Jack Nickolson andındaki bir subayın emir komuta ettiği, Amerikan donanmasının en önemli unsurlarından olan Poseiden (deniz tanrısı Yunanca ) Gemisi (Denizaltı), Norfolk donanma üstünden 300 mürettebatıyla askeri bir törenle hareket eder. Yegane görevi dünya barışını sağlamak olan, bu koyu gri çelik yığını görünümdeki gemi, ilk olarak kuzey kutbuna doğru deniz altından yol alır. Uzun deniz yolculuğu esnasında mürettebatın yemek, içecek sorunları büyük bir lüksle çözülmüş ve onların sıkıl-mayacağı şekilde eğlence imkanları da sunulmuştur. Bu uzun yolculukta gemi mürettebatının karşılaşacağı tüm sağlık sorunlarını halletmek üzere Dr.Blandy andında bir doktor da hazır bulunuyordu.
Geminin komutanı Jack Nickolson ile sık sık fikir çatışması içine giren Dr. Blandy, mürettebatın belli bir süre sonra bu tekdüze yaşamdan sıkılacaklarını ve bir takım temel ihtiyaçlarının etkisiyle psikolojik sıkıntılarla karşılaşabileceklerini söyledi. Yanında cinsel ihtiyacı önemsiz hale getirecek romantik ilaç olduğunu belirterek, ancak belli bir zaman sonra bunların da etkisiz olacağını söyleyen doktor, komutan Nickolson ile, geminin rotasını tartışmaya başladı. Dr.Blandy’nin istediği daha fazla liman görmek (tabii ki; kadın, güzel hava ve güneş ), komutan ise bunun aldığı emre aykırı olduğunu savunuyordu.
Bir gün gemi, İzlanda açıklarına şiddetli fırtınaya rağmen deniz yüzeyinde hareket ederken uzakta bir sal görüldü. Yaptığın isin ehemmiyetini ve gizliliğini öne sürerek dalma emri veren komutana, Dr.Blandy’i buna karşı çıkarak o insanları, kurtarmasını gerektiğini belirtmiştir. Beli bir zaman sonra sala hareket ettiler.
Deniz yüzeyindeki sala yaklaşınca gözlerine inanamazlar. Salda boylu boyunca uzanan beş güz el kız yatmaktadır. Soğuktan donmak üzere olan bu kızlar, gemide yeni bir tartışma konusu oldur, Jack Nickolson ve Dr. Blandy baygın halde yatan kızları gemiye alıp, onları tekrar hayata döndürmesinin insanlık ve mesleki görevi olduğunu söyler. Fakat Jack bunun, gemisinin kurallarına haykırı olduğunu bundan dolayı yollarına devam etmeleri gerektiğini belirtir. Bu iki adamın tartışması, mürettebatın kızları gemiye almaya başlamasıyla son bulur. Gemi personeli komutan Nickolson’ın emrini çiğnemiştir. belki de buda en etkili olan, oradaki yatanların“ Kadın” olmasıydır.
Gemide tam bir alarm durumu hakimdir. Uzun bir zaman sonra ilk kez kadın görmüşlerdir, hemde beş güzeller güzeli…
Bostonlu kızlar Norveçten Grönland’a giderek eskimoları tanıyıp incelemek istemişlerdir. Botları buzlara çarpınca az daha canlarından olacaklardır. Bu beş güzelle konuşurken moruk ( komutan Nicklson ) bile çok heyecanlanmaktadır.
Buraya kadar hoş olan gelişmeler, kızların Amerika’nın sayılı iş adamlarının kızları olduğunun ortaya çıkmasıyla, bir anda tedirginlik yaratır. Çünkü geminin gizliliği tehlikededir.
Norfolk’ta Amerikan üstünde ki Amiral Adam kızların hemen gemiden uzaklaştırılmasını ister. Komutan Nickolson’ın kızları herhangi kara parcasına bırakması artık imkansızlaşmıştır. Çünkü geminin radara yakalanma olasılığı mevcuttur.
Gemide beş güzel kadının olması ve onların devamlı kapalı yerde tutulmaları, kadına susamış üç yüz kişi arasına huzursuzluk getirmiştir. Mürettebattan Jimmy Porter adında birsi de subayların kadınlarla beraber olduklarını söyleyerek, personelleri kışkırtmaktadır.
