Neyi kaybettik: Mesaj silmenin dayanılmaz hafifliği

Süratli bir özet geçeyim. Gösterim sorumlusu olduğum Mashable Türkiye’de teknoloji ve bilim haberciliği yapıyor; dijital medyada pek de alışık olmadığımız ‘nispeten yavaş’ gazetecilik örnekleri sunmaya çaba ediyoruz. Birkaç haftada bir de ben editör arkadaşlarımızın yazdığı, dikkatimi çeken haberleri ufak yorumlarla size aktarıyorum.

Bu hafta en keyifle okuduğum yazı Mashable editörü Christianna Silva’nın kaleminden çıktı. Metin Aktaşoğlu’nun kıvrakça Türkçeleştirdiği metinde söyleşi programlarına bildiri silme hususi durumunun gelmesinin arkasından davranışlarımızın iyi mi değişmiş olduğu sorgulanıyor.

“Tam gözümüzün önünde adeta bir sanat formunun yavaş ve acıklı ölümünü izliyoruz. Nedir bu? Klasik bir “Üzgünüm, yanlış oldu” mesajı. Sevgiliye bildiri atmak isterken yanlışlıkla ailesine yazan birinin hikayesine rastlamak artık neredeyse mümkün değil. Dünya böylesi bir dramadan yoksun kalma yolunda gidiyor”

Evet; yuva yıkan, kariyer sarsan yanlış bildiri skandallarını bir nebze azaltmak için bir silme hususi durumunun gelmesi kaçınılmazdı. Sadece Christianna’nın vurguladığı benzer biçimde söz mevzusu uygulamanın beklenmedik bir sonucu oldu: Yapmış olduğu yanlıştan tek tuşla sıyrılabilen bir gamsızlık.

Ek olarak bir salgına dönüşen özellik; bir tek büyük hataları değil, içimize sinmeyen her ifadeyi silmek için kullanılıyor. Kendinden, yazdığından kuşku eden, mesajlaşırken kusursuzluk arayan mesafeli bir kontakt bu. Karşı karşıya konuşmayı neredeyse tamamen ikame ettiğini düşünürsek mesajla kurduğumuz bu soğuk yöntem, yaşamın dinamiklerini değiştirecek bir güce haiz.

Her ifademizi, her hatamızı, çirkin çıktığımız her fotoğrafı, pişman olduğumuz her düşünceyi silebileceğini düşünerek yaşamak, hata yapma korkusu taşıdığımız bir yaşamdan daha azca insani.

15 yaş altına SM yasağı

Dijital kültürde yasaklar söz mevzusu olduğunda ilk tepkim yüzümü ekşitmek oluyor. Peki bu yasağı Norveç getirdiyse? Dünyanın en mutlu 7’nci ülkesi bu şekilde köşeli bir hamle yaptığında pozitif yönde bir önyargı ile bakmak mümkün oluyor. Ülkede hali hazırda 13 yaş altı evlatların toplumsal medyayı kullanımı yasak sadece tahmin edersiniz engellemeler pek işe yaramamakta. Yetkililer de yasağın kapsamını genişletip netice almayı hedefliyor.

Toplumsal medya hakkaten çocuklar için değişik türde tehlikeleri barındırıyor. Burada ebeveyn denetimi en eleştiri müdafa hattı olsa da bu hem teknoloji sektörünün hem de kamunun sorumluluğunu azaltmıyor. Norveç’te söz mevzusu uygulamaya oldukca fazla itiraz da mevcut, beklenti ise kuvvetli bir model ortaya koyabilmeleri.

Fazla uzatmak iyi değilmiş!

47 yaşındayım ve yaşam bana her gün yeni şeyler öğretiyor. Bu cehaletlerimden birinin salonumun ortasında yatıyor olması da ek olarak düşündürücü. Uzatma kablosuna başka bir uzatma kablosu takmak oldukça tehlikeliymiş. Evimdeki tüm uzatmaların İtalyan aileler benzer biçimde birbirine sıkı sıkıya bağlı olması haricinde bir problem yok.

Özgür Yıldız’ın yazdığı habere göre tek risk o da değil. Uzmanlar, airfryer, tost makinesi, elektrikli ısıtıcı, klima, fırın benzer biçimde cihazların da uzatma kablosuna takılmaması icap ettiğinin altını çiziyor. Aksi takdirde bir yangın riskinden bahsediliyor.

Haftanın ürünü: Apple iPad mini 7

Kuvvetli ve YZ’ye hazır

6. nesil iPad mini, daha büyük ekran, yeni Touch ID ve yeni kamera ve tasarımıyla devasa bir sıçrayıştı. 7. nesil iPad mini ise bu aynı tasarımın üzerine yeni bir yonga, daha çok depolama kapasitesi ve Apple Intelligence özellikleriyle uyumluluk sunuyor.

  • İyi: Suni zekaya hazır. 128GB artık giriş düzey depolama seçeneği var. Ufak iPad’leri sevenler için hala en iyi iPad.
  • Fena: Niçin A18 Pro yongası yok? Apple Intelligence halen Avrupa ve Çin’de mevcut değil.
  • Son söz: Apple’ın iPad mini 7’si hala görkemli, fakat bugüne kadarki en iyi güncelleme de değil.

Detaylı araştırma burada.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer