Kategoriler: Genel

Bitkiler de birbirleriyle konuşuyor: Yakında bitkilerin dilini de çevirebiliriz!

Karmaşa sözlü kontakt insanların bir tür olarak bu kadar başarıya ulaşmış olmasının birçok sebebinden biri. Birbirimizi tehlikeler mevzusunda uyarmaktan karmaşık bilgiler iletmeye kadar konuşma kabiliyetimiz dirimsel öneme haiz. Sadece karmaşa, karmaşık kontakt geliştirenler yalnız insanoğlu ve bazı hayvan türleri değil; birçok insan bitkileri bu aşamada eylemsiz canlılar olarak görse de bitkilerin de birbirleriyle kontakt kurmada kendilerine özgü yolları mevcut.

Hatta bu düşünce bir süredir ortalıkta dolaşmakta ve mesela Avatar şeklinde Hollywood filmlerine esin vermekte…

Son bilimsel araştırmalar nebat kontakt sistemlerinin düşündüğümüzden daha da karmaşık olabileceğini gösteriyor. Bu kontakt ağları duyarlı ve dengeli. Hassasiyete gene bizlerden bir örnek verelim: Küresel ağ sistemleri ansızın bozulursa dünyamızın ne kadar sorun yaşayacağını bir hayal edin. Son CrowdStrike kesintileri duyarlı iletişimin ne kadar mühim bulunduğunun yalnız bir örneği ve bu durum, bitkiler de ilgilendiriyor.

“Konuşamayan” organizmaların birbirlerine iyi mi data aktardığını idrak etmek için, insanların da sözel olmayan bir kontakt sistemine haiz bulunduğunu idrak etmek mühim. Bu, görme, koku alma, duyma, tat alma ve dokunma duyularımızı ihtiva eder.

Mesela, naturel gaz şirketleri naturel gaza “merkaptan” isminde olan bir kimyasal ilave ederek sızıntılara karşı bizi uyarması için ona o belirgin “çürük yumurta” kokusunu veriyor. Ek olarak dudak okuma yeteneğimizi işaret dilini iyi mi geliştirdiğimizi de düşünün.

Bu duyulara ek olarak, denge duyumumuz (dengeyi ve vücut duruşunu koruma kabiliyeti), propriosepsiyonumuz (vücut uzuvlarımızın göreceli pozisyonu ve kuvvetini hissedilme kabiliyeti), termosepsiyonumuz (ısı değişimlerini hissedebilmemiz) ve nosisepsiyonumuz (ağrıyı hissetme kabiliyeti) da mevcut. Tüm bu kabiliyetler, insanların naturel dünyayla kontakt ve etkileşimde oldukça gelişmiş hale gelmesini sağlamış oldu. Öteki türler de -özellikle bitkiler- bilgiyi kendi yollarıyla yaymak için duyularını kullanırlar.

Komşular ne yapıyor?

Çoğumuz taze kesilmiş çimen kokusuna aşinayız. Çim bitkileri tarafınca salgılanan ve o kokuyla ilişkilendirdiğimiz uçucu maddeler yada kimyasal maddeler yardımıyla çimler, civarlarındaki öteki bitkilere bir avcının -veya bu durumda bir çim biçme makinesinin- geldiğini iletiyor ve bitkiler kendilerince savunmaya geçiyor. Bitkiler işitsel ipuçları kullanmak yerine kimyasal kaynaklı iletişimi kullanır. Sadece bitkiler kontakt yalnız uçucu maddelerle sınırı olan değil.

Son zamanlarda bilim adamları bitkilerin ne kadar iyi bağlantılı bulunduğunu ve kökleri, elektrik sinyalleri, yeraltı mantarları ve toprak mikropları ağı vesilesiyle akranlarına ne kadar etkili bir halde ileti gönderebildiklerini keşfettiler.

Sözgelişi elektrofizyoloji, bitkilerin içindeki ve arasındaki elektrik sinyallerinin iyi mi iletildiğini ve yorumlandığını inceleyen nispeten yeni bir bilimsel disiplin. Teknoloji ve suni zekâdaki büyük ilerlemelerle beraber, son birkaç yılda bu araştırma alanında mühim bir hızlanma gördük.





Bilim adamları, bitkilerin iyi mi sulandığını seyretmek, denetlemek yada gıda eksikliklerini saptamak için çağdaş seralarda bitkilere elektrik sinyali iletişimini entegre ediyor. Bu son gelişmelerle araştırmacılar dikkat çekici keşiflerin eşiğinde olabilir.

Peki bu iyi mi oluyor? Bilim adamları bunu akupunktur iğnelerine benzer minik elektrik probları yerleştirerek, elektrik sinyallerindeki değişikliklerin su ve gıda maddelerinin taşınması ve ışığın mühim şekerlere dönüştürülmesi şeklinde nebat performansıyla iyi mi ilişkili bulunduğunu kontrol ederek başarıyor.

