Bir volkanın altında gerçekte ne yatıyor?

Araştırmacıların geliştirdiği yeni bir görüntüleme tekniği yardımıyla, devasa organik bacaların ne gizlediğini asla olmadığı kadar detaylı ve derinlemesine görebiliyoruz.

Fransız Bilimsel Araştırma Ulusal Merkezi (CNRS) ve Paris Gezegen Fiziği Enstitüsü (IPGP)’den araştırmacılardan oluşan ekip, tıbbi görüntüleme ve optik mikroskoplardan ödünç aldıkları fikirlerle, kendi yaklaşımlarını üretti.

Matrix görüntüleme adlı mevcut bir tekniğe yeni bir yaklaşım getiren araştırmacılar, jeofon olarak malum ve Dünya genelinde yayılan sismik dalgaları kaydeden sensörlerden yeterince olmaması şeklinde, volkanları haritalandırmayı zorlaştıran sorunların üstesinden geldi.

Bu dalgalar etrafa yayıldıkça, Dünya’nın kabuğundaki değişik materyal ve değişik tipteki katmanları ayırt etmekte kullanılabiliyor. Matrix görüntülemenin yardımı ile, bu ayırt etme süreci fazlaca daha kolaylaşıyor.

Volkanın içi, daha ilkin asla görüntülenmediği şekilde, Matris görüntüleme ile seyredildi

Tehlikeli sonuç önemde, sadece son aşama zor

Araştırmacılar, yayınladıkları makalede şu şekilde diyor: “Volkanik patlamalara dair daha iyi tahminler için magma basıncı ve artışının duyarlı bir halde izlenmesi gerekiyor. Derindeki magma haznesini idrak etmek, çekince sınıflandırması için tehlikeli sonuç önemde sadece bu sistemleri görüntülemek son aşama zor.”

Araştırmacılar, kontrol için Karayiplerde bulunan La Soufriére volkanını seçti. Bu bölge için kullanılan jeofonların kapsama alanı araştırmacılar tarafınca “seyrek” olarak nitelendiriliyor.

Bu yenilikçi yaklaşımın ardındaki matematik ve fizik fazlaca yoğun, sadece temelde ekip bağımsız jeofonların tek başına yakalayamadığı bilgileri, birden fazla jeofondan gelen veriyi birleştirmenin yeni bir yolunu ortaya koyuyor.

Bu tekniğin başarısının bir kısmı, sismik dalgaların yer altındaki değişik bileşenlere çarpınca oluşturduğu bozulmayı azaltmasında yatıyor. Bunu “bellek tesiri” denilen ve bozulmaları tersine çevirerek sinyallerin orijinalde nereden geldiğini bulmasıyla başarıyor.

Araştırmacılar şu şekilde diyor: “Matris görüntüleme, dalga bozulmalarını düzensizliğe dirençli dalga bağıntılarını kullanarak başarıyla çözüyor ve La Soufrière’in iç yapısını 100 metrelik çözünürlükle 10 kilometreye kadar ortaya çıkarıyor.”

“Oldukca sayıda magma deposu katmanı var!”

Bu emek verme özelinde elde edilmiş bulgular içinde yer altında bulunan fazlaca sayıda magma deposu katmanı ve bu katmanların derin jeolojik özelliklerle iyi mi birbirine bağlantılı olduğu içeriyor.

Doğal ki tüm bu ek veriler, bir volkanın içinde olup bitenlere dair daha iyi bir anlayış getirirken, böylece bir patlamanın ne vakit gerçekleşebileceğini daha doğru anlamak mümkün olabilir, ki bu da potansiyel olarak dünyanın bazı bölgelerinde fazlaca sayıda yaşam kurtarabilir.

Ümit veren şey, matris görüntülemenin mevcut verilerle çalışabilmesi ve fazladan sensörlere gereksinim duymaması. Burada kullandıkları yöntemlerin başka yerlerde de kullanılabileceğinden güvenilir olan araştırmacılar şu şekilde diyor:

“Bu sebeple matris görüntüleme, bilim adamlarının volkanik sistemleri anlama ve modellemesi mevzusunda devrimsel bir fark yaratabilir.”


ScienceAlert haberini Erinç Eröz Türkçeleştirdi

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer