Dönüşüm Sembolleri – Carl Gustav Jung
Tür: | Felsefe |
Yazar: | Carl Gustav Jung |
Yayınlanma Zamanı: | 2019 |
Yayınevi: | Alfa Yayıncılık |
Mevzusu
Carl Jung’un “Dönüşümün Sembolleri” kitabının ana teması, bilinçdışının simgesel dilinin ve bunun ruhsal dönüşüm yada bireyleşme sürecindeki rolünün keşfedilmesidir.
Jung, arketip terimini, tüm kültürlerin mitlerinde ve konularında görülen evrensel semboller yada motifler olarak tanıtmaktadır. Bu arketiplerin, tüm insanoğlu tarafınca paylaşılan ve atalarımızdan miras kalan anıları ve fikirleri içeren bilinçdışı zihnin bir seviyesi olan kolektif bilinçdışının bir yansıması bulunduğunu öne sürer.
Bireyleşme süreci, kendini gerçekleştirmeyi başarmak için zihnin bilgili ve bilinçdışı kısımlarını bütünleştiren ruhsal süreç, bir başka ana temadır. Jung, sembollerin bu süreçte oldukça mühim bir rol oynadığını, bilgili ve bilinçdışı zihin içinde bir köprü görevi gördüğünü savunmaktadır.
Kitap hem de libido terimini, bir tek cinsel enerji olarak değil, genel bir yaşam gücü olarak, dönüşümünü ve aktarımını da incelemektedir.
Özünde kitap, insan ruhunun, sembollerin bilinçdışı zihnimizdeki rolünün ve bu sembollerin kişisel gelişim ve kendini gerçekleştirme sürecine iyi mi rehberlik edebileceğinin derin bir araştırmasıdır.
Dönüşüm Sembolleri Özeti
Orijinal adı “Psychology of the Unconscious” olan “Symbols of Transformation” Carl Jung’un en etkili erken dönem eserlerinden biridir. Jung bu eserinde sembollerin insan ruhundaki rolünü ve ruhsal dönüşüm sürecindeki önemini araştırmaktadır. Kitap, bilinçdışının simgesel dilini keşfetmek için rüyalar, mitler ve folklor dahil olmak suretiyle çeşitli kaynakları kullanarak bilinçdışına derin bir dalıştır.
Kitap, bir takım rüya ve fantezisini yazmış olan Amerikalı bir bayan olan Hanımefendi Frank Miller’ın olay çalışmasıyla adım atar. Jung bu tarz şeyleri bilinçdışı teorilerini tartışmak için bir başlangıç noktası olarak kullanır. Bu fantezilerin rastgele ya da anlam ifade etmeyen olmadığını, bunun yerine bilinçdışı zihnin işleyişini yansıtan simgesel içeriklerle dolu bulunduğunu savunur.
Jung, tüm kültürlerin mitlerinde ve konularında görülen evrensel bir sembol yada motif olan “arketip” terimini ortaya atar. Bu arketiplerin, tüm insanoğlu tarafınca paylaşılan ve atalarımızdan miras kalan anıları ve fikirleri içeren bilinçdışı zihnin bir seviyesi olan kolektif bilinçdışının bir yansıması bulunduğunu öne sürer.
Jung ek olarak, kendini gerçekleştirmeyi başarmak için zihnin bilgili ve bilinçdışı kısımlarını bütünleştiren ruhsal süreç olan bireyleşme sürecini de tartışır. Sembollerin bu süreçte oldukça mühim bir rol oynadığını, bilgili ve bilinçdışı zihin içinde bir köprü görevi gördüğünü savunur.
Jung’un tartıştığı anahtar sembollerden biri, egonun bireyselleşmeye yetişme mücadelesini temsil eden bir arketip olan “kahraman “dır. Ek olarak bilinçdışını temsil eden “anne” ve psişik bütünlük ve entegrasyonun sembolü olan “mandala” sembollerini de tartışır.
Jung ek olarak bir tek cinsel enerji olarak değil, genel bir yaşam gücü olarak tanımladığı libidonun rolünü de araştırır. Libidonun orijinal nesnesinden yeni bir nesneye yönlendirildiği “aktarım” ve libidonun değişik bir enerji biçimine dönüştüğü “dönüşüm” kavramlarını tartışır.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde Jung, ego ve kişilik arasındaki ilişki, gölgenin görevi (kişiliğin bilgili egonun özdeşleşmediği bilinçdışı yönleri) ve anima ve animus (ruhun dişil ve eril yönleri) şeklinde daha karmaşık ve soyut kavramlara değinmektedir.
“Dönüşümün Sembolleri”, oldukça çeşitli konuların varlıklı ve detaylı tartışmalarıyla dolu, karmaşık ve yoğun bir çalışmadır. Jung’un analitik psikoloji teorilerinin temelini oluşturmaktadır ve psikoloji, edebiyat ve kültürel emekler alanlarında derin bir etkiye haizdir.
Bu özet, kitabın ana temaları ve fikirleri hakkında geniş bir genel bakış sunmaktadır, sadece Jung’un çalışmalarının karmaşıklığı ve derinliği sebebiyle, teorilerini tam olarak idrak etmek için kitabın okunması tavsiye edilir.
Dönüşüm Sembolleri – Kitap Açıklaması
Jung ilk kez 1912 senesinde yayımladığı Libidonun Sembolleri ve Dönüşümleri’yle, Freud’un psikanalitik ekolünden kopuşunu duyuru etti. Kitap, oldukça geçmeden onun en malum ve en etkili emek vermesi haline geldi. Teorisinin gelişiminde, geçiş halindeki bir durumu temsil etmiş olduğu için, uzun seneler süresince eserini tekrardan düzenlemek isteyen Jung, bu isteğini sadece 1952 senesinde gerçekleştirebildi.
Jung’un kendi sözleriyle Dönüşüm Sembolleri, “şizofreninin prodromal evrelerinin ergonomik bir anlayışı üstüne genişletilmiş yeni bir yorumdur. Vakanın emareleri, simgesel paraleller labirentinde, doğrusu örnek teşkil eden durumun anlamını saptamak istiyorsak kesinlikle lüzumlu olan ayrıntılar içinde, bizlere yol göstermek için Ariadne ipini oluşturur.”
Jung, bu paralelliklerin izlenmesinde disiplinlerarası bir yol çizerek dinden, mitolojiden, etnolojiden, sanattan ve psikiyatriden yararlanır. Batıdan ve Doğudan birçok eseri ele alır. İmge, sembol ve mit arasındaki ilişkileri saptar; rüyalar, masallar, efsaneler ve düşlem görüntülerinin arketiplere dayanan nedenlerini açıklayıp yorumlar.