Duman – Küçükçiftlik Park konseri izlenimleri: Kufi fırtınası, eskimeyen parıltılar

Bir konseri iyi icra eden nedir? İyi bir ses sistemi, iyi bir organizasyon, müzisyenlerin (ve birazcık da kitlenin) gününde olması, özenli bir setlist… Bunlar bir arada olması ihtiyaç duyulan oldukça mühim unsurlar. Hatta bunlar buluştuğunda öyleki bir tesir yaratıyor ki konser bittiğinde ikincil meseleleri unutuyorsunuz. Böylesi iyi konserlere bir örnek de 24 Ağustos akşamı Küçükçiftlik Park’ta yaşandı. Duman’ın unutulmaz bir gece yaşattığı konser bittiğinde gördüğüm neredeyse her insanın yüzünde büyük bir tebessüm vardı.

Bundan iki ay ilkin Duman, 11 yıl aradan sonrasında iki yeni parça çıkarmış Nerde Benim Kafam ve Kufi‘nin yer almış olduğu Kufi adını taşıyan tekliyle yeni albümün müjdesini coşku uyandıran iki parçayla vermişti.

Bahsi geçen tekliyi incelediğim Kısaçalar’daKufi için ise fazla söze gerek yok. Fazlaca açık, oldukça net, gülmece dozuyla, bakış açısıyla ve alışıldık sertliğiyle tam bir Duman parçası. Parçanın hep bir ağızdan söylenen bölümleri konserlerde favori olacaktır” demiştim. “Görülmeyeni görmedim” normal olarak; bunun bu şekilde olacağı oldukça açıktı sadece yepyeni bir şarkının bu kadar kısa sürede hep bir ağızdan söylenecek kadar ezberlenmiş olması, Kufi‘nin etkisi altına alan davul girişi duyulur duyulmaz her insanın parçayı tanıyıp feryat çığlığa coşması, şarkıya doğru yerde girmesi tüyleri diken diken eden bir vakaydı.

Hatta Kufi, konserde iki kez çalınan tek parçaydı. Bu aslen sertliğinden taviz vermeyen akıllı bir tepkinin yaratabileceği etkiyi gösterirken sanatın bu nüktedan cesaretine duyulan özlemi de apaçık ortaya koyuyor. Bunların yanında Kufi, ne anlattığından bağımsız olarak da oldukça oldukça iyi bir parça. (Ve kusursuz bir konser şarkısı.) Doğrusu hakikaten ne kadar altını çizsem azca; daha iki aylık bir parçanın kitlelerce bu denli benimsenmiş olması oldukça enteresan.

Aslen konser bu “hasret” yönüyle Mor ve Ötesi’nin 28 Mayıs 2022’de gerçekleştirdiği İnönü konseriyle de duygular noktasında benzerlikler taşıyan bir konserdi.

Açılış grubu yok, tek ve bir tek Duman!

Yukarıda sözünü ettiğim “hasret” hissiyle de olacak ki kapıların açıldığı saat olan 18.00’den itibaren içeri giriş kuyrukları başlamıştı. Bunda doğal ki üst arama sürecinin de oranı var sadece saat 19.00’a doğru Küçükçiftlik Park’ın girişinden Maçka Demokrasi Parkı’nın Bayıldım Yokuşu’ndaki giriş kapısına kadar sıra uzanıyor olması dikkat çekiciydi.

Bunu fazladan dikkat çekici kılan ise konserde Duman’dan ilkin herhangi bir ön grubun tercih edilmemiş olmasıydı. Bu çapta bir konserde açılış grubu olmamasına pek anlam verebildiğimi söyleyemeyeceğim. Zira beklentinin büyük, enerjinin yüksek olduğu böylesi konserlerde kitlelerin yeni bir grupla tanışma ihtimali (Sözgelişi pek oldukça insan The Ringo Jets ile yukarıda sözü geçen Mor ve Ötesi konserinde tanışmıştı) durağan(durgun) tutulmalı. Hal böyleyken 18.00’den itibaren bir bekleyiş de başlamış oldu. “9’a kalır mı ya? 8 buçuk benzer biçimde falan mı çıkarlar” derken -zira biletlerde ve afişlerde (en azından benim gördüklerimde) bir tek kapı açılış saati yer almaktaydı- Duman 21.22’de sahneye adımını attı. Konser mekanına 18.00’de adımını atanlar için üç buçuk saatlik bir bekleyişten söz ediyoruz fakat girişte de belirttiğim benzer biçimde iyi bir konser bunların tamamını silip atıyor. Bununla beraber kitlenin mühim seviyede 19.30’dan sonrasında konser alanını doldurduğunu belirtmekte de yarar var.

Üç saatlik beden gösterisi!

