Bertrand Russell (D: 18 Mayıs 1872, Trelleck, Monmouthshire – D: 2 Şubat 1970, Penrhydeudraeth yakınları, Merioneth, Galler, Ingiltere). İngiliz felsefeci, matematikçi, tarihçi, eleştirmen.
Russell, Bertrand, Tam Adı, Bertrand Arthur William Russell, Kingston Russell 3. Kontu Russell, Amberley ve Ardsalla Vikontu Amberley.
Russell, matematiksel mantık alanındaki çalışmalarının yanı sıra toplumsal ve siyasal kampanyalara öncülük etmiş, barışı ve nükleer silahsızlanmayı savunmuştur. 1950 Nobel Edebiyat Ödülü‘nü kazanmıştır.
Gençliği
Asil bir ailenin oğluydu. 1874’te anası, 18 ay sonrasında da babası öldü. Vasiyetnamede Bertrand ve ağabeyi David’in anne babalarının ateist arkadaşlarının yanında yetiştirilmeleri öngörülmüşken, çocuklar liberal siyasal görüşlü, fakat dinsel açıdan katı bir Püriten?? olan babaanneleri tarafınca büyütüldü. hususi öğretmenlerden ders alan Bertrand’ın diğeri çocuklarla pek ilişkisi olmadı. On bir yaşlarındayken dinsel kuşkuları oluşmaya başladı ve zaman içinde kuşkucu yanı yetiştirilme biçimine ağır bastı. Siyasetten başka her mevzuda ailesiyle anlaşmazlığa düştü. Aynı yaşlarda mantıksal kesiniliğe deneysel yolla ulaşılamayacağını, matematikteki kesinliklere karşılık geometrideki aksiyomların kanıtlama edilemeyeceğini, sadece doğruluklarının varsayılabileceğini de öğrendi.
1890’da Cambridge’de Trinity College’a girdi. Kısa zamanda kabiliyetleriyle dikkati çekerek Havariler Kulübü olarak malum derneğin üyesi oldu. 1893’te en iyi dereceyle matematik diplomasını aldıktan sonrasında felsefeye yöneldi. Cambridge metafizikçilerinden J.M.E. McTaggart’ın etkisiyle bir süre idealizmi savundu. 1894’te terbiye bilimleri bölümünden en iyi dereceyle mezun oldu.
Aynı yıl ailesinin itirazına rağmen Philadelphialı bir Quaker olan ileri görüşlü Alys Pearsall Smith ile evliliğe ilk adımını attı. İzleyen iki yılda ABD’de Eukleidesçi olmayan geometri üstüne konferanslar verdi ve ekonomi öğrenimi için gittiği Almanya’da Toplumsal Demokratlar vesilesiyle Marksizmi öğrendi. İngiltere’ye dönünce London School of Economics and Political Science’ta ders vermeye başladı. Piyasaya sürülen ilk kitabı olan German Social Denwcracy’de (1896; Alman Toplumsal Demokrasisi) liberal bakış açısına bağlı kaldı. İşçi Partisi’ne katılmış olduğu 1914’e değin de liberal görüşe bağlılığını sürdürdü. Ayrıca ‘An Essay on the Foundations of Geometry” (Geometrinin Temelleri Üstüne Bir Tecrübe etme) başlıklı teziyle Trinity College’da öğretim üyeliğine kabul edildi.
İlk Felsefi Eserleri
Russell Trinity College öğretim üyelerinden G. E. Moore’un etkisiyle 1898’den sonrasında idealizme karşı çıkarak genel çizgileriyle deneyciliği ve olguculuğu benimsedi.
Russell’ın düşüncesinde üç temel erek içeriyor, bunların altında da bilimsel dünya görüşünün büyük seviyede doğru görüş olduğu varsayımı yatıyordu. Bu ereklerden en önemlisi ve kapsamlısı insan bilgisinin kuşkulu yanlarını en aza ve en rahat ifadelere indirgemekle ilgiliydi. Russell bu amacını An lnquiry into Meaning and Trıtth (1940; Anlam ve Doğruluk Üstüne Bir Soruşturma) ve mevzunun eksiksiz bir tartışması olarak tasarladığı Human Knowledge, lts Scope and Limits (1948; İlimden Beklediklerimiz, 1957) adlı yapıtlarında ortaya koydu.