Bu arada Amiral Nickolson da Monika Herrmann adında ki Alman asıllı kıza tutulmuştur.
Bir gece komutan Nickolson panik halinde Dr.Blandy’e gelerek, kızların odasından kaçtıklarını söyler. Komutan Nickolson odaları tek tek dolaşarak kızları aramaya başlar. Aslında onun endişesi, Monika’nın başka bir erkeğin kollarında olmasadır.
Diğer kızlar erkeklerle sevişirken, Monika ise kitap okumaktadır. Bu durum Jack’i rahatlatmıştır.
Denizaltında ki kadınlar iyice sorun olamaya başlar. Hatta son gelişen olay bunu onaylamaktadır. “gemide cinayet…”
Gemi personelinden Belluci bir cinayete kurban gitmiştir, üstelik cenazesi de ortadan kaybolmuştur.
Amerikan Donanmasının en güçlü ve en seçkin askerleri, artık kadın için birbirlerini öldürebilecek kadar sıradanlaşmışlardır.
Denizaltı komutanı Jack Nickolson, bu cinayet olayını çözmek zorunda olduğunun bilincindedir ve çözüm için subaylardan oluşan mahkeme kurulur, personeli sorgulamaya başlar.
Bu cinayeti, bir çok kişi bilmektedir ama hepsi de bilmezlikten gelir. Sorgulamanın ilk safhalarında dikkatler subaylarda yoğunlaşmıştır. Çünkü kadınlarla ilgilenenler onlar dır.
Komutan Nickolson çaresiz kalmıştır; onun için sadece bir kişi vardır, sorgulayabileceği. O anda geminin sınır merkezindeki nöbetçi astsubay Duffy. Oldukça duygusal olan Duffy, heyecanlanarak ve titreyerek bildiği şeylerin bir kısmını anlattır, daha fazla anlatmasına Dr.Blandy izin vermez, çünkü Herbert Duffy fenalaşmıştır.
Komutan Nickolson, sorgulanmayı olayın kahramanı on personelin, en çetin cevizi olan Jimmy Porter’dan başla.
Komutan Nickolson araştırmalarını bir dedektif gibi yürütmeye başlar. Olayın kahramanlarıyla tekrar konuşur ama, onların yaptığı şekilde; iki zar, hile, barbut oyunu ve kadınlarla ilgilidir.
Nickolson’ı iki büyük sorun düşündürüyordu; 1-Gemide yüklü üstün tahrip gücüne sahip mühimmat. 2-Kadınlar ve bunlardan dolayı gemideki huzur, güven ve arkadaşlığın bozulması.
Komutan Nickolson ve Doktor geçici çareyi, kızları bir odaya kilitlemekte bulur. İlk nöbeti komutan tutmaya başlar. Bu esnada bazı subay ve astsubaylar generali ikna etmeye çalışılırlar, bazen de ciddi tartışmalar yaşanmıştır.
Kızlardan birisi Monika Hermann, arkadaşları ile konuştuklarını ve bir karaya bırakılmak istediklerini belirtir, komutan buna karşı çıkar. Ama Norfolk donanma üssü bu kızların gemiden uzaklaştırıldığını sanmaktadır. Bunu da komutan Nickolson söylemiştir. Monika Hermann ve Nickolson’ın hoş sohbeti bittikten sonra kız odasına çekilir. Az zaman sonra üsteğmen Cornell yeni bir felaket haberi daha getirir; Astsubay Duffy Boğularak öldürülmüştür.
Annesine düşkünlüğü ve duygusallığı ile geminin sevilen personellerinden Herbert Duff, Belluci’nin cinayetinde ki bildiklerinden dolayı boğularak öldürülmüştür.
Nickolson subaylardan ikisini (Carnell ve Curtis) sorgulamaya başlamıştır. Katil bunlardan birisi olmalıdrı diye düşür çelişkili ifadelerinden dolayı.
Her şeye rağmen görev devam etmedir. Komutan Nickolson için. Geminin yavaş yavaş su yüzeyine çıkarılması söyler, Nickolson ve müretebat daha sonra güvertede yapılan törenle cenazeyi suya gömerler.
Kızlar uzun zamandan beri ilk kez gün ışığı görmüş ve serbesttirler. Komutan Nickolson kızların, cenazeyi bıraktıkları su yüzüne iyi bakmalarına ve suçluluk duymalarının gerektiğini belirtir ve olara 5 dk. Süre tanıyan Nickolson hareket ve dalış emri verdi.
