Prof. Dr. Cevat Çapan (D: 18 Ocak 1933, Darıca/Kocaeli) Ozan, yazar, çevirmen, İngiliz edebiyatı profesörü.
Cevat Çapan, 18 Ocak 1933’te Kocaeli Darıca’da hayata merhaba dedi. 1953’te Robert Kolej’i tamamlamış oldu. İngiltere’de Cambridge Üniversitesi İngiliz Edebiyatı bölümünü 1956’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi’nde 1968’de doçent, 1975’te profesör oldu. Çeşitli üniversitelerde vazife yapmış oldu. 1981-1982’de ABD’da bulunmuş oldu. Devlet Tiyatroları Yazınsal Kurul Başkanlığı, ansiklopediler ve yayınevlerinde danışmanlık yapmış oldu.
İlk şiiri 1952’de Varlık dergisinde gösterildi. Sonrasında Yeditepe, Seçilmiş Hikayeler, Yücel Dergileri şiirlerine yer verdi.
Şiirlerinde yaşam sevincini, ümit ve geleceğe dönük bir itimat duygusunu işledi. Pazar Postası’nda tiyatro eleştirileri yazdı. Dönem, Şiir Sanatı, Papirüs, Yeni Mecmua, Milliyet Sanat ve Adam Sanat dergilerindeki şiir ve şiir çevirileriyle üretken bir yazın adamı olarak tanındı.
1980 sonrasında bilimsel niteliği olan çalışmaların yanısıra şiire daha fazlaca süre ayırdı. İlk şiir kitabı “Dön Güvercin Dön” 1986’da basıldı. Bu kitapla aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanmıştır.
Şiir:
Tercüme:
Seçki:
İnceleme:
Roman:
Efsaneleşmiş:
Ödülleri:
AÇIĞA DEMİRLİ BİR GEMİDEN
Dağın eteklerinde orman –
çam, sedir, yüce çınarlar…
Birbirini seyrediyor aynasında denizin.
Çamlar pürleriyle suskun,
sedirlerin gözleri uzakta,
“Ölünceye kadar seninim,” diyor denize
kendi gölgesinde yanan bir çınar.
ASKER
Uykusuz geceler bunlar
dağ başlarında, nöbette.
Uzakta, fazlaca uzakta,
tek tük ışıklarını seçtiğin kent
sokaklarında kısık sesle
şarkılar söylediğin.
BİR BAŞKA PENCEREDEN
O yanan yaz günleri,
kamaşmış koca bir cam göz deniz
ve hızla sararan bir karasevda:
Sonbahar.
BÖLÜNMEYEN BİR SESSİZLİK İÇİNDE
O şekilde seviyor ki susmayı,
sözcükleri o şekilde seviyor ki,
lambasız kalabilir geceleri,
kışı uykusuz geçirebilir.
Esrikliğin
değişen yoğunluğu onun için her mevsim,
rüzgârlar
yoğunluğun dalga dalga esrikliği.
Derken gemiler yanaşıyor
fazlaca bitkin bir fırtınadan
bağrının rıhtımına-
sürgünden dönenlerle tekrardan
yaşamak doludizgin.
DÖNÜŞ
Seneler sonrasında
odanın kapısını açınca
senin yerine
arkası dönük iki hanım görüyorum
yaşları belirsiz
biri kollarını balkonun korkuluğuna dayamış
öbürü kapının pervazına yaslanmış
uzanıp giden ovaya bakıyorlar
akşam serinliğinde.
Bakışlarının ucunda
mor dağlar yükseliyor
ve inen davarın
çan sesleri duyuluyor uzaktan.
Kapıyı aralık bırakıp
alacakaranlıkta
dağın doruğuna tırmanıyorum
bitkin atımın yedeğinde.
ERZİNCAN ERZİNCAN
Cimin, cengice, hah –
köylerde dolaştık tüm gün,
Üzüm yedik bağlarda, buğulu,
bir başka dilde konuştuk.
Soluyan atlarımızla girdik geceye,
düşlere durduk.
KİRLİ BİR PENCEREDEN
Herifçioğlu Zaloğlu Rüstem’in gürzü benzer biçimde
havale ediyor ilk suali üzerine,
sen, diyor, Orhan Kemal’in cenazesine gitmişsin?
Hafifçe yana çekilerek karşılıyorsun
dürzünün gürzünü, aklında “Baba Evi”, “Avare Seneler”,
verimli toprakların sevdiğim bir yazarıydı, diyorsun.
Gözün pencereden görünen Şirket-i Hayriye vapurlarında.
İkinci sual da ölülerle ilgili,
Lütfi Erişçi’nin cenazesine de?
Evet, beraber Aşiyan’a gitmiştik
Tevfik Fikret’i anma gününde,
deftere yazdıklarımızın da bir fotoğrafı olmalı sizde.
Öfkesi bir mitralyözün tarakasına dönüşüyor uzaklaşarak,
senin gözlerinin izlediği vapur
tam Kızkulesi’ne sürtünmek üzereyken.
Kızkulesi, Kız Kalesi, cıvıl cıvıl kız sesleriyle
bir başka uykudan uyanır benzer biçimde,
bilmezdim, diyorsun, kendi kendine,
bu muhteremlerin makinelerinde
bu kadar fotojenik olduğumu
bir ölünün arkasından yürürken bile.
"Woke" terimi, süre içinden ilk anlamından oldukca değişik bir halde evrim geçirdi. Geleneksel olarak baktığımızda…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Tüm dünyada gözler ABD seçimlerine çevrildi ve kesinleşmemiş sonuçlara gore Cumhuriyetçilerin talibi Donald Trump seçimden…
Türkiye Suni Zeka İnisiyatifi’nin (TRAI) düzenlemiş olduğu Türkiye Suni Zeka Zirvesi bu yıl yedinci kez…
Yavaş bir bilgisayar, derhal her insanın üretkenliğini engellemiş olan ve boş yere gecikmelere yol açan…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…