İkinci ereği matematikle mantık arasındaki yakın ilişkiyi belirlemeye yönelikti ve ilk mühim yapıtı sayılan The Principles of Matheınatics’te (1903; Matematiğin İlkeleri), matematiğin oldukca azca sayıda mantık ilkelerinden çıkarsanabileceğini göstermeye çalıştı.
Russell’ın üçüncü ereği analitikti ve dünyaya ilişkin bir şeyin, bunun (doğru olarak) betimlendiği dilden çıkarsanabileceği varsayımına dayanıyordu. Russell “Bugünkü Fransa kralı” örneğindeki benzer biçimde betimleyici ifadelerle anlatılan nesnelerin var bulunduğunu gereksiz yere varsaymaktan kaçınmak için kullanılan dili asgari gereklerine ( çekirdek olgulara) kadar inerek çözümledi. Bu analitik ereği, betimlemeler kuramı adıyla malum kuramına, mantıksal atomculuk felsefesine ve fikir ile maddenin aynı “yansız” öğelerden oluşan değişik “yapılar” bulunduğunu korumak için çaba sarfeden The Analysis of Matter (1927; Maddenin Analizi) ve The Analysis of Mind (1921; Zihnin Analizi) adlı yapıtlarına yansıdı.
1900’de piyasaya çıkan A Critical Exposition of tlıe Philosoplıy of Leibniz (Leibniz Felsefesinin Eleştirel Bir Açıklaması) adlı yapıtından onra Russell mantık ve matematikle ilgili büyük çalışmasına girişti. Once The Principles of Mathematics’i (1903), peşinden da bu alandaki çalışmalarının zirve noktasını oluşturan ve Alfred North Whitehead ile beraber yazdığı Principia Maıhematica’yı (1910, 1912, 1913, 3 cilt; Matematiğin İlkeleri) yayımladı. Principia Russell’ın diğeri mantık yapıtlarıyla beraber mantıkçılar üstünde uzun süre etkili oldu.
Russell bu yoğun emek verme sürecinin başlarında ani bir “mistik aydınlanma”yla pasifizrni benimsedi ve Cenup Afrika Savaşı esnasında İngiltere’ye karşı Boerleri destekledi. 1902’de “The FreeMan’s Worship” (Ozgür İnsan’ın İbadeti) adlı denemesi yayımlandı. 1907’de katılmış olduğu parlamento seçimlerinde hanımefendilere oy hakkı ve özgür tecim yanlısı kampanyalar yürüttü fakat meclise giremedi. Bir yıl sonrasında Royal Society üyeliğine seçildi.
Siyasal ve Felsefi Eserleri
Russell I. Dünya Savaşı sonrasındaki pasifist etkinlikleri yüzünden 1916’da 100 sterlin para cezasına çarptırıldı, Trinity College’daki öğretim görevinden atıldı ve 1918’de 6 ay hapis yattı. Hapishanedeyken Introduction to Mathematical Philosophy’yi (1919; Matematiksel Felsefeye Giriş) yazdı ve The Analysis of Mind’ın hazırlıklarına başladı.
1919’da Dora Black’le tanıştı. Beraber çıktıkları Çin gezisinden (1920) sonrasında da uzun süredir ayrı olduğu ilk eşinden boşanarak onunla evliliğe ilk adımını attı (1921). Ayrıca SSCB’yi de ziyaret ederek The Practice and Theory of Bolshevism (1920; Bolşevizm Uygulaması ve Bolşevizm Nazariyesi, 1967, 1974) adlı yapıtında totaliter niteliğini vurguladığı Sovyet rejimini eleştirdi.