Kızlar ısrarla dışarıyı seyretmek isterler ve bundan dolayı güvertede fazla kalırlar, ama bu davranış olara pahalıya patlar. Çünkü soğuktan donmak üzeredirler. Dr.Blandy kızları hemen revire taşıtır ve ilk müdahaleyi yapar. Bir süre sonra kendine gelen kızlar daha uslu dururlar.
Komutan Nickolson bir süre düşündükten sonra, kızları karaya bırakmalarının geminin huzurunu düzenleyeceğini ve askeri hedeflerine daha güvenle ulaşacakları kararına varır. Bu arada Monika Hermann ile yaşadığı aşk da onu çok etkilemiştir ama buna rağmen bunu yapmalıdır.
Su yüzüne doğru yol alan denizaltı kızları karaya bırakmak üzere 15 gönüllü tayfa ve Dr.Blandy hazır bulunurlar. Deniz yüzeyine gelindiğinde kızlar ve seçilenler karaya doğru yol almaya başlamışlardır, ancak bir aksilikle karşılaşacaklarını bilmeyerek.
Norfolk Donanma üssünün komutanı amiral Adam, geminin tehlikeli bölgede olduğu ve her an Sovyet denizaltlarıyla karşılaşabileceğini belirterek, derhal alarm verip, uzaklaşmaları gerektiğini bildirir. Bunun üzerine derhal dalan denizaltıyı Doktor, kızlar ve gönüllü tayfalar şaşkın gözlerle izlerler. Onlar su üstünde, gemi ise altındadır artık.
Denizaltının aniden dalmasından sonra saldakiler şaşkın ve huzursuz bir şekilde karaya ulaşırlar ve oradaki mağaralara çadırlarını kurarlar. Dr. Blandy ve saldakiler Nickolson’ın kendilerine oyun oynadığını düşünerek küfürler yağdırmaya başlamışlar ve çaresiz beklemektedirler.
Poseiden 1 gemisinde ise panik vardır. Bir yandan etrafdaki üç Rus gemisi ve Norfalk’daki üssün komutanı Amiral Adam’ın emirleri, diğer yanda suya bıraktıkları. Nikolson’ı gerçekten zor ve sıkıntılı anlar beklemektedir.
Bu arada doktor da emeline ulaşmış, kızıl saçlı kız Evelyn’le sevişiyordur. Aslında Monika Hermann hariç bütün kızlar birileriyle sevişmektedir.
Birden mağaraya Cornell gelir ve geminin geri gelmiş olabileceğini söyler ona gördüklerini tarif eder Dr. Blandy sevinerek, Nikolson’ın onları bırakıp gideceğini düşünemediğini söyler, ancak su yüzeyindeki gemiyi dürbünle incelediğinde bunun bir Rus gemisi olduğunu anlamıştır.“ Nikolson’ın denizaltıyı daldırmasının sebebi buymuş demek ki diye söylenir.
Ruslar karaya doğru yol almaya başlayınca, karadakiler yer değiştirmemeleri ve hiç birisinin görünmemesi, gerektiğini düşünürler.
Kızlar buna pek taraftar değildir, çünkü onlar için askeri sırlar vb. şeyler önemesizdir. Bir süre tartıştıktan sonra intikal gerçekleşir. Ruslar hiçbir şeyden şüphelenmemiştir, sadece etrafı keşif için, ışık tutuyorlardır etraflarına. Bu kuvvetli ışıklara görünmemeyi başarmışlardır.
Poseidan 1 gemisi ise cansız bir demir yığını gibi sesiz durmaktadır ve her an kendini imha etmek için bekliyordur; şayet, Ruslar tarafından fark edilirse.
Rus gemileri 370 m. uzaklıktan, 270 m. ye kadar yakınlaşmıştır. Herkes nefesini tutmuş beklemektedir. Tam bir ölü gibi beklemektedirler, tabi ki ölmemek için.
Gergin bekleyiş sürüyordur, hem gemide hem de karadaki mağaralarda. Astsubay Başçavuş Jimmy Porter, baştan beri gemideki kadınlarla beraber olmak için her yolu dener ve de diğer mürettebatı kışkırtmaktadır, komutana karşı. Kızların gemiden uzaklaştırılmasına karşı dır. Bundan dolayı komutan Nikolson’la tartışmıştır, komutan da onun rütbesini söküp, onbaşı olarak kalması emrini verir.
