Karikatürist, bilim iletişimcisi ve yazar Randall Munroe‘nun yeni videosu, uzun süredir merak mevzusu olan bir suali tekrardan gündeme getirdi: Ay’a bir havuz inşa etsek ne olurdu?
Dünya’da suda yüzmek keyifli bir aktivite olsa da, Munroe’nun açıklamalarına nazaran eğer bu gözlem Ay’da gerçekleştirilseydi, oldukça daha keyifli bir edinim olabilirdi.
Ilk olarak, Ay’da bir havuzda yüzmek mümkün mü? Fizik yasaları bu soruya pozitif yönde cevap veriyor. Kaldırma kuvveti, bir akışkanın (hava dahil herhangi bir akıcı madde) içindeki tüm cisimlere uyguladığı yukarı yönlü bir kuvvet. Bu kuvvet, akışkan içinde derinlere inildikçe basıncın artmasından kaynaklanıyor. Akışkan içindeki bir cismin alt kısmındaki tazyik, üst kısmından daha yüksek olduğundan yukarı doğru bir kuvvet oluşuyor. Bir sıvının kaldırma kuvveti, içine batırılan bir nesnenin ağırlığından daha büyükse, o nesne yüzüyor. Bu fizik prensibi Ay’da da geçerli olacak. Astronotlar da sudan daha düşük bir yoğunluğa haiz oldukları için, Ay’daki bir havuzda rahatça yüzebilir.
Ay’da yüzme deneyimi, Dünya’dakine oldukça benzer bir his verir. Munroe, suyun ataletinin (bir cismin hareketindeki değişime karşı gösterdiği direnç) yüzerken hissedilen sürüklenmenin ana sebebi bulunduğunu ve bu özelliğin içinde bulunulan yerçekimi ortamından bağımsız bulunduğunu açıklıyor. Doğrusu, suyun ataleti hem Dünya’da hem de Ay’da aynı şekilde hissedilir.
Sadece Ay’daki düşük yerçekimi, yüzme deneyimini daha da garip hale getirecek bazı farklılıklar yaratır. Düşük yerçekimi, daha ıslak bir havuz yüzeyi, daha yüksek ve büyük dalgalar ve yunuslama şeklinde su yüzeyinden sıçrama hareketleri için daha çok fırsat anlamına gelir. Munroe, Apollo Ay görevlerinde noksan olan şeyin tam olarak bu eğlence bulunduğunu esprili bir üslupla ifade ediyor. Doğrusu Ay’da bir havuz olsaydı, astronotlar oldukça daha keyifli zaman geçirebilirdi.
Videoda dikkat çekilen bir öteki garip nokta ise, astronotların Ay’daki havuzda koşabilme ihtimali. 2012 senesinde meydana getirilen bir araştırma, çeşitli minik hayvanların su üstünde iyi mi koştuğunu incelemişti. Suda yürüyen böcekler şeklinde minik canlılar, suyun yüzey gerilimini kullanarak suyun üstünde kalabilirken, Basilisk kertenkelesi şeklinde daha büyük hayvanlar, ağırlıklarını desteklemek için bacaklarıyla suyu daha kuvvetli bir halde tokatlayarak hidrodinamik kuvvetler oluşturmak zorunda kalıyor. Bu, daha çok enerji gerektiren bir yöntem.
İnsanların ağırlığı ise bu hayvanlara kıyasla oldukça daha çok. Bu durum, insanların Dünya’da su üstünde koşmasını neredeyse olanaksız kılıyor. Araştırma ekibi, insanların su üstünde koşabilmesi için suyu saniyede 30 metreden daha yüksek hızlarda tokatlaması icap ettiğini, bunun da bir insanoğlunun mevcut kas gücünün ortalama 15 katını gerektireceğini hesaplamış.
Sadece, bu fizyolojik sınırlamaları aşmanın iki yolu var. Bunlardan biri yerçekimini azaltmak, diğeri ise Leonardo da Vinci’nin yüzyıllar ilkin öngördüğü şeklinde, yüzdürme cihazları (dev ayakkabılar yada yüzgeçler şeklinde) kullanarak koşmak. Yüzdürme cihazları, su yüzeyinde daha geniş bir alan yaratarak, suyun tokatlanması için ihtiyaç duyulan kuvveti azaltmaya destek olabilir.
Dünya’da düşük yerçekimi koşullarını simüle eden deneyler gerçekleştiren ekip, saniyede 1,7 adımlık bir adım sıklığı varsayıldığında, 73 kilogram ağırlığa kadar olan insanların Ay’da su üstünde koşmasının mümkün olabileceğini buldu. Neil Armstrong’un Ay’a ilk ayak bastığında söylediği meşhur söz olan “İnsan için minik bir adım, insanlık için devasa bir adım” ifadesine gönderme icra eden Munroe, bir ihtimal bigün Ay’da su üstünde koşan birinin “Bana bak anne, ben bir gölet kaymağıyım!” diye bağırdığını duyabileceğimizi söylüyor.
Munroe’nin paylaşmış olduğu videoyu aşağıdan seyredebilirsiniz.
Kaynak: IFLScience / Yaratı Şahin tarafınca Türkçeleştirildi / Görsel: Munroe’nin YouTube videosu