Abdülhak Şinasi Hisar Sözleri
Eskiden hep nazla geçen mevsimler artık birer kasırga hızıyla savruluyor… Süre bir acil hastalığına tutulmuş da bizi iterek kovalar şeklinde koşuyor!
Tüm günlerimiz için kendimize bir yol çizer, sonrasında, her gün bunun aksine hareket ederiz. Kendimizi kimi zaman kendimizden bile ne kadar uzak buluruz!
Sizi ısıran köpek siz ısırılmaya müstahak olduğunuz için değil kendisi kuduz olduğundan ısırır. Zalim size zulmetmekteki sebebi kendi kötü kanında bulur.
Derhal asla kimse dönemin kendine mahsus çerçevesi içinde kalmaya razı olmaz. Hal içinde yaşayanların bir kısmı istikbale vurgun, bir kısmı da maziye âşıktır.
Düşünürsek, tüm yaşam, çektiğimiz bir çubuk içindeki esrar gibidir. Biz mest oluyoruz, fakat bizim zevkimizi temin eden onun yanıp geçişidir.
Başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak birazcık kendimize ağlarız.
Zira hepimiz gizlice hıyanet etmiş olduğu bir ahlaka hürmetini başkalarına ithamla kanıtlamak ister.
İnsanların kafası taşları devrilmiş ve sadece birkaçının üstündeki adlar okunabilen bir mezarlığa benzer.
Bir de insan iyi kitaplara kavuştuktan sonrasında, alelade kimselerin sözlerine karşı müşkülpesent davranır oluyor.
Zira hakikati anlamanın ve duymanın çeşitli tarzları vardır. Aklımıza varmış bir haber ruhumuza ermiş sayılmaz.
İnsanların muhakemeleri zayıf, ahlakları zayıf, fakat hafızaları bundan daha zayıftır.
Tüm sevenler Mecnun’a akrabadırlar ve tekmil sevgililer de Leyla’ya benzer.
Zira daima bu şekilde, başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak birazcık kendimize ağlarız.
Yeryüzünün hiçbir meyvesi çiçeğinin vaadini tutmaz. Asla kimse tamamen başkasının dilediği şeklinde olması imkansız. Kimse kendisini bir başkasının hayal etmiş olduğu şeklinde çıkmaz.
Yavaş yavaş, parça parça ölen hepimiz, ölülerin aniden ne kadar ölmüş olduklarına bir türlü akıl erdiremiyoruz.
Tüm bigün, onun hatırası, arada sırada zonklayan bir sancı şeklinde, zihnimde parlayıp söndü.
Kendi kalbimizi çırılçıplak görmekten utanır, ruhumuzun içine bakmaktan korkar, iğreniriz. Boşluğumuzu görmekten de başımız döner…
Dünya bu şekilde kendilerini hâlâ daha yaşlanmış saymayan yaşlanmış çocuklarla, eski vakit gençleriyle doludur.
Bigün olur elbette benim de hatırımı merak ederler. Bana da iktidarıma layık bir mevki verirler. Benim de halim düzelir. Siz üzülmeyin!
Sessizlik şiir zevkini besler ve şiirler içinde sadece sükût lazım yada mümkün olduğu şeklinde bu güzel sükûtlardan sonrasında insana susmak yada şiir söylemek yaraşır.
Yiyecek saatleri kadar düzenlilik ile her gün ve her gece, ruhun gıdası olan sükût ve hayal saatleri ayırmalıdır. Halik asla kimseyi aç, susuz, uykusuz ve hülyasız bırakmasın!
Abdülhak Şinasi Hisar Alıntıları
Çamlıca'daki Eniştemiz
Hatırlayınız! Asla şaşmayan bir düzenlilik ile işlediğini gördüğümüz beşerî bir kanun vardır: Nerede zekâ umarsak orada ahmaklıkla karşılaşırız.
Yaşlana yaşlana gözlerimizden nice perdeler kalkacak. Günün birinde nihayet kendi kendimizle tanışarak kıymetli bir dost kazanacağız.
Fahim Bey ve Biz
Ben onu asla görmemişken bile bildiğimi sanırdım.
Bir Shakespeare, normal olarak ki herkesten daha ziyade ilgi çekiyor.
İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelere ayrılmış yıldızlar şeklinde, kendi hususi boşlukları içinde dönen hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır.
Ona rasgelsem kendisini daha çok dinleyebilmek için elimden geleni yapardım.
Kelime Kavgası
Bazı tabloları iyi görebilmek için hususî bir ışık tertibatı lâzım geldiği şeklinde, bazı kitapları idrak etmek için de hususî gözlükler takılması lâzım geliyor.
Bir meseleyi iyi biliyorsan onu asla bilmeyenlerle münakaşa etmekten ne zevk alıyorsun?
Bazı şairlerin esin perileri kanatları kesik bir tavuk şeklinde sadece bir kümes rafından bir kümes damına atlamayı biliyor ve komşu penceresine konamadan nefesi kesiliyor!
Edebiyat, sanat, yabancılarına mevhum görünen bazı kıymet ve bazı meziyetlere inanan bir dindir. Bunun âyinleri ve şehr-âyinlerini fazlaca görmemeli, hoşgörme ile görmeliyiz.
Her insanın kendi fikrinden bile şüpheye düşeceği gelen bu emniyetsizlik ve istikrarsızlık zamanında size fikirlerinizi söyleyen bir kitabı okumaktan büyük bir teselli tasarım edebilir misiniz?
Boğaziçi Mehtapları
Aslına bakarsan anımsamak devamlı birazcık yeniden yaşamak değil midir? Mazimiz, hatırlayabildiğimiz nispette, yeniden yeniden yaşayabildiğimiz hayatımızdır.
Edebiyat bir milletin hafızası, fikrinin ve yaşamının hatıraları anlamına gelir.
Kimi zaman rastlantı sizi bu şekilde ümidinizi geçen hakikatlerle karşılaştırır, hâlbuki fazlaca kere de, görürsünüz ki sandaldaki hesap sulara uymaz.
Aslolan güçlük bir ihtimal öğrenilmesi lazım gelen şeylerin değil, unutulması ihtiyaç duyulan şeylerin çokluğundan gelir.
Çamlıca'daki Eniştemiz
Hâlbuki birbirlerine yabancılıklarını en iyi bilenler aslolan birleşmiş olanlardır. Kimseler birbirlerine uzaklıklarını bu yaklaşmış olanlar kadar göremez.