Dr. Paul Blandy ve komutan Nickolson’ın konuşmasına göre; kızları karaya bırakıp, yakınlarda ki Venüs XI NATO gemisine sinyalle bildirilecektir ve böylelikle kızlardan kurtulmuş olacaklardır. Ama yakınlardaki Rus gemisi bütün planları alt üst etmiştir, Venüs XI gemisine bile sinyal verilememiştir. Karada ise, fırtına başlamış ve tüm hızıyla günlerce devam etmiştir. Belki de hayatlarında ilk defa ölümü çok düşünmüşlerdir. Rüzgar altı gün sürmüş ve durmuştur, hava berraktır. Biran mürettebattan birisi köpek havlamasını duyduğunda iddia eder. Bir süre bekledikten sonra tekrar gelir, köpek sesi. Sevinmişlerdir hepsi, uzakta altı köpekli iki kızak, iki adam ve kutup ayıları belirmiştir. Dr. Blandy, erzak sandıklarının tahtalarından kendine kayak malzemesi yapmıştır. Onların seslerini duymayan Eskimolara doğru yol alır, arkadaşı Bill ve iki kişi ile birden yakınlarında bir kutup ayısının yaralı yattığını fark etmişlerdir. Kutup ayısı cansız gibi yatıyordur, Dr. Blandy yanına yaklaştığı esnada, pençesini sallayıp, Dr. Blandy’i göğsünden yaralar. Doktor kan kaybediyordur, Bill ise çaresiz beklemektedir.
Dr. Blandy’e ilk müdahaleyi, sağlık işlerinde anlayan arkadaşları yaparlar. Kızlardan Monika Hermann (Amiral Nickolson’ın sevgilisi) hemen doktorun yanına gelerek, sağlık işlerinden anladığını ve ilk müdahaleyi yapabileceğini söyler. Monika, doktorun yarasına müdahale ederken, diğerlerinin de Eskimoların kızaklarıyla kara parçasında ki haberleşme istasyonuna gidip Venüs XI’e çağrı yapmalarını, aksi halde burada daha fazla dayanamayacaklarını söyler. Fakat Doktorun arkadaşları bunu kabul etmezler. Onlar için en önemelisi Doktorun durumudur.
Sakin, gözlerden uzak kutup denizinde silahlarının gücünü deneyen Ruslar bunlardan habersizdirler. Kıyıdakilerin gürültülü olması, onların yakınlarda birilerinin olabileceğini düşündürmüştür. Eskimoların ve kızakların, Rusların görüş açısına girmesinin, çevrede düşman olduğunu bilmelerini sağlar.
Porseiden I gemisinde ise sesiz bekleyiş sürür. Başçavuş Jimmy Porter gemideki mürettebatı kışkırtarak, komutan Nickolson ’a baş kaldırarak emirlerini hiçe sayar. Başçavuş Porter daha da ileri giderek, geminin silahlı gücünü eline alır ve Nickolson ‘ı tehdit eder. İki saat içinde su yüzeyinde ki Rus gemisini yok edip, kızları ve arkadaşlarını tekrar gemiye almak istemektedir.
Böyle bir şeyin 3. dünya savaşına sebep olabileceğini söyleyen Nickolson sesiz ve çaresiz beklemek zorunda kalır.
Doktorun yarası giderek ağırlaşır. Yapılan iğneler ve müdahalelere rağmen Doktor, Monika ’nın dışarıda olduğu anda iğneyi alıp, kendine bol miktarda morfin enjekte eder . Monika gelince, artık fazla zamanı kalmadığını ve viski içerek ölmek istediğini söyler. Monika reddetmesine rağmen ısrara dayanamaz ve ona viski ikram eder. Doktor hem içer hem de Monika dan söz alır konuştuklarını kimseye söylememesi için. Monika çaresiz kabul eder.
Doktor kendisinin egoist ve domuz gibi birisi olduğunu söyleyerek, Belluci’yi kızıl saçlı kız Evelyn’e ilgi duyuyor diye öldürdüğünü ve görgü tanığı Astsubay Herbert’i de konuşup ele vermesin diye boğduğunu itiraf eder Monika kulaklarına inanmamıştır.
