şeyi (aslına bakarsak iki şeyi) hesaba katmaları gerekti.
Burada bir ayraç açalım: Gerçek hayatta hepimiz birbirini tanımıyor ve şüphesiz bazı insanoğlu ötekilerden daha pozitif. Araştırmacılar her bir faktörün toplumsal bağları etkilediğini uzun süreden beri biliyordu sadece mevcut modeller aynı anda yalnızca bir faktörü hesaba katabiliyordu. Sayısız emek verme bu teoriyi doğrulamaya çalıştı fakat bu konudaki çabalar bundan dolayı hep yetersiz kaldı.
ABD’deki Northwestern Üniversitesi’nden iki fizikçinin ortaya koyduğu network modeli, her iki faktörü de aynı anda hesaba katarak, Heider’in meşhur teorisini ortalama 80 senenin peşinden doğruladı. Peki iyi mi? Birlikte anlamaya çalışalım.
Mesela ‘düşmanınızın düşmanı’ denizaşırı bir ülkede yaşıyorsa, bırakın onu dostunuz olarak saymayı, varlığından bile haberdar olmayabilirsiniz. Bir başka karmaşık unsur de bazı insanların ötekilerden daha pozitif ve dost canlısı olması. Bundan dolayı daha çok pozitif bağlantıya sahipler.
István Kovács ve Bingjie Hao’dan oluşan Northwestern ekibi, Heider’in toplumsal çerçevesinin bu iki kilit parçasını başarıya ulaşmış bir halde modele entegre etti; iki Bitcoin tecim platformu, teknoloji haber sitesi Slashdot, Epinions adlı bir ürün araştırma sitesi ve ABD Temsilciler Meclisi üyeleri arasındaki etkileşimlerden toplanan verileri kullanarak pek oldukça toplumsal network’ün hakikaten de kuvvetli bir denge sergilediğini gösterdi.
Netice: Heider haklıydı, kısaca istatistiksel fiziğe bakılırsa düşmanınızın düşmanı hakikaten dostunuz. Araştırmanın kıdemli yazarı Kovács, “Bu toplumsal öngörünün daima işe yaradığını düşünüyorduk fakat niçin işe yaradığını bilmiyorduk. İhtiyacımız olan tek şey matematiğini çözmekti. Literatüre bakarsanız bu kuram üstüne pek oldukça emek verme bulunduğunu görürsünüz fakat aralarında bir uzlaşma yoktur. On seneler süresince yanlış halletmeye devam ettik. Bunun sebebi gerçek yaşamın oldukça daha karışık olmasıydı. Kimin kimi tanımış olduğu ve bazı insanların ötekilerden daha dost canlısı olması benzer biçimde iki faktörü aynı anda hesaba katmamız icap ettiğini fark ettik” diyor.
Araştırmacılara bakılırsa bu emek verme ‘toplumsal medyadaki kutuplaşmayı anlama ve potansiyel olarak azaltma’ yolunda bir adım olabilir. Ek olarak bu yeni çerçeve, araştırmacıların siyasal kutuplaşma ve internasyonal ilişkiler de dahil olmak suretiyle toplumsal dinamikleri daha iyi çözümleme etmesini sağlayabilir.
IFLScience ve phys.org makalelerinden derlendi. Kapakta kullanılan ekran görüntüsü: YouTube/@SurvivorTurkiye