Infinix Zero 30 4G incelemesi ile karşınızdayız. Son yıllarda giderek genişleyen Android telefon pazarında üreticiler neredeyse her segmentte yoğun bir rekabet içindeler. Rekabetin en üst düzeyde yaşandığı segmentin ise orta segment ya da başka bir deyişle “fiyat-performans segmenti” olduğu tespiti yanlış olmayacaktır. Konumlandıkları noktadan bu alana ateş eden üreticiler, farklılık yaratmanın zor bulunduğunu da biliyor. Ikimiz de farkındayız. Uygun fiyata üst düzey performans her insanın imgesel sadece bu zafere emin bir cihazdan, kasa kalitesinden ya da kimi zaman kameradan feragat etmeden ulaşmak oldukça oldukça zor.
Türkiye pazarında yerini güçlendirmek isteyen Infinix’in de gözünü (en azından şimdilik) fiyat-performans segmentine diktiğini ifade etmek mümkün. Infinix Zero 30 4G, bu hedef doğrultusunda atılmış oldukça başarıya ulaşmış bir adım. Peki çarpıcı tasarımının yanı sıra uygun fiyatıyla da dikkat çeken ürün performans noktasında ne vadediyor? Birazcık daha detaylı bakmakta yarar var…
Tasarım
Infinix Zero 30’un oldukça şık ve oldukça çarpıcı göründüğünü kolaylıkla söyleyebiliriz. Deneyimlediğim yeşil modelde yer edinen vegan deri arka açık oturum premium bir dokunma hissi verirken kamera ünitesi de şık tasarımı iyi tamamlamış. Telefonun bir de altın rengi versiyonu mevcut. Sadece naçizane yeşil modelin görüntü açısından birkaç adım önde bulunduğunu düşünüyorum.
Bu sınıfta neredeyse her telefonda olduğu şeklinde Infinix Zero 30 da bununla beraber bir saydam kılıfla geliyor. Vegan deri arka panelin dokunma hissini oldukça sevdiğim için telefonu kullandığım süre süresince neredeyse asla kılıf kullanmadım. Harici koruma noktasında telefonun kutusundan ekran koruyucu film uygulanmış halde çıktığını da belirterek hazır “ekran” demişken telefonun ön yüzüne geçelim.
Ekran
Tasarımı tamamlayan unsur ise telefonun ekranı. 6.78 inçlik büyük diyebileceğimiz ekran, kavisli yapısı yardımıyla olduğundan daha büyük gözüküyor ve yüzde 93.7’lik ekran-gövde oranını daha çok hissetmenize niçin oluyor. Kavisli ekran telefona premium bir hava katsa da kavisli ekranlara bir türlü ısınamamış benim şeklinde kullanıcılar, mobil oyunlarda ekranın üstünde ya da altında bir bölgelere dokunurken ya da en basitinden YouTube’da ana sayfada gezinirken videoların kapaklarında “ekranın kavisli bulunduğunu” ne olursa olsun hissedecektir.
Buna karşın ekrandaki kavis de şık tasarımın mühim bir parçası. Kavisli AMOLED panelli ekranın çözünürlüğü ise 1080×2400 px. 10 bit renk doygunluğuna haiz etkisi altına alan ekranın yenileme hızı 120Hz’e parlaklığı ise 950 nite kadar çıkabiliyor.
Ekran keyifli bir seyretme deneyimi sunarken altta ve üstte yer edinen hoparlörler de epey kuvvetli. Infinix ses noktasında JBL ile çalışmış. Bununla beraber telefonun altında bir USB-C portu bir de SIM kart portu bulunduğunu belirtmekte yarar var. Öte taraftan ekran Gorilla Glass 5 ile korunurken ürünün IP54 sertifikasına haiz bulunduğunu da belirtelim. Bu da sıçramalara ve toza karşı koruma sağlıyor.
Kamera
Telefonun arkasında üçlü bir kamera sistemi bulunuyor. Burada öne çıkan, normal olarak 108 megapiksellik ana kamera. Bu kamerayı 2 MP çözünürlüğünde makro ve derinlik sensörleri destekliyor. Kamera ünitesinde bir de halka flaş mevcut. Gün ışığında oldukça kafi fotoğraflar çekebileceğiniz şeklinde gece de amiral gemisi modeller kadar olmasa da doğru ayarlamalarla pozitif yönde sonuçlar almanız mümkün.
Telefon varsayılan olarak fotoğrafları 12 megapiksel olarak çekiyor. Kamera arayüzünde üstte 108MP seçeneğine dokunarak en üst düzey performansa geçebiliyorsunuz. Otomatik odaklama noktasında iyi çalışan sensörler bir de suni zekâ ile desteklenmiş. Kamerayı açtığınızda fotoğraflarınızı varsayılan olarak “AI CAM” ile çekiyorsunuz.
Bu özellik, kamera sensörünü çekim koşullarına nazaran otomatik ayarlayarak fotoğrafın genel standardını iyileştirmeyi amaçlıyor. Başarıyor mu? Şu demek oluyor ki, evet. Elbet amiral gemisi olarak adlandırılan telefonlar kadar başarıya ulaşmış sonuçlar elde etmek bilhassa düşük ışıklı ortamlarda zor sadece beklentileri de kolaylıkla karşılıyor.
Infinix Zero 30’un beklentileri aştığı nokta ise ön kamera. Infinix, ön tarafa 2K 30 kare video çekebilen 50 megapiksellik bir kamera taşımış. Sol üst köşeye ise küçük fakat kuvvetli bir flaş da yerleştirilmiş. Anlayacağınız vloglarda, online toplantılarda ve selfie’lerde mahir bir aygıt olmuş Zero 30. Bu segmentteki rakiplerinden bu aşamada ayrıştığını öne sürmek yanlış olmaz. Bu oldukça zekice bir hamle.
Performans
Performans noktasında ise Infinix Zero 30 enerjisini, bu sınıfın en bilindik ve güvenilir işlemcisi olarak tanımlayabileceğimiz MediaTek Helio G99’dan alıyor. 8 GB ram, sanal olarak 8 GB daha artırılabilirken cihazın grafik işlemcisi ise Mali-G57 MC2. Özetle aygıt oyunlarda da oldukça oldukça kafi. Bir ihtimal bir miktar da vegan deri arka açık oturum yardımıyla kaydadeğer bir ısınma hissetmiyorsunuz.
PUBG Mobile, Asphalt 9 şeklinde oyunları kolaylıkla oynayabildim. Aygıt Antutu benchmark testinden 424 bin 68 puan alırken kontrol esnasında yalnız 3 aşama ısındı.
Pil
Oyunlardan söz etmişken pil performansına ve telefonun bu noktadaki dikkat çekici bir özelliğine ne olursa olsun değinmek gerek. Cihazda 5 bin mAH bir batarya mevcut. Telefon bununla beraber gelen adaptör ile 45 Watt’la şarj olabiliyor. Bu sayede yüzde 1’den 80’e otuz dakika şeklinde bir sürede, yüzde 100’e ise ortalama bir saatte çıkabiliyor. Günlük kullanımda telefonun kolaylıkla bir tam günü hatta bir buçuk günü rahat rahat çıkarabildiğini söyleyebilirim.
Fakat pil noktasında aslolan mevzu bypass şarj özelliği. Peki bu ne demek oluyor? Şarjda oyun oynarken güç, yalnız telefonun işlemcilerine gidiyor kısaca bataryaya güç verilmiyor. Böylece hem ısınma problemi yaşanmazken hem de batarya ömrü korunmuş oluyor. Bu zekice çözüm değişik Infinix modellerinde de mevcut. Söylediğim şeklinde Android rekabeti içinde fark yaratmak önemli.
İşletim sistemi, arayüz ve öteki özellikler
Cihazın parmak izi okuyucusunun ve yüz tanıma hususi durumunun sorunsuz çalıştığını söyleyebilirim. Bağlantılarda ise zor lokasyonlarda extra çekim gücü sağlayabilen UPS dikkat çekiyor. Zero 30 rakiplerine kıyasla bu aşamada da fark yaratmış.
Android 13 ile gelen telefonda kullanıcıları karşılayan ve XOS Ailesi şeklinde adlandırılan bazı uygulamalar mevcut. Bunlardan XArena, mobil oyun deneyimini yükseltmeyi amaçlıyor ve bunda belli oranda başarıya ulaşmış da oluyor. Infinix’in daha etken olduğu Cenup Asya ve Güneydoğu Asya’dan yoğun izler taşıyan XClub ise Infinix kullanıcılarına hususi bir toplumsal medya platformu şeklinde sadece Türkiye’deki kullanıcılara hiçbir şekilde hitap etmiyor. Hazır temalar sunan XTheme ise keyifli ve yararlı bir özellik olmuş.
Uzunluğu 164.52 mm, genişliği 75 mm ve derinliği 7.9 mm olan telefonun ağırlığı ise 182 gram. Sadece telefon ince çerçevesi ve materyali ile olduğundan daha hafifçe hissettiriyor. Bunu pozitif yönde görebileceğimiz şeklinde negatif bir detay olarak da değerlendirebiliriz. Şu şekilde tanım edebilirim; mesela 174 gram ağırlığındaki iPhone 13, Infinix Zero 30’dan daha hafifçe olsa da elde daha dengeli duruyor ve böylece “daha ağır” hissettiriyor. Zero 30 elde tutulduğunda üst yarısının, alt yarısından daha ağır olduğu anlaşılıyor. Ekranı ve çerçevesi sebebiyle telefonun daha narin görünüyor olması da ruhsal olarak kullanıcıyı etkiliyor olabilir. Beni bir miktar etkiledi.
Netice
Infinix Zero 30 4G’yi değerlendirirken aslen kendi sınıfında nerede durduğuna bakmak gerek. 17 bin 999 liralık fiyat etiketiyle çıkan telefonu Infinix Türkiye garantili olarak güvenilir ve oldukça malum satış kanallarında ortalama 15 bin lira bandında bir fiyatla bulmak mümkün. Telefonun bu fiyat aralığı için oldukça kafi bulunduğunu da söylemek gerek.
Şık tasarımı, etkisi altına alan ön kamerası ve oldukça kafi oyun performansı öne çıkıyor. 256 GB’lık kapasitesinin artırılamıyor olması ise cihazın kim bilir dikkat çeken tek eksisi. Infinix Zero 30 4G, günlük kullanım için ya da “ilk telefon” olarak epey tatminkar ve bütçe dostu bir telefon.