1862’de kaleme alınan Babalar ve Oğullar, Turgenyev‘in en meşhur eseri olmasıyla birlikte, Batılılaşmanın çelişkilerini yaşayan, devrimin eşiğindeki Rusya’nın ruhunu en derinden yakalayan romanlardan da biridir.
Rus edebiyatının tam anlamıyla yazılmış ilk çağdaş roman örneği olarak kabul edilebilir.
Yayımlandığında pek oldukça siyasal, yazınsal ve felsefi münakaşanın odağı haline gelir. Bugün için de edebî kıymetini korumuş olan bir eserdir.
Romanın Başlıca Karakterleri
Babalar ve Oğullar Vaka Örgüsü
Rusya’da 1959 senesinde Nikolai bir asil olmasına karşın bir köylü kızı olan Feniçka ile metres yaşamı yaşamaktadır. Oğlu Arkady üniversiteyi bitirip arkadaşı Bazarov ile birlikte babasının yanına gelip çiftliğe yerleşirler. Arkady’in amcası Pavel, Feniçka ve Bazarov’dan rahatsız olmaktadır. Bu sebeple Feniçka alt sınıftan, Bazarov da hiçbir kaide ve terbiye tanımayan Nihilist bir gençtir. Arkady, başlangıçta Bazarov’un tesirinde olmasına karşın sonraları ondan ne kadar değişik bulunduğunu anlamış olur. Şehrin sosyetesinden dul bir karı olan Anna ve kardeşi Katya ile tanışırlar. Arkady, zaman içinde Nihilizm fikrinden ve Bazarov’dan uzaklaşır. Katya ile evlenir. Bazarov, Anna’yı unutmak için arkadaşının babasının metresi Feniçka ile flört eder. Bazarov Anna’ya gönül verir; fakat Anna bu aşka yanıt vermez. Bazarov, tabip babasının yanında iş koşturmacasındadır. Tifo hastalığına yakalanarak ölen birine otopsi yaparken elini keser kendisi de tifoya yakalanıp ölür. Anna da bir avukat ile evlenir. Katya ile evlenip sakin bir yaşam seçen Arkady, böylece babasına benzer bir yaşamı seçmiştir.
BABALAR VE OĞULLARI (Kitabın mevzusu, eleştirisi)
Nikolay Petroviç, Kirsanov ailesinin babasıdır. Karısı ölür, Feniçka adlı bir köylü kızla metres yaşamı yaşamaktadır. Onunla evlenememesi subay olan kardeşi Pavel’in derslik farklılığı görüşüne saygısı nedeniyledir. Aslına bakarsak köktencilik bir kimliği vardır. Hemen hemen köleliği kaldıran yasa çıkmadan, vanııdaki sertleri özgürlüklerine kavuşturmuştur. Gerçi bu yüzden malikanenin kiralanın toplamakta zorlanmaktadır, fakat gene de iyi nivetlidir ve bunu sürdürür. Arkadv, Nikolay Petroviç’in erkek evladıdır. Yirmili yaşlarda, güleryüzlü, enerjik bir gençtir. 1859 Mayısında üniversiteyi bitirir, yanında tıp talebesi arkadaşı Bazarov’la babasının çiftliğine döner. Bazarov’un görüşleri gerek Nikolay’a ve gerekse Pavel’e terstir. Ondan yalnızca Fenişka ve bebeği şikâyetçi değildir.
Bazarov, uzunca devam eden bu konukluğu esnasında bigün Arkady ile il merkezine giderler. Orada dul Anna Sergeyevna Odintsov ile onun kız kardeşi Katya ile tanışırlar. Anna’yı kendi düşüncelerine yakın bulurlar. Anna da süratli ve anti-gelenekçidir, iki arkadaşı çekici bulur ve çağrı eder. Bu geliş gidişler esnasında Bazarov, Anna’ya âşık olur. Arkady de Katya’ya…
Bigün Bazarov ile Arkady, Bazarovlar’ı ziyarete giderler. Babası emekli bir subay, anası eskiye bağlı bir hanımdır. Her ikisi de oğullarıyla övünürler. Arkady, birden Bazarov’un Pavel amcasıyla etmiş olduğu alayı anımsar ve üzülür. Bu sebeple onlar da nihilist değillerdir. Bunun için de neredeyse yumruk yumruğa kavgaya bile girişeceklerdir, fakat vazgeçerler. Kirsanovlar’ın çiftliğine dönerler.
Bazarov, Anna’yı unutmak istemektedir. Bunun için de Nikolay’ın metresi Feniçka’yla flört etme çabası içine girer, bigün de zorla öper. Bunu gören Pavel, Bazarov’u düello’va çağrı eder. Düello’da Bazarov’a bir şey olmaz, Pavel ise, ufak bir yara alır. İsteksiz barışırlar ve aralarındaki anlaşmazlığa bir hikâye uydurup, aslolan mevzuyu gizli saklı tutarlar.
Pavel’in Nikolav’la görüşmeleri esnasında ona yalvarırcasına onu hakkaten seviyorsa, evlenmesini önerir. Ayrıca Arkady, Katya’yı sevmeye adım atmıştır. Evlenme önerisine derhal pozitif yönde cevap alır. Bu, Bazarov’dan ve onun Nihilizminden ayrılması anlamım da ihtiva eder. Tıpkı babası şeklinde toprak sahibi, ailesine bağlı bir şahıs olma yoluna doğru adını atar. Artık ileri görüşleri olacaktır, iyi bir yurttaş olacaktır. Fakat ihtilalci değildir. Bazarov bu işten pek hoşlanmaz. Çiftlikten ayrılır.
Bazarov Anna’ya da veda ederek doğduğu köye döner. Babasının evine yerleşir. Doktorluğa adım atar. Pek mutlu değildir. Bigün, tifüsten ölen bir hastaya otopsi yaparken elini keser, içinde topluma karşı duyduğu acı, hiddet ve küskünlük dinmemiştir. Birkaç gün sonrasında aynı hastalıktan ölür.
Öte taraftan Kirsanovlar’da mutluluk egemendir. Arkady ile Katya’nın birlikteliği haricinde Anna da şimdi olmasa da bigün hoşlanabileceği biriyle evlenir. Pavel, daha mutlu olacağı inancıyla yaşamını Almanya’da sürdürecektir…
Salih Kıymet – Miras şarkı sözleri ile Kaçsam gitsem kendimden,Oldukca oldukça uzaklara,Bilmediğim tenlere,Bilmediğin bölgelere. Bu…
Telefonu bir alüminyum folyoya sarmak, ilk başta kulağa garip bir gözlem benzer biçimde gelebilir. Aslen…
Esra Sezer – Üstüme Gelme Sözleri “Üstüme Gelme” şarkı sözleri ile Gelme Üstüme GelmeÜstüm BaşımToz…
Kendi meme kanserini laboratuvarda üretilmiş virüsleri tümöre enjekte ederek başarıyla tedavi eden bir bilim insanı,…
İlyas Yalçıntaş – İstanbul’da Sözleri “İstanbul’da” şarkı sözleri ile Gittiğin bölgeler iyi mi kim bilir…
Günümüzde yazışma oluşturmak için kullandığımız cihazlar içinde yer edinen telefonlar, artık hayatımızın merkezinde yer ediniyor.…