Araştırmacılar, cep telefonlarından gönderdikleri elektrik sinyalleriyle bitkilerin davranışlarını bile etkiledi; mesela sinekkapan bitkisinin yaprakların açılıp kapanması şeklinde tepkiler vermelerini sağlamış oldu. Kim bilir yakında mahsullerimizin dilini tam olarak çeviri edebilir hale gelebiliriz!

Kadim bir kontakt ağı: ‘Wood wide web!’

Bitkiler arası iletişimin büyük bir kısmı, “wood wide web” olarak da malum büyük mantar ağları tarafınca yer altında gerçekleşir. Bu mantar ağı, ağaçları ve bitkileri yeraltına bağlayarak su, gıda ve data şeklinde kaynakları paylaşmalarını sağlar. Bu sistem yardımıyla, yaşlı ağaçlar gençlerin büyümesine destek olabilir ve ağaçlar birbirlerini zararlılar şeklinde tehlikeler mevzusunda uyarabilir.

Bu süreç kelime oyunundan da anlaşılacağı suretiyle ağaçlar ve bitkiler için bir yeraltı web ağı (www) gibidir, söz mevzusu ağ, birbirlerine destek olmalarına ve kontakt kurmalarına destek sunar. Bu ağ kapsamlıdır, bitkilerin yüzde 80’inden fazlasının bu şekilde bir bağ ile bağlı olduğuna inanılır ve bu da onu dünyadaki en eski kontakt sistemlerinden biri yapar.

İnternetin düşünce, data ve karar alma süreçlerini etkileyebilecek detayları paylaşmamızı, bağlantı kurmamızı sağlaması şeklinde, “wood wide web” (ağaç çapında ağ) de bitkilerin çevresel değişikliklere hazırlanmak için simbiyotik mantarları kullanmasını sağlar.

Sadece, kimyasallar, ormansızlaşma ve iklim değişikliği kanalıyla toprağın rahatsız edilmesi, bu ağlardaki su ve gıda döngülerini etkileyerek kontakt düğümlerini bozabilir ve bitkileri daha azca bilgili ve bağlantılı hale getirebilir. Bu ağları bozmanın potansiyel ve mevcut tesirleri hakkında hemen hemen oldukça fazla araştırma yapılmadı. Fakat güvenilir olun çoğunluğu bizlerden kaynaklı bu tahribatın bahsi geçen ağa da kesinlikle tesiri olmuştur.

Lakin bitkilerin müdafa tepkileri ve gen düzenlemesi şeklinde tepkisel davranışlarının -eğer mantar ağlarına bağlılarsa- bu ağlar tarafınca değiştirilebileceğini de biliyoruz. Bu kontakt kopukluğu onları daha savunmasız hale getirebilir ve dünyadaki ekosistemleri korumayı ve onarmayı daha zor hale getirebilir. Bilim adamlarının bu oldukça karmaşık ağlar hakkında öğrenmesi ihtiyaç duyulan daha oldukça şey var.

Evlatların etraflarındaki dünyada gezinmelerini sağlamak için okumayı öğrenmelerine destek olmanın mühim bulunduğunu biliyoruz. Bitkilerin iletişiminin kesilmemesini sağlamak da minimum bunun kadar mühim. Sonuçta, refahımız ve hayatta kalmamız için bitkilere bağımlıyız.


Kaynak: Science Alert, The Conversation / Metin Aktaşoğlu tarafınca yerelleştirildi

Bul-Tikla

Son Yazılar

Mac’te Apple Intelligence nasıl? (Şimdi kullanabileceğiniz 5 özellik)

Son güncellemeyle beraber iPhone, iPad ve Mac'ler resmi olarak Apple Intelligence özelliğine haiz oldu. Her…

5 saat ago

Don Toliver – New Drop Şarkı Sözü

[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…

10 saat ago

Teknik direktörlere itiraz hakkı! Futbolda VAR’a kardeş geliyor: FVS

FIFA Yargıcı Komitesi Başkanı Pierluigi Collina, teknik direktörlere itiraz etme hakkı veren Futbol Video Desteği'nin…

12 saat ago

TikTok’u sallayan yemek tarifi! Yeni bir kabak spagetti türü ‘spaghetti squash’ nasıl yapılır?

Çoğumuz makarnayı seviyoruz. Sadece çoğu zaman makarna ile beraber gelen rafine karbonhidratlar bir miktar can…

18 saat ago

Milyonlarca kişiyi vuran gizemli uyku hastalığı: 1917’de neler oldu?

Uyanış (Awakenings) adlı 1990 yapımı filmimizde 30 senedir komada bulunan Robert De Niro'nun karakteri uyandığında…

1 gün ago

Donald Trump, Elon Musk’ın yeni hükümetteki rolünü açıkladı! Kod adı: DOGE

Seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump, yapmış olduğu son açıklamayla seçim sürecinde kendisine büyük bir destek…

1 gün ago