Bir Kadın Kayboldu Özeti, Konusu ve Karakterleri

Bir Hanım Kayboldu – Esat Mahmut Karakurt

Karakterler

Selma: Sevginin gücüyle hiçbir şeyden korkmayan yürekli, yiğit ve duygusal bir hanımdır.

Necmi: Görmüş olduğu her kıza âşık olabilen ve olayların akıbetini düşünmeden hareket eden birazcık naif fakat yakışıklı bir adam.

Hümeyra: Selma benzer biçimde o da ölümüne âşık ve yanlış da olsa aşkı için her şeyi göze alacak bir hanımdır.

İrfan: Fedakâr, iyiliksever ve fedakâr bir ağabeydir.

Mevzusu

Kocasını deliler benzer biçimde seven bir kadının ruhsal durumu ve bunun sonucunda başına gelen vakalar mevzu ediniyor.

Bir Hanım Kayboldu Özeti

Hümeyra, Necmi, Selma ve Necmi uzun evliliklerinde mutsuzdur. Sebebi ise genç ve güzel Hümeyra ile Necmi’nin birbirlerini kıskandıracak bir ilişki içinde olmalarıdır. Tanrı’a bağlıymış benzer biçimde kendini kocasına adayan aslen oldukça alımlı ve güzel olan Selma kendini tutamaz ve Hümeyra’yı imrenir ve tekrar kocası olmasını ister. Avukat İrfan Selman’ın kardeşidir. Yağmur, yıldızların kendilerini göstermelerine engel olması imkansız. İnsanlar eğlencenin zirvesinde. Hümeyra, Necmi’nin evine, onu mutlu eden kişinin yanına gider. Necmi ve Hümeyra birbirlerine aşklarının doruğunda haykırırken, Necmi’nin olayın mağduru olan eşi Selma eve girerek Hümeyra’ya iki el ateş eder. Selma, çekmiş olduğu acının sebebi olarak görmüş olduğu Hümeyra’yı istemeden vurur. Necmi Selman’ın ağabeyi avukatı İrfan’ı arar ve vakası anlatır. İrfan derhal bir doktorun gözünü gasp ederek bağlar ve eve getirir. Hekim derhal Hümeyra’yı muayene eder ve Hümeyra güçlükle de olsa kurtulur. Hekim yılbaşı gecesi yaşamış olduğu bu olayın söylendiği benzer biçimde bir intihar değil, adam öldürmeye girişim olduğu sonucuna varır ve derhal polise giderek vakası anlatır.

Polis, uzun bir mücadeleden sonrasında ipuçlarına dayanarak vakaya kimin karıştığını anlamış olur. Acısı yatakta geçmeyen Necmi, Selma, İrfan ve Hümeyra aynı evdedir. Hümeyra ve Merhaba kimin haklı bulunduğunu tartışırken İrfan, Selma’ya polisin vakası bildiğini ve kaçmak zorunda kaldıklarını söyler. O sırada bazı sesler duyarlar. Polisler eve gelir. Hümeyra, Selma’yı korur ve onu kimsenin vurmadığını ve intihar etmek istediğini söyler. Selma, yapmış olduğu işten pişman olmadığının verdiği cesaretle her şeyi anlatır. İki hafta tutuklu kalan Selma, duruşmada egemen karşısına çıkar. Adliyenin içi ve dışı gazeteciler ve vakası merak edenlerle dolar. Egemen ilkin fizyolojik olarak yere yığılan Selma’yı, peşinden Hümeyra’yı dinler. Her iki taraf da duygusal davranarak birbirlerine haklar verir. Bu durumda egemen karar vermekte zorlanır ve duruşmayı erteler. Yine cezaevine gönderilen Selma’nın şefkatli kalbi bu vakalara dayanamaz ve Selma kalp krizi geçirir. Doktorlardan son bir talep olarak, kocası Necmi ve Hümeyra’yı görmek ister. Vakası öğrenen Necmi ve Hümeyra da ayrıca hastaneye gelir. Selma’nın halini görünce ikisi de ağlamaya adım atar. Selma ise gelmekte olduklarını anlamış olur ve zor da olsa onları gözleriyle yanına çağırır. Selma’ya akan gözyaşları artarken, Selma büyük bir olgunlukla Tanrı’a gittiğinde rahatladığını, aşk acısından ölmenin huzurunu yaşadığını ve Necmi ile Selma’nın aşkı hissettikleri sürece yaşayacaklarını söyler. Bu sözlerin peşinden Selma daha çok dayanamaz ve ölür.

Bir Hanım Kayboldu – Kitap Açıklaması

Yılbaşı gecesi… İstanbul halkı bugün, beton duvarlarını yıkıp sularını ovalara bırakan barajlar benzer biçimde, eğlence yerlerine saldırı ediyor. Barlar, kahveler, tiyatrolar, beyazperde ve gazinolar ağızlarına kadar dolu… İstisnasız hepimiz, deli bir arzuya tutularak, ta dudaklarına kadar kopup gelen mutluluk kahkahaları içinde, felekten bir gece daha çalmaya hazırlanıyorlar… Fakat işin garibine kadar bakın ki, asla kimse ömrümüzden bu gece bir yıl daha kaybedeceğimizi, bir yıl daha ihtiyarlayacağımızı düşünmek istemiyor. Seher, yarın sabah nurdan bir dönem benzer biçimde İstanbul ufuklarını sardığı vakit, çocuklar birazcık daha gençleşmiş, gençler birazcık daha olgunlaşmış, olgunlaşmışlarda birazcık daha ihtiyarlamış olarak gözlerini güneşe açacaklar! Saat şimdi gecenin on biridir. Karla karışık ince bir yağmur çiseliyor. Şiddetli bir soğuk var! İstanbul’un hani şu, insanoğlunun derisine siyatik benzer biçimde yapışan ıslak rutubetli, meşhur soğuğu! İçinde hanım taşıyan tüm otomobiller, aralıksız Köprülere üşüşüp Beyoğlu’na ederlerken, bunların içinde yalnız tek, siyah bir tanesinin aksi istikameti takip le, Köprünün diğer tarafına doğru gittiğini, Mustafa Kemal Atatürk bulvarını hızlıca geçtiğini görüyoruz. Bu lambaları hafifçe yanan otomobilin de içinde bir bayan var. Genç bir bayan!.. Köşeleri toparlak ve hatta büyükçe kalınca ve boyalı bir ağız üstünde devingen burun kapakları, gölgelerin altında birazcık daha koyulaşan, esmerleşen yüzüne esrarengiz bir mana veriyor.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Leave a reply:

Site Footer