Birçok şahıs önceki yıllara kıyasla şekeri daha azca içecekleri tercih ediyor. Şekerle tatlandırılan içeceklerin sıhhat riskleri göz önüne alındığında, durumun kamu sağlığı açısından iyiye gittiğini düşünebilirsiniz. Sadece bu rejim içeceklerin tüketimi de giderek artıyor. O şekilde ki atık sularda bile bu ürünlerin izlerine sık sık rastlanıyor.
Peki ya araştırmalar bu içeceklerin uzun soluklu tüketiminde sağlığınıza tesirleri açısından ne diyor? Gelin beraber bakalım.
Rejim içecekleri tatlandırmak için ne kullanılıyor?
Dünya Sıhhat Örgütü (WHO), günlük özgür şeker alımını, toplam enerji alımının yüzde 10’undan daha çok indirmeyi öneriyor. Hatta bu oranı yüzde 5’in de altına yada günde ortalama 25 grama (6 çay kaşığı kadar) düşürülmesinin de sıhhat açısından ek yararları olacağını belirtiyor.
Sadece bir çok içecek, oldukca fazla şeker içeriyor. Mesela 330 cl’lik standart bir kutu kola, içinde minimum 7 çay kaşığı şeker barındırıyor.
Rejim meşrubatlar ise düzgüsel meşrubatlar şeklinde tat vermesi sadece içinde şeker bulundurmaması için üretiliyor. Bu içeceklerde suni yada naturel tatlandırıcılar kullanılıyor. Suni tatlandırıcılar içinde aspartam, sakarin ve sükraloz içeriyor. Naturel tatlandırıcılar ise çoğu zaman bitkilerden üretilen stevia ve keşiş meyvesinden geliyor.
Suni tatlandırıcıların bir çok şekerden oldukca daha tatlı olduğundan, aynı tatlılık seviyesine daha azca tatlandırıcıyla ulaşmak mümkün.
Rejim meşrubatlar, çoğu zaman standart meşrubatların “daha sıhhatli” alternatifleri olarak pazarlanıyor. Bu içecekleri de çoğu zaman şeker alımını azaltmak ya da kilosunu denetim altında tutmak isteyenler tercih ediyor.
Sadece Avustralya’da yetişkinler ve çocuklar içinde meydana getirilen bir araştırmaya bakılırsa bir çok şahıs şeker alımını azaltmanın yararlarının farkındayken, rejim içeceklerin sağlıklarını iyi mi etkileyeceği mevzusunda o denli da bilgili değiller.
Araştırmalar aspartam hakkında ne diyor?
Meşrubatlardaki suni tatlandırıcılar, besin otoriteleri tarafınca güvenli olarak görülüyor. Sadece bazı araştırmalar, bu tatlandırıcıların uzun soluklu tüketimiyle ilgili endişeleri de ortaya koyuyor.
Tertipli olarak rejim içecek tüketen kişilerin diyabet ve kalp hastalıkları şeklinde belirli metabolik durumlara daha yatkın oldukları belirtiliyor. Hatta bu ilişki, öteki besin tüketimi ve yaşam seçimi faktörleri dikkate alındığında bile rahatça anlaşılabiliyor.
2023 senesinde WHO, çeşitli raporlara bakılırsa aspartamın insanoğlu için kanserojen olma ihtimali bulunduğunu duyurdu. Raporlarda aspartamın kati olarak kanser riskini artırdığı yönünde kafi bilimsel kanıt bulunmadığı söylenirken, ara sıra tüketimin herhangi bir risk oluşturmadığı da belirtiliyor.
Rejim meşrubatlar kilonuzu denetim altında tutmanıza yardım ediyor mu?
Adındaki “rejim” ibaresine karşın rejim meşrubatların, kilonuzu denetim altında tutmakla pek de ilgileri yok.
2022 senesinde WHO’nun gerçekleştirdiği dizgesel bir incelemede, suni tatlandırıcıların kiloyu denetim altında tutmaya destek olup olmadığı araştırıldı. Rastgele meydana getirilen kontrollü deneyler incelendiğinde, suni tatlandırıcı kullanan kişilerin daha çok kilo kaybı yaşamış olduğu görüldü.
Sadece gözlemsel araştırmalar, yüksek oranda suni tatlandırıcı tüketen kişilerin, oldukca daha çok vücut kitle endeksine haiz bulunduğunu ve yüzde 76’ya kadar artan aşırı kiloluluk riskiyle karşı karşıya kaldıklarını gösteriyor.
Öteki bir deyişle suni tatlandırıcılar, uzun sürede kilonuzu denetim altına almanızı direkt olarak sağlamıyor. Bundan dolayı de WHO, suni tatlandırıcıların kilo kontrolü için kullanılmasını önermiyor.
Hayvanlar üstünde meydana getirilen emekler da, yüksek seviyede suni tatlandırıcı tüketiminin, beyne daha çok yiyecek yemesi yönünde sinyaller verdiği yönünde sonuçlar sunuyor. Sadece benzer bir durumun insanlarda yaşanıp yaşanmadığı ise net değil.
İltihaplanma ve diş sorunları
Suni tatlandırıcıların sindirim sistemi zarını tahriş ederek iltihaplanmaya niçin olabileceğine ve ishal, kabızlık, şişkinlik ve irritabl bağırsak sendromu ile ilişkili öteki semptomların olasılığını artırabileceğine dair bazı erken kanıtlar da var. Sadece bunu ortaya koyan emek verme, daha çok araştırma yapılması icap ettiğini de belirtiyor.
Yüksek oranda rejim içecek tüketiminin de iltihaplanma ile ilgili olan karaciğer hastalığıyla da ilişkili olduğu biliniyor. Bunun haricinde bu tür içeceklerde bulunan fosforik ve sitrik asit şeklinde içeriklerin de diş minesine zarar vererek dişte aşınmaya katkıda bulunmuş olduğu da biliniyor.
Science Alert’in haberini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.