Tür: | Oyun |
Yazar: | Necip Fazıl Kısakürek |
Yayınlanma Tarihi: | 1937 |
Yayınevi: | Büyük Doğu Yayınları |
Karakterler
Hüsrev: Psikolojik sorunları ile savaşan 38 yaşında bir yazardır. Oyunun ana karakteridir.
Selma: Hüsrev’in yanlışlıkla öldürdüğü, 23 yaşındaki halakızıdır.
Ulviye: 56 yaşında olan Hüsrev’in annesidir.
Nevzat: Doktor.
Diğer karakterler; Mansur, Şeref, Zeynep, Turgut, Osman, Hükümet Doktoru
Konusu
Üç perdelik oyun. Eser, bir oyun yazarının yaşadığı büyük manevi çileyi anlatıyor. Ölüm korkusuna, sanatın çilesine, kadere ve deliliğe değiniyor.
Birinci Perde
Oyun yazarı Hüsrev, “Ölüm Korkusu” adlı eserini tamamlamıştır. Yazdığı eserin kahramanı annesini kazara bir kurşunla öldürünce aklını yitirmiş ve daha önce babasının yaptığı gibi kendini bir incir ağacına asarak intihar etmiştir. Oyun yazarı Hüsrev de babasını yaşadığı konağın bahçesindeki incir ağacına asarak intihar ederek kaybetmiş biridir. Halen oturdukları konakta annesi, teyzesinin kızı Selma, oyunun başrol oyuncusu Mansur, gazete patronu Şeref, Şeref’in Hüsrev’e âşık olan eşi Zeynep ve psikiyatrist arkadaşı Nevzat ile birlikte yaşadıkları konakta, yaşadıklarını tartışmaktadırlar. Bir gün oyna Eserdeki annesini kazara vurma bölümünü gerçekçi bulmayan misafirlerine sahneyi anlatmaya çalışırken Hüsrev boş olduğunu düşündüğü tabancayla ateş ederek yanlışlıkla Selma’yı vurarak ölümüne neden olur.
İkinci Perde
Hüsrev annesine, kazadan yaklaşık beş ay sonra Maçka’daki kışlık apartmanında babasının intiharını sorar. Kazadan sonra bunalıma giren Hüsrev büyük bir yalnızlık içindedir. Arkadaşı Doktor Nevzat bunu bir reklam aracı olarak kullanmak isterken, Şeref olayı sansasyonel eştirerek gazetesinin satışlarını artırmaya çalışmaktadır. Bu kargaşa içinde babasının neden intihar ettiğini öğrenmeye çalışan Hüsrev, ölümü sorgulayıp yaratılışın sırrını çözmeye çalışırken deliliğe sürüklenir.
Üçüncü Perde
Hüsrev’in annesi, oğlunun da babası gibi intihar edeceğinden korkarak konağın bahçesindeki incir ağacını hizmetçi Osman’a keser. Hüsrev, kendisine kumpas kuran arkadaşları gibi, ağacı kesen annesini de düşman görmeye başlar. Onunla babasının portresinin önünde çılgın bir halde ölümden bahsediyor. Oyunun son sahnesinde Hüsrev, kendisini tımarhaneye götürmeye gelen devlet doktoru, hastane bekçisi Nevzat ve Şeref’e teslim olur.
Eser ilk olarak 1937-1938 kışında İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda temsil edilmiştir.
Olay meçhul bir tarihte İstanbul’da geçer.
“Husrev – Bir adam yaratmağa kalkıştım. Ona bir surat ve kader bulmak… Nerede bulayım? Kendimi buldum. Suratsız ve kadersiz adam şahlandı. Zincirini kırdı. Elimden kaçtı. Ben insanım. Beni arkamdan vurdu. Suratsız ve kadersiz adam benim suratımı takındı. Kalıbımı giyindi. Kaderimin içine yattı. (Bir an sükut) Benim de kaderim buymuş.”
Tüm dünyada gözler ABD seçimlerine çevrildi ve kesinleşmemiş sonuçlara gore Cumhuriyetçilerin talibi Donald Trump seçimden…
Türkiye Suni Zeka İnisiyatifi’nin (TRAI) düzenlemiş olduğu Türkiye Suni Zeka Zirvesi bu yıl yedinci kez…
Yavaş bir bilgisayar, derhal her insanın üretkenliğini engellemiş olan ve boş yere gecikmelere yol açan…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Frank Sinatra'dan Michael Jackson'a müzik dünyasının sayısız dev ismiyle sayısız efsanevi işin altına imza atan…
İnternet ortamında yabancılarla yada yiyecek masasında aile üyeleriyle münakaşaya girmek, bir duvarla münakaşaya benzeyebilir! Muhtemelen…