Açılışı Seni Kendime Sakladım ile icra eden grup “encore” kısmı da dahil olmak suretiyle 26 parça çaldı. Konser tamamen noktalandığında saat 00.25’ti. Konserin 12. parçası olan etkisi altına alan Ah Bir Ataş Ver cover’ının arkasından 15 dakikalık bir ara veren Duman, yeni parçaları olan İçimde Aşk Var, Nerde Benim Kafam ve Kufi‘yi ilk bölümde peş peşe çaldı. Bir ihtimal Alışman Lazım, Duman I ve Seni Kendime Sakladım 4’er parçayla setlist’te en oldukça parçası olan albümlerdi.

İlk yarıda Kaan Tangöze’nin gitar bağlantısında yaşanmış olan küçük bir teknik aksaklık yaşanırken Müslüm Gürses cover’ı Olmadı Yar da bu boşlukta çalınarak muhtemelen setlist’te birazcık öne alındı.

Elbet performanslara da değinmek gerek. Kaan Tangöze muhteşem bir sahne adamı, şahane bir frontman. Kendisinin 51. yaşına doğru ilerlerken sesine ne kadar iyi bakmış olduğu ise sual işareti. Aynı durum aslen Teoman’da da görülüyor. Temmuz 2022’de Harbiye’de Teoman’ı canlı dinleme şansına erişirken onun da sesinin hacminin ve kuvvetinin eskisi kadar olmadığı düşüncesine kapılmıştım. Lakin bu adlar oldukça büyük deneyim ve oldukça hususi sesler. Elbet o akşam Teoman da geçen pazar Kaan Tangöze de pek oldukça kez parıltılarını gösterdiler.

Ari Barokas, Batu Mutlugil ve grubun “en yenisi” Doğaç Titiz, tek kelimeyle şahaneydi. Muhteşem bir davulcu olan Doğaç Titiz, Duman’la bilhassa sertlik noktasında oldukça iyi örtüşmüş. Öte taraftan Batu Mutlugil’e ek olarak değinmek gerek. Bilhassa Ah ve Yanıbaşımdan parçalarında attığı sololar şapka çıkarılasıydı.

İlhan Erşahin’le akşam akşam delirmeceler!

Konserin en büyük sürprizi ise İlhan Erşahin’in sahneye çıkmasıydı. Kaan Tangöze’nin tabiriyle sahnede “birazcık takılan” müzisyenler, etkisi altına alan bir doğaçlama performans sergilerken Kaan’ın “Seneler seneleri kovalar gene aklımdan çıkmaz geceler” sözleriyle çaldırmış olduğu melodi ise devasa bir merak uyandırdı. Bir türlü tanıyamadığım parçanın sözlerini -anladığım kadarıyla- arayıp hiçbir şey bulamazken İlhan Erşahin ve Duman bu rahat sadece etkisi altına alan melodiyi ustalıkla çeşitlendiriyordu. Melodi, sözler ve çeşitlendirmelerin yüksek ihtimalle doğaçlama bulunduğunu düşünüyorum sadece Duman’ın yaklaşmakta olan yeni albümünden minik bir sürpriz de olabilir. Öyleyse bunu vakit gösterecek…





Bununla beraber İlhan Erşahin’in Her Şeyi Yak‘ta da gruba eşlik etmesi ve parçanın gittiği bambaşka bölgeler epey etkileyiciydi. Bu biçim delirmeler konseri hususi kılan oldukça keyifli delirmeler oluyor ki bu da öyleki bir delirmeydi.

Konserin sonunda ise gülünç bir detay yaşandı. Encore bölümünde Helal Olsun ve Bu Akşam‘ı çalan grup Bu Akşam‘ı öyleki bir tamamlamış oldu ki insanoğlu alkışlayarak çıkışlara yöneldi; final şarkısı olarak ikinci kez çalınan Kufi‘nin şimdiden meşhur olan davul girişindeki ilk “kick” duyulur duyulmaz insanoğlu tekrardan yüzlerini sahneye döndü, bir kısım koşarak geri döndü. Kufi‘nin tesirini gösteren çok büyük bir andı…

Son olarak ikinci yarının başlangıcında Bir ihtimal Alışman Lazım‘dan ilkin Kaan Tangöze’nin “İlk kez konserimize gelenler el kaldırsın” çağrısında hatrısayılır oranda insanoğlunun el kaldırması ise taze kanların oyuna dahil bulunduğunu gösteren ve içimi rahatlatan bir detay oldu. Safkan rock müziği yeraltından ana akımın tam göbeğine taşımayı -kimsenin yapamadığı bir biçimde- başaran birkaç gruptan önde gelen Duman’ı seyretmek, etkisinden bir şey kaybetmediğini görmek oldukça büyük keyif.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer