Şekerli içecekler söz mevzusu olduğunda, diş çürümesinin yanı sıra endişelenmeniz ihtiyaç duyulan başka bir problem olabilir. Yeni bir araştırma, bu tür içeceklerin ağız kanseri riskini de artırabileceğini gösteriyor.
Washington Üniversitesi’ndeki bilim adamları, halk sağlığı veri tabanından aldıkları bilgilerle, 30 yıl süresince 162 bin 602 kadının beslenme alışkanlıklarını inceledi. Bu kadınlardan 124’ü emek verme süresince ağız kanserine yakalanmıştı.
Araştırmacılar, ayda bir kereden azca şekerli içecek tüketen hanımlarla karşılaştırdıklarında, günde bir yada daha çok şekerli içecek içen hanımefendilerin ağız kanserine yakalanma olasılığının 4,87 kat daha yüksek bulunduğunu buldu.
Alkol yada sigara kullanmayan sadece günde minimum bir şekerli içecek tüketen hanımlarda ise bu risk, ayda birden azca şekerli içecek içenlere bakılırsa 5,46 kat daha fazlaydı.
Araştırmacılar yayınladıkları bilimsel makalede, “Ağız boşluğu kanseri (ABK) görülme sıklığı, sigara içmeyen ve geleneksel risk faktörlerine haiz olmayan genç bireyler içinde dünya genelinde artış gösteriyor. Bu çalışmada, yüksek oranda şekerli içecek tüketimi, sigara yada alkol alışkanlıklarından bağımsız olarak, başlangıçta düşük risk taşıyan hanımlarda mühim seviyede artmış ABK riski ile ilişkilendirilmiştir” diye belirtiyor.
Bu çalışmanın yöntemi, direkt bir neden-sonuç ilişkisi göstermediği anlamına geliyor, bundan dolayı araştırmacıların dikkate almadığı başka etkenler de olabilir. Sadece gene de buradaki bağlantı, bir ilişki bulunduğunu düşündürecek kadar güçlüdür.
Geleneksel olarak ağız kanseri, sigara içmek yada tütün çiğnemek, aşırı alkol tüketimi ve insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu şeklinde risk faktörleriyle ilişkilendirildi. Sadece ağız kanseri vakalarının bu risk faktörleri haricinde hızla artması ciddi bir kaygı deposu.
Bu durumun ihtimaller içinde sebeplerinden biri, değişen beslenme alışkanlıklarımız. Günümüzde birçok kişinin tertipli olarak tükettiği sağlıksız gıdalar, vücudun bağışıklık sisteminde uzun soluklu iltihabi tepkilere yol açabilir.
Araştırmacılar, “Batı seçimi beslenme, mide-bağırsak sistemi kanserleri için artan bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir ve yüksek oranda doymuş yağ, işlenmiş besin ve ilave şeker tüketimi ile karakterizedir. Hipotezimiz, yüksek oranda ilave şeker içeren beslenme şekillerinin kronik iltihaplanmaya katkıda bulunabileceği ve bunun da ABK riskini artırabileceğidir” şeklinde yazıyor.
Çalışmanın bazı sınırlamaları bulunuyor; bir tek hanımefendilere ilişik veriler incelenmiş ve nispeten azca sayıda kanser vakası ele alınmış. Bu yüzden araştırmacılar, bu ihtimaller içinde bağlantı hakkında daha çok veri toplanması ve değerlendirilmesi icap ettiğini belirtiyor.
Sadece bu emek verme bir tek yediğimiz değil, içtiğimiz şeylere de dikkat etmemiz için bir başka mühim niçin sunuyor. Şekerli içeceklerle ilişkili sıhhat riskleri yeni değil, sadece şimdi bu içeceklerin ne kadar zararı dokunan olabileceğini daha iyi anlıyoruz.
Araştırmaya dahil olmayan İspanya’daki Katalan Onkoloji Enstitüsü’nden (ICO) epidemiyolog Raúl Zamora Ros, “Çalışmanın metodolojisi ve kalitesi muhteşem ve veriler oldukça detaylı bir halde çözümleme edilmiş. Bu ilişkileri doğrulamak ve bununla beraber suni tatlandırıcılı içeceklerin de aynı derecede zararı dokunan olup olmadığını değerlendirmek için daha çok araştırmaya gereksinim var, bundan dolayı birçok insan birini ötekinin yerine kullanıyor” yorumunu yapıyor.
Kaynak: ScienceAlert / Yaratı Şahin tarafınca Türkçeleştirildi