Günlük türü için Türkçede “Journal” “Rûznâme“,”hatıra defteri“,”Günce“,”Günlük” gibi karşılıklar kullanılmıştır. Günlük bir kişinin hergün kayda değer bulduğu olayları, gözlemlerini, izlenimlerini, duygu, düşünce ve hayallerini yazdığı notlarıdır.
Anılar, yaşanmış, tarih olmuş eski zamanlardaki olay, olgu ve durumları içerirken, günlüklerde, olaylar sıcağı sıcağına yazıldığı için daha çok özneldir. Günlük tutmaya pek fazla rağbet edilmeyen Türk edebiyatında bu türün Tanzimat‘tan sonra ortaya çıktığını görüyoruz.
Siyasî ve Askerî Günlükler
Daha 14. yüzyılda Türk-Hint İmparatorluğunun kurucusu Babür Şah Vakâyi (Babürname)’sinde asker, devlet adamı, sanatçı ve sade bir vatandaş olarak başından geçen olayları, gezip gördüğü yerleri, tanıştığı kimseleri, başarılarını ve zaaflarını günü gününe anlatmıştır.
Ruşen Eşref Ünaydın: Ayrılıklar (1923), Atatürk’ü Özleyiş (1957);
Samet Ağaoğlu: Siyasî Günlük (1992)…
Edebiyat, Sanat ve Kültür Konulu Günlükler
Türk edebiyatında günlük türünde en çok edebiyatçılar ürün vermişlerdir. Onların tuttuğu günlüklerde kendi şahsî yaşantıları, sosyal ve siyasî fikirleri, eserleri ve sanatçı kişilikleri, içinde yer aldıkları sanat ve edebiyat çevreleriyle ilgili bilgiler bulunur.
Cumhuriyet döneminde yayımlanan ilk günlük kitabı “Günlük” (1955) adıyla Salah Birsel‘e, ayrıca: Kuşları Örtünmek (1976), Hacivat Günlüğü (1982), Yaşlılık Günlüğü (1982) Aynalar Günlüğü (1988), Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu (1992) …
Nurullah Ataç: Günce I (1960), Günce II (1972);
Oktay Akbal: Günlerde (1968), Anılarda Görmek (1972), 80’lerde Bir Yazar (1994)…
Tomris Uyar: Gündökümü 75 (1977), Sesler, Yüzler, Sokaklar (1981),
İlhan Berk : Elyazılarına Vuruyor Güneş (1983);
Oğuz Atay: Günlük (1988);
Cemal Süreya: 999. Gün / Üstü Kalsın (1991);
Necati Cumalı:Yeşil Bir At Sırtında (1991);
Ece Ayhan : Başıbozuk Günceler (1993);
Mehmet Seyda: Romancı Günlüğü (1973);
Cengiz Gündoğdu : Yıldız Güncesi (1996)…
Ayrıca bakınız ⇒
Edebiyat