Biçimbirim, sözcüklerin anlam bakımından bölünemeyen yapısal çekirdeklerini oluşturan yapı taşıdır. Bu yapılar, birbirleriyle yer değiştirip kurallı yapılar oluşturabilirler. Sadece, “biçimbirim” tek başlarına anlamsızdır ve anlam taşıma görevini sesbirimlere bırakırlar. Mesela, yerine koyma işlemiyle nobran sözcüğünde nobr yerine bac kullanılarak bacan sözcüğü oluşturulabilir, sadece nobr ve bac tek başlarına anlam ifade etmezler. Biçimbirimler, anlamlılık ve dilbilgisel işlev taşıma mevzusunda sınırlılıklara haizdir.
Nobran örneğini incelediğimizde, nobran-laş-ır-ım yapısının ayrıştırılabilir ve anlam taşıyan biçimbirimlerden oluştuğunu görüyoruz. Bu yapı, iyileşirim dizilimiyle paralellik göstererek yerine koyma işlemiyle kurallı bir yapı oluşturuyor. Ek olarak, her parça kendi başına anlamlı ve parçalanamaz bir yapıdır, bu da hepsinin biçimbirim bulunduğunu gösterir.
Sesbilim ve biçimbirim çözümlemelerinde, seslem yapısı ve biçimbirim yapısı değişik düzlemlerde incelenmelidir. Mesela, aynı yapıda seslem ve biçimbirim sayıları farklılık izah edebilir (mesela, büyük ve büyük-tün), aynı sayıda olabilir (mesela, ev-den), sınırlarda örtüşme yada örtüşme olmayabilir. Ek olarak, biçimbirimler seslem oluşturmak zorunda değildir ve tek bir biçimbirim birden fazla seslemi barındırabilir, aynı şekilde tek bir seslem birden fazla biçimbiriği içerebilir. Özetle, sesbilim ve biçimbirim çözümlemelerinde çeşitli ilişkiler ve yapılar gözlemlenir.
Biçimbirimler, dilbilgisel yapılarına ve işlevlerine nazaran değişik kategorilere ayrılırlar. Bu sınıflandırma, biçimbirimlerin bağımlılık derecesine, işlevsel rollerine ve taşıdıkları anlamlara odaklanır. Durumlarına nazaran incelendiğinde, biçimbirimler bağımlı yada bağımsız olarak tanımlanabilir. Bağımsız biçimbirimler tek başlarına anlam taşıyabilirken, bağımlı biçimbirimler öteki ögelerle birleşerek anlam kazanırlar.
İşlev ve anlamlarına odaklandığımızda ise, biçimbirimleri çekimsel ve türetimsel olarak sınıflandırabiliriz. Çekimsel biçimbirimler, çoğu zaman dilbilgisel yapıları düzenleyen ve değiştiren unsurları temsil eder. Türetimsel biçimbirimler ise yeni sözcüklerin oluşturulmasında rol oynayan yapıları ihtiva eder. Bu sınıflandırma, biçimbirimlerin dilin yapısal özellikleri üstündeki rolünü ve sözcük oluşumundaki katkılarını anlamamıza destek sunar.
Çocuklar ve çocukluk sözcüklerini oluşturan biçimbirimler, duruşlarına ve işlevlerine nazaran bağımsız ve bağımlı olarak sınıflandırılır. Bağımsız biçimbirimler, kendi başlarına anlam taşıyabilirler ve sözlüksel ile dilbilgisel biçimbirimler olarak ayrılırlar. Sözlüksel biçimbirimler, ad, fiil, ödat benzer biçimde içerik sözcüklerini kapsar, dilbilgisel biçimbirimler ise bu sözcükler arasındaki ilişkileri gösteren yapıları ihtiva eder.
Bağımlı biçimbirimler, bağımsız bir biçimbirime ilave edilerek anlam kazanırlar. Ekler, önek, içek ve sonek olarak adlandırılır ve dilbilimsel sınıflandırmalarda mühim bir rol oynarlar. Bu bağlamda, diller yalınlayan, eklemeli ve bükümlü olmak suretiyle üç temel dil sınıfına ayrılır. Yalınlayan dillerde bir biçimbirim bir sözcüğe karşılık gelirken, eklemeli dillerde bir sözcük fazlaca sayıda biçimbirim barındırabilir. Bükümlü diller ise çeşitli eklerle durum, cinsiyet, şahıs, süre vb. özellikleri belirleyebilir.
