Bilim insanları: En yaygın EV bataryası büyüyen bir ‘sonsuz kimyasal kirlilik’ kaynağı

Bilim adamları tehlikeli “sonsuz kimyasal” kirliliğin yeni bir kaynağını keşfetti: Bir çok elektrikli araçta bulunan şarj edilebilir lityum iyon piller… Bazı lityum iyon pil teknolojileri, pilleri daha azca yanıcı hale getiren ve elektrik iletmeye destek olan bir derslik PFAS (per- ve polifloroalkil maddeler) olan kimyasallar kullanır. Nature Communications dergisinde yayınlanan hakemli bir çalışmaya nazaran bilim adamları, ABD, Belçika ve Fransa’da bu kimyasalları üreten tesislerin yakınındaki hava, su, kar, toprak ve tortu örneklerinde yüksek seviyelerde bu PFAS denen kimyasala rastladı.



Peki PFAS nedir? Avrupa Birliği’ne bağlı Avrupa Çevre Ajansı’nın tanımına göre “4 bin 700’den fazla kimyasal içeren, perflorlu ve poliflorlu alkil maddeler (PFAS); yaygın olarak kullanılan, insan vücudunda ve çevrede zaman içinde biriken, insan yapımı kimyasallardan oluşan bir grup madde” şeklinde ifade ediliyor.

Bunlar çevremizde ve vücudumuzda son aşama kalıcı oldukları için “sonsuz kimyasallar” olarak da bilinmekte. Bu maddelerin karaciğer hasarı, tiroid hastalığı, aşırı kiloluluk, doğurganlık sorunları ve kanser benzer biçimde sıhhat problemlerine yol açabildiği çeşitli araştırmalarca öne sürülüyor.

Isıya, suya ve yağa dirençli kimyasal maddeler grubu olarak da tanım edilen bu maddeler 1940’lardan beri kullanılırken fazlaca sayıda tüketici ürününde ve endüstriyel uygulamalarda yer almakta. Kalıcı ve biyolojik olarak birikme eğiliminde oldukları için ve hem insan sağlığı hem de çevre üstündeki potansiyel tesirleri mevzusundaki endişeler sebebiyle son yıllarda, PFAS’ların, kullanımı sınırlandırılmaya ve düzenlenmeye çalışılıyor.



Bulgular, daha temiz otomobillere ve yenilenebilir enerjiye geçişin iklim krizini çözmedeki önemini vurgularken hala ortaya çıkan ve yeterince incelenmemiş kendi dezavantajlarını da bununla beraber getirdiğinin altını çiziyor. Pillerde, güneş panellerinde, rüzgar türbinlerinde ve öteki teknolojilerde kullanılan lityum ve öteki minerallerin madenciliğinin çevresel ve sıhhat tesirleri iyi belgelenmiş olsa da, araştırmacılar lityum iyon pillerin bir PFAS kirliliği deposu bulunduğunu sadece şimdi keşfediyorlar.

‘Karbon emisyonunu azaltırken yan etkiye yol açılmamalı!’

Texas Tech Üniversitesi bünyesinde çevre mühendisliği alanında araştırmalarını sürdüren ve çalışmanın ortak yazarı olan Doç. Dr. Jennifer Guelfo, “Elektrikli otomobiller benzer biçimde yenilikler karbondioksit emisyonlarını azaltmak tehlikeli sonuç ehemmiyet taşıyor sadece bu, PFAS kirliliğini çoğaltmak benzer biçimde bir yan etkiye yol açmamalı” ifadelerini kullanmakta.

Çalışmada, dünya genelinde kullanılan lityum iyon pillerin bu sebeple küresel bir kaygı mevzusu haline geldiği belirtiliyor. Aynı PFAS sınıfı kısa sürede Avrupa ve Çin sularında düşük seviyelerde tespit edildi sadece kirliliğin deposu belirsiz.

Doç. Dr. Guelfo’nun ekibinin tespit etmiş olduğu PFAS sınıfına, “bis-perfloroalkil sülfonimidler” yada “bis-FASI’ler” deniyor. Bilim adamları elektrikli otomobillerde ve dizüstü bilgisayarlar benzer biçimde tüketici elektroniğinde kullanılan bir düzineden fazla lityum iyon pili kontrol etti ve çeşitli konsantrasyon seviyelerinde bis-FASI’ler buldu.