Principia Mathematica yayımlandıktan sonrasında daha oldukca analitik felsefe çalışmalarına yöneldiyse de, felsefede analitik akım olarak malum yaklaşımın kaynaklan içinde sayılan bu görüşlerinden zaman içinde uzaklaştı. Mantıksal atomculuk görüşünün gelişmesinde, Wittgenstein’ın bilhassa Tractatus Logico-Philosoplıicııs (1921; Tractatus Logico-Philosophicus, 1985 ve 1986) adlı yapıtında ileri sürdüğü kuramı mühim rol oynadı. Bu kurama bakılırsa her önerme ortaya koyduğu olguların bir resmiydi ve bir anlamda onlarla aynı yapıya haiz olmalıydı. Yaşamı boyıınca yapının önemini vurgulayan Russell, Human Knowledge, lts Scope and Limits’de yapı benzerliği terimini nedensellik bağıntılarırun çıkarsanmasında bir ölçüt olarak kullandı. Bununla beraber daha sonralan Wittgenstein’ın Philosophical lnvestigations (1953; Felsefe Araştırmaları) adlı yapıtındaki görüşlerine karşı çıktı.
1920’lerde yazdığı The ABC of Atoms (1923; Atomların Alfabesi) ve The ABC of Relativity (1925; Rölativitenin Alfabesi, 1974, 1995) adlı yapıtlarında bilimsel konulmuş olan her insanın anlayabileceği bir üslupla açıklamayı amaçladı. What I Believe (1925; İnandıklarım), Marriage and Morals (1929; Evlilik ve Terbiye, 1963, 1999), The Scientifıc Outtlook (1931; Bilimden Beklediklerimiz, 1962, 1969), Education and the Social Order (1932; Eğitim ve Cemiyet Düzeni, 1969, 1984) benzer biçimde yapıtlarında da aynı amaçla çeşitli konulmuş olan ele aldı.
Oldukca etkili olan tüm bu yapıtlarında siyasal, ahlaksal ve düşünsel açıdan köktencilik sol kanat yaklaşımını ortaya koydu. Aynı dönemde hepsi uzmanlık düzeyinde olmak suretiyle geniş seviyede yararcılık felsefesini yansıtan etik yazılar ile politika, cemiyet ve eğitim felsefesi mevzularında incelemeler yazdı.
1927’de karısı Dora ile Petersfield civarlarındaki Telegraph House’da deneysel bir okul açtı; okul, 1935’te boşanmalarından sonrasında Dora’run çabalarıyla II. Dünya Savaşı’nın başladığı 1939’a değin varlığını sürdürdü. Ağabeyinin ölümü üstüne (1931) kontluk unvanını alan Russell 1934’te Freedom and Organization 1814-1914 (Sosyalizm, 1965), 1937’de ise The Amberley Papers’ı (Amberley Dosyası) yayımlandı. Bu kitapların hazırlanmasında destek olan asistanı Patricia Spence ile 1936’da evliliğe ilk adımını attı.
Russell, bir pasifist olarak 1938’de Münih ‘te İngiliz politikasını destekledi, fakat cenk başladıktan sonrasında Hitler’in ne olursa olsun yenilmesi icap ettiğini kabul etti. 1938-39 içinde ABD’de çeşitli yerlerde ders verdikten sonrasında City College’a (New York) profesör olarak atanması, başta terbiye kurallarına aykın cinselliği avunmuş olduğu iddiası olmak suretiyle çeşitli gerekçelerle iptal edildi. Bunun üstüne Pennsylvania’daki Bames Vakfı’nda konferanslar vermek suretiyle 5 senelik bir antak kalma imzaladıysa da antak kalma 1943’te geçersiz sayıldı. Bu konuşma metinlerine dayanan History of Westem Philosophy (1945; Batı Felsefesi Zamanı, 1968-70, 1997) ise yayımlanır yayımlanmaz İngiltere ve ABD’deki en oldukca satan kitaplar listesine girdi ve senelerce Russell’ın başlıca gelir deposu oldu. Ayrıca İngiltere’ye dönen Russell, 1944 te tekrardan Trinity College’da öğretim üyeliğine atanmıştı.
Savaşı izleyen 15 yıl süresince ünü ve saygınlığı gittikçe arttı; bunda British Broadcasting Corporation (BBC) “Brains Trust” (Beyin Ekibi) programına katılmasının, 1949’da BBC mikrofonlarından ilk Reith Konferansı’nı vermesinin, 1949’da Liyakat Nişanı, 1950’de de Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasının büyük oranı vardı.
Siyasal Etkinlikleri
İlimden Beklediklerimiz adlı yapıtı 1948’de yayımlandığında saygıyla karşılanmış, fakat pek sıcak bir kabul görmemişti. Bunun bir sebebi data kuramı mevzusunun artık fazla ilgi çekmemesi, bir başka sebebi de II. Dünya Savaşı’nın yarattığı ortadı. Büyük düş kırıklığına uğrayan Russell o sualar felsefeyi etkileyen linguistik akıma da yakınlık duymuyordu. My Philosophical Development (1959; Felsefi Gelişimim) adlı kitabıyla birkaç yazı yazdıysa da bu zamanda artık felsefeden internasyonal siyasete yöneldi.
Bilhassa karısından ayrılıp ABD’li Edith Finch’le evlendirilmiş olduğu 1952’den sonrasında yerleşik değerlerin savunulduğu çevrelerde saygınlığım yitirmeye, buna karşılık tüm dünyada sol çevrelerde ve gençler içinde ünlenmeye başladı.
1954’te BBC’de gösterilen meşhur ‘Lisanın Sorumluluğu” adlı konuşmasında Bikini Adasındaki hidrojen bombası denemelerini lanetledi. Bunu Nobel Ödüllü bilim adamlarının tepkisini dile getiren Russell Einstein bildirisi ve her ikisine de başkanlık etmiş olduğu, Doğu ve Batı dünyasından bilim adamlarının katılmış olduğu I. Pugwash Konferansı (1957) ile 1958’de başlatılan Nükleer Silahsızlanma Kampanyası izledi. 1960’ta ise başkanlıktan ayrılarak kitlesel eylemsiz direniş eylemleri düzenlemeyi amaçlayan daha militan yaklaşımlı 100’ler Komitesini oluşturdu. 1961 ‘de karısıyla beraber önderlik etmiş olduğu kitlesel oturma eylemleri yüzünden 2 ay hapis cezasına çarptırıldı, fakat sıhhat nedenleriyle cezası 7 güne indirildi.
Russell, Küba Bunalımı ve Çin-Hindistan sınır çatışmaları sebebiyle devlet başkanları ve devrin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri U Thant nezdinde girişimde bulunabilecek enerji ve kararlılığı gösterdiği 1962’de 90 yaşındaydı.
Warren Raporu’nun yayımlanmasından sonrasında Kennedy suikastını araştıran komiteye başkanlık etti. Ayrıca barışa yönelik çabalarını daha sistemli bir bale getirmek için 1963’te Bertrand Russell Sulh Vakfı’nı ve Atlantik Vakfı’nı kurdu. Sonrasında ABD’nin Vietnam politikasına şiddetle karşı çıktı. Fransız varoluşçu düşünür Jean-Paul Sartre, Yugoslav tarihçi Vladimir Dedijer, Polonya asıllı yazar lsaac Deutcsber ve daha başka ünlülerin de katkısıyla Internasyonal Cenk Suçlan Mabkemesi’ni (Russell Mahkemesi) topladı. Ölümünden önceki üç yıl içinde piyasaya çıkan Autobiography’si (3 cilt) nükteli, içtenlikli, sürükleyici anlatımıyla Russell’ın en güzel yapıtlarından biri oldu.
Başlıca Eserleri
Dünya Edebiyatı
Çoğumuz makarnayı seviyoruz. Sadece çoğu zaman makarna ile beraber gelen rafine karbonhidratlar bir miktar can…
Uyanış (Awakenings) adlı 1990 yapımı filmimizde 30 senedir komada bulunan Robert De Niro'nun karakteri uyandığında…
Seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump, yapmış olduğu son açıklamayla seçim sürecinde kendisine büyük bir destek…
DİL ÜSTÜNE (Montaigne) – Tecrübe etme Örneği Fikir ve sanat adamları sözleri ve yazılarıyla dile…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
ABD'de başkanlık seçimi geride kalırken OpenAI seçmenlerin ChatGPT'ye ne kadar danıştıklarını ortaya koydu. Seçimden ilkin…