İnsanlar yaşama, başkalarının yaşamına, gitgide daha saygısız oluyorlardı. Hoş, saygısız olmak da değildi bu; saygıyı hiç bilmemiş hiç öğrenmemiş olmalarıydı.
Dünyaya, insanlara, çevreme, her sabah yeniden uyarlamam gerekir kendimi.
Çevrede her şeyin yıkıldığı zamanlarda bile, insanlar arasında sevginin, dostluğun yaşamış olabilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ya rabbim, bu kadar mı yalnızız, bu kadar mı düşüyoruz? Herkes herkese yabancı. Ya da, hemen hemen öyle.
Zaman geçtikçe değişiyoruz; her şeyden önce, önem verdiklerimiz değişiyor. İstediklerimiz, aradıklarımız değişiyor.
Adımız Seviydi diye düşünüyor, ama bulamadım bu adı, seçemedim vaktinde. Gürültüye kulak verdim gereksiz yere, gürültünün gizlediğini işitmeğe çalışmalıydım.
Nesnelerin yaşayanı ne kadar ilginçse, yaşayanların nesneleşmesi o kadar korkunç, o kadar tiksin.
Yaşamak, durmadan, ardında yıkıntılar bırakarak bir yerden bir yere gittiğimizi sanmak mıdır?
Bu aşkın ölümlü olduğuna beni de inandırmak istedin her zaman. Boşlukları, yolun engebelerini aşan bir aşk olamaz mı bu?
Yürüyordum, kaymaktan, düşmekten, yüksek yerden inmekten, yuvarlanmaktan korkan bir başkasıymış gibi.
Sözler içinden, yaşamaya doğru bir yol arar, bulurduk, her gün… Her gece…
Yaşamımda belki de ilk kezdir bir fotoğrafını saklamak istiyorum bir ölünün.
Yalnızım yalnızım diyor içinden. Ya da içinde başka biri böyle söylüyormuş gibi oluyor.
Yoksa yaşamak istediğini düşünmekten yaşadıklarının farkına varamayan alıklar mıyız?
İnsanın, gerçekleşmesini istediği bir işe önce kendi benliğini koşması, işe önce kendinden başlaması gerekir.
Bilirim bizim yazdığımız kalır, gerçek örneklerimizse ölür gider…
Sevmenin mutsuzluk olmayabileceğine inanmış gibi yaşayan kaç kadın olmuştur.
Sevginin, kurmanın, yapmanın, sözü değil, kendi gerek; yaşanması gerek bunların.
Oyalanmak, kaçmak olduğu kadar aramak da, yaptığım, yapmağa çalıştığım.
Oysa ışığı severim ben; severdim. Önceleri. Şimdi gece sarsın istiyorum beni. Çukur olmalı, çukurda kalmalıyım. Belki de çukurum kazılmakta şimdi.
Kokularım, seslerim, görüntülerim, anılarımsın sen benim. Dokunduğum, okşadığım, tattığımsın.
Narla İncirle Gazel
Gülümsüyorsun, gülümsüyorum. Bu kıyamet dışımızda koptu, tek seyircisi biziz.
Kahvaltının üçüncü çayı bittiğinde “Uyanamadın mı daha?” dediğim zaman “Ne gereği var?” diyen ilk insansın bana.
Göçmüş Kediler Bahçesi
En doğru masal anlamadan korktuğumuzdur.
Silmişti de, bir tek anı dayanıp duruyordu bütün bu silme çabalarına karşın, direniyordu.
Ne Kitapsız Ne Kedisiz
Okur kitap arar ama kitabın da okuru bulduğunu ben çok gördüm. Açıklanabilir bir şey söylemiyorum belki, ama “rastlantılar”ın çoğu, açıklayamadığımız için rastlantı görünmez mi?
Yoksulluklar içinde bir umut yaratabilmek, azımsanacak şey değildir.
Durmaksızın öğrenmek gerekiyor; kendini tanımak, her günün değişikliğine kendini uyarlamak.
Dondurulmuş duyguların kokusu çıkmaz ya, dondurmaktan vazgeçmeye görün kokuları yeri göğü tutar.
Ama hayvanlarımız konuğumuz değil. Yaşam ortağımız. “Köle” hiç değil.
Kısmet Büfesi
Bir şey bekler gibiler, besbelli. Belki camın önünde belirivereceğini bildikleri birini…
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı
Ama bütün bir ömür bir bayram hazırlığıyla geçer de o bayram gelmezse…
İnsan nasıl olsa öleceğine göre, bir şeyler yapmak daha iyi olur. Ölüm boş bir şey, ölümü beklemek, oturup beklemek, boş bir iş.
Ama bütün bir ömür bir bayram hazırlığıyla geçer de o bayram gelmezse…
Lağımlaranası ya da Beyoğlu
Bir yol vardır elbette… Siz bulabilirsiniz onu, her şey sizin elinizde…
Kedileri sevdiği için sevdim onu. Kedileri seven bir insan kötü olamaz…
Benim düşlediğim ada… Acımak nedir unutmuş bir dünyadan gelen bir yabancının da sığındığı bir yerdi.
Altı Ay Bir Güz
Bir zamanlar kediymişim ben Halûk. Sonra, herhalde kediler arasında işlenebilecek en büyük suçu işlemişim ki dünyaya bir daha gelişimde insan olmak cezasına çarpılmışım…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Yakın bir vakit sonrasında Dünya'ya veda edecek olan 'Mini Ay' aslen insanoğlu Dünya'da dolaşmaya başladıktan…
Babil’in En Varlıklı Adamı – George S. Clason Tür:KitapYazar:George S. ClasonYayınlanma Zamanı:2018Yayınevi:Butik Mevzusu Kitapta Babil’de…
Çoğunlukla genç Instagram kullanıcıları, kendileri için uygun bir profil olmayan Instagram fenomenlerine yada hesaplarına rastladıktan…
Netflix, geniş film, dizi, belgesel ve program arşivine haiz en iyi çevrimiçi gösterim platformların içinde…
Rüya – Ivan Sergeyeviç Turgenyev Karakterler Anlatıcı: Hikâyenin merkezinde yer edinen anlatıcı, adı verilmemiş bir…