Türkçe benzer biçimde tertipli bir dilin ekleme örüntüsü çoğu zaman önek ve içekleri içermez. Sadece, İngilizce benzer biçimde yalnızca sonekleme yada önekleme kullanan dillerde, her iki tür ek de görülebilir. İçekler daha azca yaygındır ve bir dil içinde içek kullanımı çoğu zaman sonekleme yada öneklemeyle beraber gelir. Ek alan sözcüklerde, eklerin kullanım yönü, ek özelliklerini belirlemek için çizgilerle gösterilir. Sol çizgi, sonek ekini; sağ çizgi, önek ekini; her iki tarafındaki çizgi ise içek ekini simgeler.
Bağımlı biçimbirimler, duruşlarına nazaran bağımsız biçimbirimlerden farklılık gösterse de, anlam paylaşırlar. Mesela, -luk eklenen çocuk biçimbirimi, çocuk adını soyutlaştırarak ‘insan yaşamının bebeklikle erişkinlik arası periyodu’ anlamında yeni bir soyut ad haline getirir. Bu tür ekler, türetim ekleri olarak adlandırılır ve eklenen sözcüğün türünü değiştirip yeni bir sözlükbirim oluşturabilirler. Mesela, -ucu ekini bir eyleme eklediğimizde, onu ad haline getirir ve yeni anlamı ‘koşuya katılan yarışçı’ olan bir ad oluşturur. Addan fiil meydana getiren ekler içinde ise avlamak ve aralamak sözcüklerindeki -la eki örnek olarak gösterilebilir.
Anadili konuşanlar, dil becerilerini oluştururken bir tek bağımsız sözlüksel biçimbirimlere ve bağımlı türetim eklerine dayanmazlar. Eğer durum bu şekilde olsaydı, dilde anlamı belirsiz örneklerle, mesela “Buket kalem Ceren al” benzer biçimde örneklerle sıkça karşılaşabilirdik. Sadece, bu yapıdaki anlam eksikliği, ihtiva ettiği sözcüklerin anlamsızlığından değil, çekim eklerinin yokluğundan doğar. Bundan dolayı, çekim ekleri, işlevsel biçimbirimler benzer biçimde, sözlükbirimler arasındaki görevsel ilişkileri gösterirler. Örneğimizi çekim ekleri ilave edilerek ele aldığımızda, aşağıdaki dört seçenek ortaya çıkar:
(3) Buket kalemi Ceren’den almış.
Buket’ten kalemi Ceren almış.
Buket kalemden Ceren’i almış.
Buket’i kalemde Ceren almış.
Bu durumda, ‘kim, kimden neyi, ne süre öğrenmiş’ bilgisi anlam kazanır. Bu, çekim eklerinin dilbilgisel konuma nazaran şekil değiştirmesine olanak tanıyan bir süreçtir. Bu işlevi yerine getiren çekim eklerinin görevi, tabanlarının anlamını ve türünü değiştirmeden; mesela adlar için durum, sayı, cins ve iyelik; eylemler için de süre, şahıs, sayı, kip, görünüş ve uyum benzer biçimde detayları sağlamaktır. Çekim ekleri, anlam ve/ya sözcüksel ulamı değiştiren türetim eklerinden farklıdır.
(1) Çekim ekleri, ekledikleri sözcüğün tümce içindeki konumuna ve dilbilgisel görevine bağlı olarak seçilir, sadece türetim ekleri bu tür koşullara bağlı değildir.
(2) Çekim ekleri, sözdizimsel kurallar doğrultusunda belirlenen dilbilgisel ulamları gösterir ve tüm üyeleriyle görülür, bu yüzden işlevsel olarak adlandırılır. Türetim ekleri ise belirli bir türdeki üyeler kümesi ile sınırı olan olabilir.
(3) Çekim ekleri daima aynı bilgiyi verirken, türetim eklerinde bu tutarlılık daima görülmez.
