Daudet, Alphonse (D: 13 Mayıs 1840, Nimes, Fransa – Ö: 16 Aralık 1897, Paris, Fransa) Fransız romancı ve öykü yazarı.
Alphonse Daudet, Fransa’nın güneyindeki yaşamı ve insanları duygulu bir mizahla anlatmıştır. Fromont jeune et Risler afne (1847; Fromont Kardeş ve Risler Ağabey) adlı romanıyla Academie Française Ödülü’nü almıştır. Naturalizm akımının temsilcisidir.
Yaşamı. Bir ipek imalatçısının oğluydu. 1849’da babası fabrikasını satarak Lyon’a taşınmak mecburiyetinde bırakıldı. Daudet, ilk şiirlerni ve romarunı 14 yaşlarında yazdı. 1857’de ailesinin tüm varlığını yitirmesi üstüne üniversiteye girmekten vazgeçti. Ales’deki bir okulda altı ay devam eden, asla hoşlanmadığı yardımcı öğretmenlik görevi işten atılmasıyla sonuçlandı. Le Pelit Chose (1868; Bir Çocuğun Yaşamı, 1932/Minik Şey, 1982) adlı yan otobiyografik romanının teması bu dönemden esinlenmiştir. O senenin sonunda Daudet, Paris’teki ağabeyi Ernest’in yanına gitti. Kendisini yazmaya vererek hem bohem hem de kibar edebiyat çevreleriyle ilişkiye girdi. Tek şiir kitabı Les Amoureuses’ü (1858; Aşıklar) sevgilisi olan model Marie Rieu’ye adadı.
Marie Rieu ile uzun ve fırtınalı ilişkisi oldukca sonrasında yazdığı Sapho (1884; Safo, 1934, 1989) adlı romanına da yansıyacaktı. Ayrıca, başta Le Figaro olmak suretiyle gazetelere makaleler yazdı.
1860’ta, Provan lehçesi ve edebiyatının 19. yüzyılda canlandırılmasına öncülük eden Frederic Mistral’le tanıştı. Mistral, Şimal’deki katı etik ve entelektüel tutumların karşıtı olarak görmüş olduğu tutkulu, duygusal ve sanata yatkın Güneyli yaşam biçimine Daudet’nin ilgi duymasını sağlamış oldu. Aynı yıl Daudet, Dük de Morny’nin sekreteri oldu.
Yoksulluk ve sonunda yaşamına mal olacak zührevi hastalık yüzünden sağlığı bozulan Daudet. 1861-1962 kışım Cezayir’de geçirdi. Bu devrin ürünlerinden Chapatin le Tueur de Lions’da (1863; Aslan Katili Chapatin) çizilen aslan avcısı portresi, hemen sonra yaratacağı Tartarin tipinin ilk taslağı olarak görülebilir. Daudet’nin ilk oyunu, E. L’Epine ile beraber yazdığı La Derniere Idole (Son İlah) 1862’de Paris’teki Odeon Tiyatrosu’nda sahnelendiğinde büyük yankı uyandırdı.
Daudet Lettres de trion nıoulin (1869; Değinilenden Mektuplar, 1943/Değirmenimden Mektuplar, 1944, 1990) romanında, Korsika’da geçirdiği 1862 kışına ilişkin anılara yer verdi. 1863’ten Momy’nin öldüğü 1865’e değin sürdürdüğü hareketli toplumsal yaşamı, Daudet’ye Le Nabab’da (1877) acımasızca eleştirdiği çevreler hakkında araç-gereç sağlamış oldu. 1867’de derin bir aşkla bağlandığı Julia Allard’la evliliğe ilk adımını attı. Yetenekli bir yazar olan Allard, beraberlikleri süresince, çalışmalarında Daudet’ye destek sağlamış oldu.
Daudet’nin bir gönüllü olarak katılmış olduğu Fransız-Alman Savaşı (1870-71) da yapıtlarını etkiledi; bilhassa ikinci öykü kitabı Les Contes du lıındi’de (1873; Pazartesi Hikâyeleri, 1946,1966) bu tesir belirgindir. Daudet, 1871’deki Komün vakaları esnasında Paris’ten firar etti. Les Aventures prodigieuses de Tartarin de Tarascon (1872; Taraskonlu Tartarin, 1938, 1983) adlı romanı, yazıldığı dönemde ilgi görmediyse de, romanın serüvenci kahramanı günümüzde saflık ve övüngenliğin karikatürü olarak ünlenmiştir. L’Arlesienne (Şehirli Kız, 1937, 1952) adlı oyunu da önceleri başarı kazanamadı, fakat 1885’te tekrardan sahnelendiğinde beğenildi. Academie Française Ödülü’nü alan romanı Fromont jetine et Risler aîne’ nin büyük başarı kazanmasıyla Daudet bir süre için üne ve paraya kavuştu, fakat ayrıca düşmanca eleştiriler de noksan olmadı.
Daudet, son yıllarında yakalandığı zührevi hastalık yüzünden oldukca acı çekti. 1931’e değin yayımlanmayan La Doıılou’da (Acı), acısını hafifletmek çabasıyla onu keşfe yöneldi. Acılarını denetlemeyi başararak çeşitli türlerde yapıtlar vermeyi, bir taraftan da Paris’in edebiyat ve müzik çevreleriyle yakın ilişkiler oluşturmayı sürdürdü. Genç yazarların, mesela Marcel Proust’un candan koruyucusu oldu. 1895’te Londra’ya ve Vene-dik’e gittikten sonrasında ani halde öldü.
Değerlendirme. Ruhsal açıdan Daudet çelişik unsurların bir sentezini temsil eder. Tüm toplumsal düzeylerde edinmiş olduğu deneyimler ve çıkmış olduğu geziler kabiliyetlerini geliştirmesine desteğe olmuştur. Gerçek bir Güneyli olan Daudet, Akdeniz güneşiyle aydınlanan bir dünya görüşüyle tutkuyu birleştirmiş, insan davranışlarındaki ayrıntıları düş gücüne gem vurmaksızın işlemiştir. İnsanlara ilişkin gözlemlerini minik not defterlerine kaydeder ve yapıtlarında bu notlardan yararlanırdı. Daudet’ye nazaran roman, “hiçbir vakit tarihleri olamayacak kişilerin zamanı” olmalıydı. Bu yaklaşımında önyargı ve duygusuzluk yoktu; hatta ara sıra duygusallıkla suçlanmıştı. Diğer doğalcıların tersine, zenginliklerle dolu dünyanın, yalnızca çirkin yönleri üstünde yoğunlaşan yazarlar tarafınca yanlış sunulduğuna inanıyordu.
Dış ayrıntılara duyduğu nesnel ilgi, muhteşem tutkulu bir kişiliğin dışavurumu ve vakalarla bireylerdeki gizeme verdiği önemle birleşmişti. Daudet’nin dünyasında her şeyin bir iç gerçeği vardı ve bu gerçekliği tekrardan yaratırken, ona da maddi görüngülere olmasıyla birlikte bağlı kalıyordu. Tutkunun da, yazgı benzer biçimde önüne geçilemez bir gücü olduğuna inanıyordu. Pek oldukca yapıtında mühim yer tutan bu anlayış, onun yergici tutumunu yumuşatırken Maupassant’a olmasıyla birlikte Dickens’a da yaklaşmasını elde etmiştir.
Daudet’nin yapıtları bir tüm olarak ele alındığında, olaylann gelişiminde, değişik yazınsal eğilimlerin art arda ifade bulmuş olduğu devamlı bir evrimden pek söz edilemez. Ta-raskonlu Tartarin’deki romantizm karşıü alaycılık, Değirmenimden Mektuplar’ da yerini noktaa ve izlenimci ressamlannkine yaklaşan bir gerçekçiliğe bırakır. Şehirli Kız’ın ağlatısal havası, daha ilkin Güneyli özelliklerini alaya ahşını düzeltici niteliktedir. Kiiçiik Şey ve Pazartesi Hikâyeleri’nde de alaydan oldukca, anlayış ve kaygı vardır. Daudet yaşlılık döneminde insan ilişkilerindeki büyük çelişkilerle daha oldukca ilgilenmiştir. Jack’da (1876; Jack, 1948,1963) fizyolojik aşkla analık sevgisi içinde bocalayan bir bayan anlatılır. Nııma Roumestan’da (1881) kadmla adam içinde Kuzeyli ve Güneyli kişiliklerinden meydana gelen düşmanlık, L’Evangeliste’te (1883; Evanjelik) dinsel bağnazlığa karşı evlat sevgisi. La Petite Paroisse’ta (1895) kıskançlıktaki çelişkiler işlenmiştir. Safo’daki (1884) etik probleminin altında Daudet’nin tüm bir kuşağı değerlendirmesi ve genç adamın ayrılmış olduğu kıza duyduğu acıma ile özgürlüğü seçişi arasındaki ikileme ilişkin görüşleri yatar. Le Tresor d’Arlatan (1897; Arlatan’ın Hazinesi), Notes sur la vie (Yaşam Üstüne Notlar) ve Noııvelles notes’ta (Yeni Notlar) Daudet, Freud’dan ilkin karmaşaların çözümlemesini icra eden yürekli bir psikolog olarak belirir.
Gerçek ve düşlem, acımasız tasvir ve şiir, sağduyulu ciddilik ve gülmece duygusu, alay ve sevecenlik; insan kıymetini oluşturan tüm bu çelişik öğeler Daudet’nin en iyi yapıtlarında uyumlu halde yer alır.
Daudet’nin tüm yapıtları Oeuvres completes de Alphonse Daudet (1929-1931, 20 cilt; Alphonse Daudet’nin Tüm Yapıtları) başlığıyla yayımlanmıştır.
Oyun:
Roman ve Öykü:
Anı:
Edebiyat eleştirisi:
Alphonse Daudet Türkçeye Çevrilen Başlıca Eserleri:
Dünya Edebiyatı
LG'nin 77 inç büyüklüğündeki 4K saydam OLED TV'si, LG Signature OLED T'nin pahalı olacağı tahmin…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…
ABD'de yetkililer, 30 yıl sonrasında ilk kez “sıhhatli gıdanın” ne işe yaradığını tekrardan tanımladı ve…
Lazarus'un Genel Özeti Lazarus, ünlü yazar Lars Kepler'in kaleme aldığı sürükleyici bir thriller romanıdır. Kitap,…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…