Doktor itiraflarından sonra, son nefesini vererek hayata veda eder. Cenazeyi, ilk olarak denize atmayı planlayan arkadaşları, Ruslar olduğundan dolayı buzdan tabut yaparak buzula gömerler, dualarını sessizce yaparak, kızaklara binip yol almaya başlayacakları esnada Rusların gittiğini fark ederler istedikleri şekilde sesli dua etmeye başlarlar, arkadaşları; onun iki kişinin katili olduğunu bilmeksizin.
Gemide ise, Jimmy Porter’in komutan Nickolson’a verdiği 2 saat süre dolmuştur ve Nickolson, Porter ile pazarlık yaparak 1 saat daha ek süre ister. Amacı bu bir saatte hava temizleme filtrelerinin işleyişini değiştirerek, Porter’in bulunduğu odaya pis hava verip onu bayıltmaktır.
Belli bir süre sonra, Nickolson ve arkadaşları onu istemeden öldürmek durumunda kalmışlardır.
Rusların uzaklaşması, Porter tehlikesinin ortadan kalkması büyük sevinç oluştur. Poseidon 1 gemisinde. Şimdi sıra su yüzeyine çıkıp, arkadaşlarına bakmak ve Venüs XI gemisine sinyal vermektir. Su yüzeyine çıkıp arkadaşlarına bakalar, bulamayınca Venüs XI’e sinyal verirler. Tüm bu aksiliklere rağmen, komutan Nickolson sadece aşkı Monika ve onunla kuracağı yuvayı düşünmektedir, alacağı askeri ceza bile önemsizdir artık.
Yegane görevi kuzey denizinde buzla kaplı olan yerlere dinamitle havuzlar açma olan, Poseidon 1 Denizaltı görevini yapar ve Norfolk donanma üssüne geri döner. Dönüş yolculuğunda bir hayli sıkıntılı olan komutan Nickolson, denizaltı üsse yaklaştıkça daha da sıkılır. Yiyeceği cezayı ve Monika Hermann’ı düşünmektedir.
Amiral Adam, Porseiden I Gemisini törenle karşılar ve gemi komutanı Nickolson’a teşekkür eder. Komutan Nickolson hale sıkıntılıdır. Amiral Adam ile göz, göze gelmekten çekiniyordur. Amiral Adam Nickolson‘ı odasına davet eder. Odada karşılıklı konuşmaya başlarlar. Nickolson, her şeyin sorumluluğunu taşıdığını ve cezasını çekmeye hazır olduğunu belirtrir. Amiral Adam bu konuşmayı takdir eder, ama onu tutuklamak zorunda olduğunu söyler ve yandaki odaya gitmesini söyler.
Büyük endişe ile yan odaya giden Nickolson’ a hoş bir sürpriz yapılmıştır. Monika odada onu beklemektedir. İki sevgili birbirlerine sarılarak gelecekle ilgili plan yaparlar.
Amiral Adam, Nickolson’ın Askeri mahkemeye verememiştir.Nedeni Nickolson’ın; gemisi ve görevinin gizliliğinden dolayı, yargılanmasının güçlü Amerikan Donanmasını yıpratabileceğidir.
Bu arada, kızların aileleri de ikna edilmiştir. Bu deniz yolculuğunun ve yaşananların gizli kalması için. Amiral Adam her şeye rağmen, Nickolson’ın iyi bir insan ve iyi bir komutan olduğu söyler.
Kitabın Yazarı: Heinz G.KONSALIK
Google Haritalar, vasıta sahibi kullanıcıları için artık daha çok özelleştirme seçeneği sunacak. Google, navigasyon ekranındaki…
Kumanda karmaşasını ortadan kaldırmaya geliyor Evimizdeki neredeyse her elektronik eşya artık kendine özgü kontrollere haiz.…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Tarihin en meşhur paradokslarının başlangıcında muhtemelen tavuk ve yumurta paradoksu geliyor olsa gerek. “Tavuk mu…
Yanlış bilginin seçimleri iyi mi etkileyebileceğini her geçen gün daha derinden anlıyoruz. Amerikalıların ortalama %73'ü,…
Gri madde nedir? Gri madde, beyninizde ve omuriliğinizde (merkezi sinir sistemi) bulunan ve günden güne…