Çalışmanın ortak yazarlarından olan Duke Üniversitesi Çevre Mühendisliği’nden Doç. Dr. Lee Ferguson, hemen hemen kafi araştırma yapılamadığı için kimyasalların söz mevzusu lityum iyon pillerde ne kadar yaygın bulunduğunu bilmenin zor bulunduğunu dile getiriyor.

Doç. Dr. Guelfo, bis-FASI adlı bu kimyasalların PFOA benzer biçimde “eski fena şöhretli” kimyasallara benzediğini, bunların parçalanmasının son aşama zor bulunduğunu ve çalışmaların bu kimyasalların düşük konsantrasyonlarda dahi suda yaşayan organizmaların davranışlarını değiştirdiğini gösterdiğini aktarıyor. PFOA, ABD’de üretimden kaldırıldı sadece içme suyunu kirletmeye devam ediyor.





Habere mevzu emek verme, lityum iyon pillerde bis-FASI kullanımının çevresel etkilerinin “yaşam boyu” ilk değerlendirmesiydi. Bis-FASI’lerin insanlardaki tesirleri ise hemen hemen incelenmedi.

Bilim adamları, ABD Çevre Koruma Ajansı’nın Nisan ayında içme suyunda PFAS için belirlediği sınırın fazlaca üstünde bir miktar olan milyarda bir parça seviyesinde bis-FASI kimyasalları tespit etti. Çalışmada, içme suyundaki PFAS’tan kurtulma stratejilerinin yaygın olarak benimsenmesi gerektiği vurgulandı. Sadece, kimyasal üreticileri ve bazı su tesisleri, ABD Çevre Koruma Ajansı’na mahkemede itiraz etti.

Bunun yanı sıra bis-FASI’lere maruz kalmanın başka yolları da mevcut. Hava emisyonu verileri, söz mevzusu kimyasalların üretim tesislerinden uzak bölgelere gidebileceğini de göstermekte. Ek olarak bu kimyasallar lityum iyon pillerin ağırlıklı olarak gittiği çöplüklerden de çevreye sızabilir.

Lityum iyon pillerin yalnızca yüzde 5’i geri dönüştürülüyor

Bu bir kaygı zira çalışmada da vurgulandığı benzer biçimde lityum iyon pillerin yalnızca ortalama yüzde 5’i geri dönüştürülüyor ve bu gidişe nazaran 2040 yılına kadar ortalama 8 milyon ton lityum iyon pil atığı oluşabilir.

Doç. Dr. Guelfo, bilim adamlarının, mühendislerin, üreticilerin ve politikacıların PFAS kirliliğini artırmayan pil teknolojisi ve geri dönüşüm çözümleri geliştirmeleri icap ettiğini söylüyor:

Sürdürülebilir enerji altyapısında kullanılan bu kimyasalları dikkatlice daha yaygın bir problem haline ulaşmadan önce değerlendirmemiz gerekiyor. Sürdürülebilirlik fikrini hakkaten en üst düzeye çıkarmak için hala bir fırsatımız var.

Çalışmada, 3M, Solvay ve Arkema benzer biçimde şirketlerin bis-FASI’ler için patentlere haiz olduğu yada bu malzemenin üretimini yapmış olduğu ve kullanımını teşvik etmiş olduğu vurgulanıyor.

Bilim adamları araştırmalarını şirketlerin ABD’nin Minnesota ve Kentucky, Belçika’nın Anvers ve Fransa’nın Salindres şehirlerindeki üretim tesislerinin civarlarındaki bölgelere yoğunlaştırdı. (Araştırmadan sonrasında Solvay, lityum pil işini Syensqo adlı yeni bir kuruluşa devretti.)

Mesela 3M, onlarca senedir PFAS üretiyor ve geçen yıl firmanın içme suyunu kalıcı kimyasallarla kirlettiği iddialarına karşı ABD kent ve kasabalarıyla 10 milyar dolarlık bir anlaşma yapmayı kabul etti. 3M, 2025 yılı sonuna kadar tüm PFAS üretimini durduracağını da taahhüt etti.

Firmanın bu anlaşması, Chemours, DuPont ve Corteva’nın binlerce davayı çözmek için 1.19 milyar dolar ödemeyi kabul etmesinin sonrasında yaşandı.


Kaynak: Business Insider / Metin Aktaşoğlu tarafınca yerelleştirildi.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer