Birçoğumuz için Feysbuk, “Annem babam takılıyor” mertebesine erişmiş olsa da kapalı Feysbuk gruplarının sağlamış olduğu keyif ve rahatlık, dijital alemde fazlaca azca şeyde var. Sadece geçtiğimiz günlerde bu gruplardan biri garip bir davaya mevzu oldu.
Söz mevzusu grubun adı “Are We Dating the Same Guy?” (kısa adıyla AWDTSG) şu demek oluyor ki “Aynı Insanla mı Çıkıyoruz?”. Hanımefendilere mahsus olan ve pek fazlaca kent için versiyonları bulunan grubun üyeleri, birbirlerine flört ettikleri kişilerle ilgili tavsiyeler veriyor, sorun olabilecek mevzularda ikazlar yapıyor. Grubun en mühim fonksiyonu ise adından da anlayabileceğiniz suretiyle, aynı anda birden fazla hanımla flört eden çapkınların ipliğini pazara çıkarmak.
Grup, üyeleri için oldukça yararlı sadece paylaşımlarda adı geçen erkekler için aynı şeyi söylemek mümkün değil. O denli ki bu erkeklerden biri kişilik haklarına saldırıldığı nedeni öne sürülerek mahkemenin yolunu tuttu.
Grubun amacı “hanımefendilerin birbirlerini korumalarını” sağlamak
ABD’nin Chicago şehrinde yaşayan Nikko D’Ambrosio adlı bu şahıs, 27 hanım, 1 adam ve aralarında Meta’nın da bulunmuş olduğu fazlaca sayıda toplumsal medya platformu hakkında hakaret davası açtı.
“Are We Dating the Same Guy?” sayfasında, grubun amacı “ülke genelindeki hanımefendilerin birbirlerini güçlendirmelerini ve toksik erkeklere karşı korumalarını sağlayacak bir farkındalık oluşturmak” olarak özetleniyor. D’Ambrosio’nun Illinois Şimal Bölge Mahkemesi’ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde ise grubun “hanımefendilerin web üstünden tanıştıkları adamların konumlarını ifşa etmelerine, itibarlarını karalamalarına ve etik karakterlerine saldırmalarına müsaade eden bir platform” olduğu öne sürülüyor.
Business Insider’ın dava dilekçesinden aktardığına nazaran, D’Ambrosio, davalılardan biriyle birkaç kez dışarı çıktı, rızaya dayalı cinsel ilişki kurdu ve “herhangi bir özelliği olmayan” bir beraberlik yaşadı. Arkasından hanım, grupta bir paylaşım yaparak öteki üyelere D’Ambrosio hakkında data sahibi olup olmadıklarını sordu. Gelen yorumlarda D’Ambrosio için “fazlaca yapışkan” ve “psikopat” ifadeler kullanıldı. Kadınlardan biri, D’Ambrosio’yla çıktıklarını ve geceyi beraber geçirdiklerini, arkasından insanın kendisini tekrar aramadığını yazdı. D’Ambrosio ve avukatları bu hanıma ulaşarak paylaşımı silmesini istedi. Hanım bu talebi yerine getirdi sadece hemen sonra adını gizleyerek tekrardan aynı şeyleri yazdı.
Kapalı gruplara da güvenemeyecek miyiz?
D’Ambrosio’nun mahkeme dilekçesinde 75.000 dolar tazminatın yanı sıra davalıların “Are We Dating the Same Guy?” sayfasında paylaşım yapmasının önlenmesi isteniyor.
Bu aşamada akla şu sual geliyor: Madem burası kapalı bir grup, yazışmalar dışarı iyi mi sızdı? (Aslen yanıt belli: İnternette ne gizli saklı kalır ki?) Öte taraftan grup üyelerinin görüştükleri erkeklerle ilgili yazdıkları şeylerin doğruluğunu teyit etmek de mümkün değil. Bu da gerçek uyarılarla saygınlık suikastlarının birbirine karışmasına zemin hazırlıyor.
Davanın iyi mi sonuçlanacağı belli değil sadece çevrimiçi ortamdaki kapalı bir grupta konuşulanlardan kimin görevli tutulacağını görmek için merakla bekliyoruz. Bunun toplumsal medyadaki ifade özgürlüğü ve güvenliğine iyi mi bir tesiri olacağı da merak mevzusu elbet…
Christianna Silva Mashable’ın kıdemli kültür editörü. Sevin Turan Türkçeleştirdi.