Buzlar Çözülmeden Tiyatro Oyununun Konusu Özeti Kısaca özet

Buzlar Çözülmeden Tiyatro Oyunu

Mevzusu

27 Mayıs İhtilali sonrasında dünya ile tüm bağları kopmuş bir kasabaya yeni bir kaymakamın gelmesi ele alınmaktadır. Kaymakam, geleneksel yapının haricinde bir kişilik olarak sorunların çözülebileceğini düşünmektedir ve kasabadaki ağalara, karaborsacılara, softalara karşı savaşım etmektedir. Sadece sonradan ortaya çıkar ki kaymakam aslen akıl hastanesinden firar etmiş bir “deli”dir.

Özeti

Vakalar; ihtilal sonrası, Anadolu’da kardan yolları kapanmış bir kasaba merkezinde geçmektedir. Bir akıl hastanesindeki hastalar, idarecileri tımarhaneye tıkarak hastaneyi ele geçirir. Bir grup hasta, yakındaki kasabaya giderek kendilerini Ankara’dan gönderilen yeni kaymakam, jandarma kumandanı, sağlık müdürü, maarif müdürü, başat ve diğer memurlar olarak tanıtır; oradaki idarecileri de tımarhaneye atar. Halk, ihtilal karışıklığından dolayı durumdan şüphelenmez.

Kasaba merkeziyle vilayet arasındaki telefon ve telgraf hatlarını kesen akıl hastaları, yolların kapalı oluşundan da yararlanarak kasabayı kendilerince yönetim eder. Kasabada oldukça büyük ve mühim işler meydana getiren bu yeni yönetici ekibin lideri kaymakam, her iş için acil etmekte ve devamlı buzlar çözülmeden tüm işlerin bitmesi gerektiğini anlatmaktadır. Kaymakam ana yolların asfaltlanması, aşevi yapılması ve içme suyu getirilmesi için zenginlerden para toplar; tüm bu işlerde halkı çalıştırır.

Kasabada halk yoksuldur, eşraf tarafınca sömürülmekte ve ezilmektedir. Yeni kaymakam, toprak ağalarının türlü diktatörlük ve hilelerle el koyduğu ve o günün şartlarında çoğunu ekip biçemediği toprakları gerekseme sahiplerine dağıtarak halkın ekip biçmesini sağlar. Ekmek üretimindeki hilelerle halk sağlığını tehdit eden fırını kapatır. Karaborsa icra eden esnaf, halkın gerekseme duyduğu besin ve yakacak maddelerini kışın üç misline satmaktadır.

Karaborsacıları yakalayan yeni kaymakam, karaborsa meydana getirilen malzemeleri halka bedavaya dağıtır. Kendi düzenlerine karşı çıkanları dağda beslediği eşkıyaya öldürten eşraf, halkı sindirmiştir. Takip müfrezelerine bizzat kumanda eden kaymakam, dağlarda bir tek eşkıya bırakmaz hatta kolundan yaralanmasına rağmen istirahat etmeksizin canla başla çalışmaya devam eder.

İşlerine çomak sokulan eşraf, buzlar çözülüp de yollar açılınca vilayete “Kasabada isyan çıktı.” diye haber gönderir. Yeni kaymakam vekili kalabalık bir asker topluluğuyla kasabaya gelir ve her şey anlaşılır. Ellerinde sopalar, taşlar ve silahlarla binlerce kişinin Hükûmet Konağına yürüdüğünü öğrenen eşraf, kalabalığın akıl hastası olduğu anlaşılan kaymakamı linç etmek için geldiğini düşünerek sevinmektedir. “Deli kaymakamı isteriz!” diye bağıran halkın kaymakama destek için geldiği ve eşrafı linç etmek istediği anlaşılınca eşraf hapiste kalmayı tercih eder.

Kalabalığın temsilcisi olan Hatice’ye kaymakam vekilinin “Bir delinin halkı yönetim ettiği nerde görülmüş?” demesi üstüne Hatice “Şimdiye kadar bizi akıllılar yönetim etti de iyi mi oldu bey? Ko birazcık da deliler yönetim etsinler.” diye yanıt verir. Halkın temsilcisi Hatice’yi ikna etmek “Deli mi oldunuz siz? Bak hele bir deliye deli mi oldunuz dedirttin. (…) Şöhretimiz yoktur, mevkiimiz yoktur, nüfuzumuz yoktur… Canım ne uzağa gidiyorsun, adımız yoktur bizim, adımız. Topumuza deli der çıkarlar…” diyen kaymakama düşer.

Kaçtıkları hastaneye geri götürülmek için akıl hastalarının hepsi bir kamyona bindirilir. Son olarak kaymakam, bir marş eşliğinde yürüyormuş benzer biçimde komut vererek sert asker adımları ile kapıdan çıkar. Cevat Fehmi Başkut, Buzlar Çözülmeden
Güldürü türünde yazılan Buzlar Çözülmeden adlı oyun iki kez beyaz perdeye uyarlanmıştır. Bu oyunda yazar, ihtilal sonrası Anadolu’nun bir nahiyesinde yaşananları mizahi ve eleştirel bir tutumla yansıtmıştır.

Ana Düşünce

ana düşünce, ihtilalden sonrasında Anadolu’da bir kasabada yaşanmış olan vakalar üstünden yoksul halkın sömürüldüğü ve ezildiği, zenginlerin halka zulmettiği, yeni bir idarecinin gelmesiyle toprakların gerekseme sahiplerine dağıtıldığı, karaborsa yapanların yakalandığı ve malzemelerin halka parasız dağıtıldığı, eski düzenin sarsıldığı, sonunda halkın deli kabul etmiş olduğu bir kaymakamın liderliğinde yönetim edilmiş olduğu, bu sayede halkın ekmek üretimindeki hilelerden kurtulmuş olduğu ve eski düzenin yıkıldığıdır. Ek olarak, halkın delilerin bile daha iyi yönetim edebileceği, zenginlerin ve sömürücülerin halka zulmettiği fikri de metinde vurgulanmaktadır.

Karakterler

Kaymakam: Mahalli halk içinde oldukça popüler bir kişidir. Yasaları kendine özgü bir tutumla yorumlayarak uygular. Toplumun birçok problemine çözümler bulur, kaçakçılarla ve sömürücü kasaba liderleriyle sert bir savaşım verir. Kasabanın tüm sorunlarını erken çözmek için çabalar.

Deli Çavuş: Köydeki deli şahıs olarak ün kazanmıştır, yeni kaymakam vardığında ona askeri vazife verilir. Kaymakama derhal ısınır ve onunla uyumlu çalışır.

Tahrirat Katibi: Tüm işlerini yasalara ve yönetmeliklere uygun olarak halletmeye çaba gösterir. Kırtasiye işlerinin önemini savunur. Başlangıçta valiye karşı çıksa da sonunda ona alışır ve işlerin bu şekilde daha iyi yürüdüğünü farkına varır.

Hatice: Kasabanın yerlilerinden biridir. Valiyi sever ve ona destek verir.

(Toplam: 29, Bugün: 1 )

Leave a reply:

Site Footer