Avucundaki Öpücük Özeti, Konusu ve Karakterleri

Avucundaki Öpücük – Audrey Penn

Tür:Çocuk
Yazar:Audrey Penn
Yayınlanma Zamanı:2011
Yayınevi:Butik
Karakterler

Chester Raccoon (Rakuncuk Chester): Chester, hikâyenin ana karakteri olan sempatik ve duygusal bir rakundur. Ufak bir çocuk şeklinde yeni ve bilinmeyen durumlarla karşı karşıya kaldığında kaygı ve korku yaşar. Kitap süresince annesinden ayrılmak ve okula gitmek mevzusunda büyük bir kaygı içindedir. Sadece bu korku, annesinin verdiği sevgi ve itimat yardımıyla azalır. Chester, bu sayede yürekli olmayı öğrenir ve yeni deneyimlere açık hale gelir. Chester, evlatların ilk kere okula ya da kreşe giderken yaşamış olduğu ayrılık kaygısını temsil eder. Onun korkuları ve endişeleri, evlatların yeni ortamlara uyarlama sürecinde karşılaştıkları duyguları yansıtır.

Anne Rakun: Anne rakun, şefkatli, anlayışlı ve destekleyici bir karakterdir. Chester’ın korkularını ve kaygılarını farklıdır ve ona duyduğu sevgiyi göstermek için “avucundaki öpücük” fikrini ortaya atar. Annelik içgüdüsüyle, Chester’ın kendisini yalnız hissetmemesi için ona itimat verici ve rahatlatıcı bir çözüm sunar. Anne rakun, çocuklar için koruyucu ve itimat veren ebeveyn figürünü temsil eder. Annelik sevgisi, şefkat ve itimatı temsil eder. Anne rakun, ebeveynlerin çocuklarına verdikleri koşulsuz sevgiyi ve onların korkularını anlamadaki hassasiyetlerini sembolize eder.

Mevzusu

Bilhassa minik çocuklar için yazılmış, sevgi, itimat ve ayrılık kaygısıyla başa çıkma temalarını ele alan duygusal ve öğretici bir hikâyedir. İlk kere okula gidecek olan çocuklar için çoğunlukla tavsiye edilen bu kitap, anne ve çocuk arasındaki bağın ne kadar kuvvetli bulunduğunu vurgularken, küçüklere itimat ve rahatlık hissi aşılar.

Avucundaki Öpücük Özeti

Hikâye, Chester isminde minik bir rakunun okula gitmekten korkmasıyla adım atar. Chester, geceleri okula gidecek olma düşüncesiyle endişelenmektedir. Annesinin yanından ayrılmak istemez ve bu yeni deneyime karşı çekinceleri vardır. Chester’ın endişesini fark eden anası, ona “avucundaki öpücük” adlı hususi bir yöntemle kendisini iyi mi daha güvende hissedebileceğini öğretir.

Anne rakun, Chester’ın elini meblağ ve avucunun içine dev gibi bir öpücük kondurur. Sonrasında ona bu öpücüğü avucunda saklamasını ve kendini yalnız ya da korkmuş hissettiğinde avucunu yanağına bastırarak bu öpücüğü hissetmesini söyler. Böylece Chester, annesinin sevgisini hep yanında taşıyacaktır. Bu düşünce, Chester’a büyük bir rahatlama hissi verir.

Hikâyenin sonunda Chester, annesinin verdiği şefkatli öpücükle okula gitmeye karar verir. Artık korkularını yenmiş ve annesinin sevgisini hep yanında taşımanın güveniyle yeni bir maceraya hazırdır. Kitapta ayrılık kaygısı, anne-çocuk bağları, itimat ve cesaret şeklinde temalar işlenir. Burada ayrılık kaygısı temasında, evlatların ilk kere okula başlama ya da ailelerinden ayrılma durumunda yaşadıkları kaygı ve korkuları ele alır. Bu tür bir durumla karşı karşıya olan küçüklere ve ebeveynlere duygularını anlama ve baş etme mevzusunda destek olmayı amaçlar.

Anne-çocuk bağları teması, annenin Chester’a verdiği öpücük, anne-çocuk arasındaki sevgi bağını simgeler. Bu, küçüklere annelerinin sevgisinin daima yanlarında bulunduğunu hissettiren sıcak bir mesajdır. Itimat ve cesaret teması, Chester’ın okula gitme mevzusunda duyduğu korkuyu yenmesi, küçüklere yeni ve bilinmeyen durumlarla başa çıkma cesareti vermeyi hedefler. Hikâye, sevgi ve güvenle zorlukların üstesinden gelinebileceğini gösterir.

Avucundaki Öpücük, bilhassa okula yeni başlamış olacak çocuklar için oldukça etkisinde bırakan ve itimat verici bir hikâye sunar. Anlatımı rahat ve duygusal olduğundan çocuklar, kitabın verdiği mesajları kolayca anlayabilir ve özdeşleşebilir. Audrey Penn, ayrılık kaygısını sıcak, şefkatli ve öğretici bir halde ele alarak, hem çocuklar hem de anne babalar için unutulmaz bir hikâye oluşturmuştur.

Avucundaki Öpücük – Kitap Açıklaması

Ormanda okul başlıyordu fakat Küçük Rakun okula gitmek istemiyordu. Onun korkularını yatıştırmak isteyen Anne Rakun, “Avucundaki Öpücük” adını verdiği aile sırrını yavrusuyla paylaştı. Amacı dünyası ne süre birazcık ürkütücü hale gelse, onu fazlaca sevdiğini hatırlamasını sağlamaktı. 1993 yılındaki ilk basımından beri insanoğlunun içini ısıtan bu kitap, çocuk klasikleri arasındaki yerini alarak, bilhassa de okula, yuvaya adım atmak ya da bir kampa gitmek şeklinde ayrılık anlarında, milyonlarca çocuğun ve velinin yaşamına dokunmuştur. Fazlaca sayıda yuva öğretmeni bu öyküyü ilk günde okumayı sever.

Audrey Penn; Sassafras, Feathers & Fur, A.D.D not B.A.D, The Whistling Tree ve A Pocket Full of Kisses adlı kitapların yazarıdır. Eğitim programları düzenler. Okullarda, kütüphanelerde ve çocuk hastanelerinde anlattığı hikâyelerini evlatların işbirliğiyle geliştirir, son şekillerini verir. Öğretmenler ve küçüklere yönelik işler icra eden öteki profesyoneller için konferanslar düzenler.

(Tanıtım Bülteninden)

(Toplam: 2, Bugün: 1 )

Site Footer