Çekmecede bulunan bir kaya 100 yıl sonra Mars’a bakışı nasıl değiştirdi?

Bilim insanı çekmecede rastgele bir kaya bulur; aradan yüz yıl geçer ve insanlık Mars‘ta ne süre sıvı su bulunduğunu bu kaya yardımıyla anlamış olur. Bayağı bir film hikayesi benzer biçimde değil mi? Fakat bu bir film değil.

Purdue Üniversitesi’nde bulunan Lafayette meteoritinin garip geçmişi, destek olduğu yeni araştırma kadar büyüleyici. Meteoritin içinde, bir tek suyla etkileşime geçerek oluşabilecek mineraller bulunuyor. Jeologlar bu minerallerin 742 milyon yıl ilkin oluştuğunu tespit etti. Bu da Kızıl Gezegen’de okyanuslar ve nehirlerin olduğu kabul edilen zamandan fazlaca daha yakın bir süre.

Purdue Üniversitesi’nden asistan profesör Mariss Tremblay yapmış olduğu açıklamada şöyleki dedi: “Meteoritlerdeki değişiklik minerallerini tarihlendirmek için, sıvı suyun ne süre mevcut olabileceğini idrak etmek amacıyla öteki meteoritlere ve gezegenlerde de uygulanabilecek sağlam bir yöntem geliştirdik.

Mars’ta bulunan Gale Krateri’nin geçmişteki “ıslak” sürecini gösteren bir sanatçı emek harcaması.
Görsel: NASA illüstrasyonu

Ekibin su-kaya etkileşimini tarihlemedeki başarısına karşın araştırmacılar, Mars’ın o dönemde suyla dolu bulunduğunu düşünmüyor. Bunun aksine, suyun muhtemelen gezegenin kabuğundan geçen erimiş kaya tarafınca tetiklenen donmuş toprakların erimesinden kaynaklandığını düşünüyorlar. Emek verme, Geochemical Perspectives Letters dergisinde yayımlandı.

Bu kuram, Mars’ın eski dönemleriyle ilgili bilim adamlarının ürettiği iklim senaryolarından ilki değil. Gezegenin belirli mineral ve kaya oluşumlarının varlığını baz alan bilgisayar modelleri, bilim insanlarını bu düşünceye daha ilkin de sevk etmişti. Bununla beraber NASA’nın geçtiğimiz ay yapmış olduğu keşifler, bu fikri güçlendirdi. Mars’taki kurumuş dere yataklarını inceleyen Curiosity yüzey aracı, büyük olasılıkla erimiş buzdan meydana gelen sıvı suda oluştuğu kabul edilen kayalardan izotop ölçümleri aldı.

Mars’tan Dünya’ya gelen meteorit sayısı oldukça azca: 400’den daha azca sayıda taşın Kızıl Gezegen’den geldiği biliniyor. Mars meteoritlerinin üç türünden önde gelen nakhlitlerin sayısı fazlaca daha azca; bir tek 32 tane örnek tanımlanmış durumda. Lafayette Meteoriti de bu kıymetli 32 örnekten biri.

NASA’nın Curiosity yüzey aracının Ağustos 2015’te Gale Krateri’nde bulunan Sharp Dağı’nda çekmiş olduğu selfie.
Fotoğraf: NASA / JPL-Caltech / MSSS

Bilim adamları, Lafayette benzer biçimde nakhlitlerin, ortalama 11 milyon yıl ilkin Mars’ta gerçekleşen büyük bir çarpışmanın arkasından oluşan moloz parçaları bulunduğunu düşünüyor. Mars’tan kopan parçalar uzaya fırladı ve bazıları sonunda Dünya’ya ulaştı.

Sadece araştırmacılar kayayı bir tek Mars’ın geçmişine yönelik ipuçları için araştırmıyor. Lafayette’in Purdue Üniveristesi’ndeki bir çekmeceye iyi mi ulaştığını da anlamaya çalışıyorlar.

Ayrı bir yakın tarihindeki emek verme, kayanın Indiana’ya ne süre düştüğünü ve 100 yıldan fazla bir süre ilkin kimin keşfetmiş olabileceğini belirlemek için yaratıcı adli bilim şekilleri kullandı. Birleşik Krallık’taki Glasgow Üniversitesi’nden araştırmacı Áine O’Brien, 2019 senesinde meteoritin ufak bir örneğini ezmiş ve organik moleküller bulmayı ummuştu.

Bulguları içinde, alışılmadık bir Dünya kaynaklı kirletici, doğrusu deoksinivalenol, öteki adıyla kusma toksini, yer alıyordu. Bu metabolit, kimi zaman tahıl ürünlerini salgın eden bir tür mantarda bulunuyor. Bilhassa domuzların kusmasına niçin olmasıyla bilinir.

O’Brien, Purdue Üniversitesi’ndeki botanikçilerle görüştükten sonrasında, bölgenin 1919 ve 1927 yıllarında, kayanın 1931’de üniversitede tekrardan keşfedilmesinden birkaç yıl ilkin, iki kez tahıl hastalığı yaşadığını öğrendi.

Kayanın bir Mars meteoriti bulunduğunu tespit eden Harvey Nininger, 1935’te Popular Astronomy dergisinde kayaya ilişkin belirsiz kökeni tartışan bir yazı yayınladı. Bir anekdotta, bir siyahinin gölette balık tutarken birkaç adım öteden düşüşünü gözlemlediğini anlatıyordu. Adam, kayayı çamurdan çıkarmış ve sonrasında onu üniversiteye götürmüş, üniversitenin bir öğrencisiydi. Sadece Nininger, insanın kim bulunduğunu bilmiyordu ve hikayeyi doğrulamak için hiçbir yolu yoktu.

Yakınlardaki çiftliklerden gelen hastalıklı ziraat tozlarının, kayanın düşmüş olduğu suya karışmış olması da mümkün. O’Brien’in ekibi sonrasında ateş topu gözlemleriyle ilgili kayıtları inceledi ve 26 Kasım 1919’da Şimal Indiana’da, 1927’de Illinois’de Tilden meteoriti düştüğünde meydana getirilen gözlemlerin raporlarını buldu.

Bu dört siyahi öğrenciden biri Lafayette Meteoriti’ni bulmuş olabilir. Sol üstten itibaren saat yönünde: Hermanze Edwin Fauntleroy, Clinton Edward Shaw, Julius Lee Morgan ve Clyde Silance.
Görsel: Purdue Üniversitesi

Gizemli öğrencinin kim olduğuna erişince, O’Brien’in ekibi, o iki yıldaki siyah talebe kayıtlarına dayanarak ihtimaller içinde şüphelileri dörde indirdi: Julius Lee Morgan, Clinton Edward Shaw, Hermanze Edwin Fauntleroy ve Clyde Silance.

Bu ender örneği kim bulduysa, bilim adamları o kişinin anılmayı hak ettiğini düşünüyor. Meteorlar, Dünya ortamına maruz kaldıktan sonrasında araştırma kıymetini hızla kaybeder. Tabiatın etkisiyle kayanın füzyon kabuğu aşındıktan sonrasında uzun süre geçmeden kıymetini kaybeder. Lafayette meteoriti, bozulmamış durumuna bakıldığında, derhal bulunup korunmuş olmalı.


Elisha Sauers’ın haberini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer