Tommaso Campanella Sözleri ve Alıntıları

Tommaso Campanella Sözleri

Dünyanın tüm kitapları doyuramaz kafamın açlığını.

Bencilliği ortadan kaldırırsanız geriye evrensel sevgi kalır.

Dünyanın tüm kitapları doyuramaz kafamın açlığını. Neler neler okumadım! Fakat gene de kafamın açlığından ölüyorum… Anlayışım arttıkça, bilgim eksiliyor.

Yoksulluk insanları alçaltır, hileye, hırsızlığa, yalancılığa, serseriliğe götürür; onlarda yurt sevgisini azaltır. Zenginlikse, gururlu, bilgisiz, küstah, hain, palavracı, egoist ve iftiracı yapar.

İçinde yaşadığım şafaksız gecenin bir sabaha ermesini istemiyorum. Bu şekilde bir sabahın sonu gecedir.

Kafamın içindeyim tıpkı bir yumruk benzer biçimde ve dünyanın tüm kitaplarını yiyorum, sonsuz iştahımı kesmiyorlar.

Dünya devasa bir hayvandır: insan onun bağrında yaşar, tıpkı biz insanların karnında yaşayan kurtlar benzer biçimde.

Ayıbın ve ahlaksızlığın bir okulundan çıkar benzer biçimde bu aylaklık ve tembellikten devleti çürümeye ve yozlaşmaya sürükleyen tefessüh etmiş (bozulmuş/kokuşmuş) özneler ve fena insanoğlu sürüsü türeyip durmaktadır.

Bu sebeple onlara gore, savaşın amacı düşmanı yok etmek değil, daha iyi hale getirmektir.

Yurt sevgisi kişisel çıkardan vazgeçildiği seviyede artar.

Güneş Ülkelilere gore fenalık, ana babalardan küçüklere suçtan fazlaca ceza biçiminde geçmiştir.

İşte, orada (hususi) iyelik olmadığından, bencillik, kendini düşünme özelliği amaçsız, işe yaramaz bir hale geldiği için, ortak varlığa (topluma) kalan artık yalnız sevgidir.

Yalana verilen izin, dünyayı yıkıma götürür, erdemli hareketin gölgede kalmasına neden olur; korku ve dalkavuklukla haksız yere değersizler yüceltilmiş olur.

Ve derler ki ayaklar için yürümek onur vericidir, gözler için de bakmak ve bir işte çalışan şahıs de onurlu bir iş yapmaktadır.

Gerek bilimler, gerek devlet mevkileri gerekse dünyevi nimetler o şekilde iyi paylaştırılmış ki, asla kimse hiçbir şeyi kendisine mal etmeye çalışmıyor.

Güneş ülkesi insanlığın bitmeyen bir umududur, daha da önemlisi hala koruduğu ve ulaşmaya çalmış olduğu tek umuttur.

İnsanlar günde dört saatten fazla çalışmıyor. Kalan zamanlarını güle oynaya öğrenmeye veriyorlar, tartışıyorlar, okuyorlar, anlatıyorlar, yazıyorlar, yürüyüş yapıyorlar, zihin jimnastiği yapıyorlar, gövde eğitimi yapıyorlar, üstelik sevinç içinde.

İncil’den ilkin Tanrı’nın başka bir büyük kitabı vardı; yaratma eylemine başladığı altı gün süresince silinmez harflerle yazdı. Bu tabiatın kitabıydı.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer