İşe gideceksiniz ve dışarı çıkmadan o gün yağmur yağıp yağmayacağını telefonunuzdaki hava durumu uygulamasından denetim ettiniz. Uygulama saat 13:00 şeklinde yağmur yağacağını öngörüyor. Siz de yanınıza şemsiye alıyorsunuz. Saat 13:00’e geldi, bir damla yağmur yok. 1 saat daha geçti, hala yok. O gün asla yağmur yağmıyor. Peki buradaki mesele ne?
Artık sürücüsüz taksiler (hemen hemen bizde olmasa da), insan sesiyle konuşabilen söyleşi robotları ve akıllı yüzükler insanların kullanımına sunulmuş durumda. Hatta Mars’ta koloni oluşturmayı planlıyoruz. Sadece gene de hava durumu uygulamaları doğru tahminlerde bulunamıyor.
Sorunlu hava durumu tahminleri bir kır düğününü ya da kamp yapma planlarınızı suya düşürebiliyor. Doğal hava durumu yalnız bu şekilde kolay problemlerle de ilişkilendirilmiyor. Arizona Üniversitesi’nin yapmış olduğu bir araştırma, ABD’de hava durumu tahminlerinin yüzde 50 daha doğru olması durumunda, yılda 2 bin 200 kişinin yaşamının kurtarılabileceğini gösterdi.
The Weather Channel ve Apple’ın kendi Hava Durumu uygulaması şeklinde uygulamalar, halka açık verilerle kendi hava durumu algoritmalarını karışmasını sağlayarak sunuyor. Doğal bazı durumlarda isabetli tahminler yapabiliyor olsalar da yanınıza şemsiye alıp almamanızı tam olarak söyleyemiyorlar. Sadece bunun için yapabileceğiniz şeyler de var:
Geleceği kestirmek
Son 50 yılda hava durumu tahminleri fazlaca daha iyi bir hale geldi. Bu, yüksek çözünürlüğünde olan uydu fotoğrafları ve daha süratli bilgisayarlar yardımıyla mümkün oldu.
Kaliforniya’daki San Jose Eyalet Üniversitesi’nden meteoroloji bölümünden destek doçent Jan Null, mevzuyla ilgili şu şekilde diyor: “70’lerde Ulusal Hava Durumu Servisi’nde çalışmaya başladığımda, iyi bir tahmin ortalama üç gündü. Şimdi, önümüzdeki yedi gün içinde ne olacağına dair oldukça iyi bir göstergemiz var.“
7 günlük bir hava durumu tahmini, Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’ne (NOAA) gore hava durumunu yüzde 80 oranında doğru şekilde tespit edebiliyor. Sadece bu tahmin 10 güne çıktığında, doğruluk oranı yüzde 50’ye düşüyor. Mesela NOAA bu yıl, Atlantik Okyanusu’ndaki kasırga sezonunu 18 isimlendirilmiş kasırgayla en doğru tahminini yapmış oldu. Averaj bir sezonda bu sayı 14.
Telefonunuzda gördüğünüz hava durumu tahmini, birkaç değişik veriyi kullanıyor. Çoğu zaman bu tahminler iki yaygın küresel hava durumu modelini kullanıyor ve bunlar çoğunlukla ABD ve Avrupa’daki ajanslardan geliyor. Bilgisayar yazılımları, okyanusta bulunan şamandıralar ve uydulardan gelen detayları işliyor. Her altı saatte bir, sensör verilerini alan ve karmaşık matematik modelleri çalıştıran süper bilgisayarlar, tahminler gerçekleştiriyor.
Peşinden hava durumu uygulamaları bu öngörüleri basitleştirerek bizim anlayabileceğimiz şekle sokuyor. Sadece burada uygulamanın verileri iyi mi çeviri etmiş olduğu ehemmiyet kazanıyor: Biri parçalı bulutlu gösterirken diğeri yağmur gösterebiliyor.
Tahminler neyi baz alıyor?
Hava modelleri tahmini, çoğu zaman tarihsel örüntüleri baz alıyor. Doğrusu hava sistemleri beklenmedik şekilde hareket ettiğinde, tahminler de değişim izah edebilir. Hava durumu uygulamalarının doğruluğunu ölçen ForecastWatch isminde firmanın kurucusu Eric Floehr bu mevzuda “Atmosferin muhteşem bir bilgisine haiz değiliz” diyor.
Modeller mikroiklime haiz bölgelelerde de muntazam çalışmıyor. Mesela San Fransisko’daki mahalleler içinde bile değişik hava durumu örüntüleri olabiliyor. Bununla beraber yükseklikle beraber yaşanmış olan büyük değişimleri de hesaba katmak lazım; dağlarda bulunan şehirler de var zira.
Ek olarak uygulamanızın kullandığı konum da bunda etkili olabilir. Mesela Nevada’daki 89049 posta koduna haiz bölge, 26 bin kilometrekarelik bir alana haiz. Floehr bu mevzuda posta kodu yerine konuma şehri yazmanın daha doğru netice vereceğini söylüyor.
Doğal bununla beraber iklim değişimi de bu durumu daha karmaşık bir hale sokuyor. Floehr, iklim değişimiyle beraber yaşanmış olan alışılmadık durumların daha sık yaşandığına dikkati seçiyor.
Kendi meteoroloğunuz olun
Meteoroloji her ne kadar bilim olsa da, sanata benzer yönlere de haiz. Bazı hava durumu tahminleri öbürlerinden daha doğru olabiliyor. Havayı daha iyi anlamanızı sağlayacak birkaç ipucu verelim:
Değişik uygulamalara danışın: Floehr’ın ForecastAdvisor’ı, ABD çapında posta kodu yada şehre gore en doğru hizmetin hangisi bulunduğunu listeliyor. Doğal bu uygulamalar Apple’ın yada Google’ın Hava Durumu uygulamalarını listelemiyor zira bu uygulamalar takip edilmesi zor veriler sunuyor. ABD’de olmayanlar içinse değişik uygulamaları yükleyip neticelerini kovuşturmak en verimli yöntem olabilir.
Kısa süreli ve gerçek zamanlı verilere bakın: 7 günlük bir hava tahmini yerine önünüzdeki 3 gün içinde ne olacağına bakın. Doğal radar görüntüsü sunan uygulamalarla işin derinine inebilirsiniz. Fakat bu görüntülerde neye baktığınızı da anlamayabilirsiniz.
Hava durumu tahminini bir insandan alın: Meteorologların işinin bir çok, her modelin zayıflığını anlamaktır. Bilhassa de hava durumu tahminlerinin zor olduğu bölgelerde. Null bu mevzuda “Öngörülebilir gelecek için işlemin bir kısmı için insanlara gereksinim duyacağız” diyor.
Olasılıkları deneyin: “Yağmur yağma ihtimali” ve “Yağış olasılığı” şeklinde terimler çoğunlukla yanlış algılanıyor. Yüzdelik oran, bölgeye yağmur yağıp yağmayacağının oranını gösteriyor. Doğrusu bölgenin yüzde kaçına yağmur yağacağını değil. Doğrusu İstanbul’a %30 oranında yağmur yağma ihtimali var ise, bu durum, şehrin %30 ihtimalle 0,2 mm’lik yağışa sahne olacağı anlamına geliyor.
Floehr mevzuyla ilgili “Yüzde 60 yada yüzde 70 olasılık olduğunda hazırlanmaya başlarım” diyor. Bununla beraber olasılık ne olursa olsun, hava durum tahmincileri kendilerini güvene alıyor: “Arabamda devamlı bir şemsiye taşırım” diyor Floehr.
The Wall Street Journal‘ın haberini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.