(4) Çekim ekleri kapalı bir küme üyesidir, doğrusu sınırı olan ve değişmez öğeler içerirken, türetim ekleri açık bir kümedir ve yeni öğeleri kolayca kabul edebilir.
Bu nedenlerden dolayı, diller türetim eklerini çekim eklerinden daha organik bir halde ödünç alır.
Biçimbirimlerin sıralanması sözcük düzeyinde katı kurallara tabidir, mesela Türkçe’de “Anlaşmayı gizlice imzaladılar” cümlesindeki çeşitli sıralamalar mümkündür. Sadece, dilbilgisel olarak kabul edilemeyen *gizceli, *ligizce, *cegizli benzer biçimde değişimler söz mevzusu değildir. İngilizcede tümce düzeni daha esnek olsa da, sözcük içi biçimbirimler için bu esneklik geçerli değildir. Bu durum, biçimbirimlerin içyapısındaki kuralların bir göstergesidir.
Dil bilgisini bilmek, bir tek kelimelere değil, bununla birlikte bu kelimelerin içyapılarına dair kurallara da erişimi gerektirir. Dil edinimi emekleri, evlatların anadillerini öğrenirken sözcük içyapılarını hızla çözebildiklerini göstermektedir. Çocuklar, önek, içek ve sonekleri fazlaca erken dönemlerde birbirine karıştırmazlar ve doğru bir halde kullanırlar. Bu durum, evlatların sözcük oluştururken ekleri rastgele değil, belirli bir seviye içinde sıraladıklarını gösterir.
Türetim eklerinin sıralanmasında, kimi zaman ek hedeflenen mevzu kapsamını, kimi zaman de ek taban seçimine ilişkin kuralları belirler. Mesela, Türkçe’de -süz ekini gözlüksüz ve gözsüzlük arasındaki tercihi belirler. -süz, gözlük tabanına eklendiğinde ‘gözlük olmama durumunu,’ göz tabanına eklendiğinde ise ‘göz olamama durumunu’ ifade eder.
Eklerin taban seçimini yöneten kurallar, dört türetim eki türü ortaya çıkarır: addan ad, addan fiil, eylemden ad ve eylemden fiil. Mesela, Türkçe konuşanlar -ucu ekini kullanarak eylemlerle biten adlar, -luk ekini kullanarak adlarla biten başka adlar yapabilirler. Bu durum, koş eyleminden koşucu ve koşuculuk sözcüklerini türetme kabiliyetlerini gösterir. Bu sıralama, anadil konuşucularının lügat bilgisi içinde belirtilmiş ek kullanım kurallarına bağlıdır.
Biçimbirim, soyut bir kavramın dilde somut bir yansımasıdır; bu yansıma, biçimbirimin fizyolojik bir olgusu olan biçimcik olarak adlandırılır. Biçimbirim, hem yazılı hem de sesli olarak ifade edilebilen ve böylece dilin yüzeyine çıkan bir yapıdır. Sadece, aynı biçimbirimin tanımlanmış koşullarda ortaya çıkan değişik biçimleri de bulunabilir. Bu çeşitlilik, biçimbirimin altbiçimleri olarak adlandırılır ve bu altbiçimlere çoğu zaman biçimbirimcik denir. Altbiçim ve biçimbirimcik terimleri temelde benzer anlamlara gelmekle beraber, ekip üyeliği bağlamında “altbiçim” terimi kullanıldığında, bağımsız atıflarda çoğu zaman “biçimbirimcik” terimi tercih edilir.
Netflix, geniş film, dizi, belgesel ve program arşivine haiz en iyi çevrimiçi gösterim platformların içinde…
Rüya – Ivan Sergeyeviç Turgenyev Karakterler Anlatıcı: Hikâyenin merkezinde yer edinen anlatıcı, adı verilmemiş bir…
CD yazma programları, dijital dünyada geçmişe köprü kuran, nostaljik bir dokunuş sunan bununla beraber günümüzde…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Eğer iPhone cihazınızdaki notlarınız yok olduysa, Apple size bunun için bir çözüm sunuyor. Geçtiğimiz hafta…
Tekerleğin icadı uzun süredir insanlık tarihindeki en büyük atılımlardan biri olarak kabul ediliyor. Sadece şimdi…