Dünya’nın atmosferindeki tuhaf X ve C şekilleri ne anlama geliyor?

NASA atmosferimizde, doğrusu başımızın ortalama 48 ila 965 kilometre üstünde yer edinen iyonosferde garip şekiller keşfetti. Bu bulgu uzay iklimine ilişkin tahminleri ve gezegenimizdeki iletişimi oldukca daha iyi bir seviyeye taşıyabilir.

Aslına bakarsak bu şeklinde alfabetik şekiller daha ilkin de tespit edilmişti fakat kısa adı GOLD olan NASA görevinin verileri şimdiye kadarki en net bakışı sunuyor. Journal of Geophysical Research dergisinde gösterilen araştırma beklenmedik zamanlarda ve bazı şaşırtıcı yerlerde ortaya çıkan acayip X ve C şekillerini gözler önüne seriyor.

Dünya’nın üst atmosferinin alfabetik bir çorba şeklinde bulunduğunu kim bilebilirdi ki? Bu sürpriz görüntüler atmosferimiz hakkında öğrenecek daha oldukca şeyimiz bulunduğunu kanıtlıyor.

Dünya’nın dinamik arayüzü

İyonosfer, Güneş ışığı gezegenimize ulaştığında elektrikle yükleniyor ve bu enerji atom ve moleküllerden elektronları ayırıyor. Bu da plazma olarak malum (ve radyo sinyallerinin uzun mesafeler süresince seyahat etmesini elde eden) yüklü parçacıklardan oluşan bir ortam yaratıyor.

İyonosferdeki yüklü parçacıklar, yerçekimi ile Dünya’nın elektrik ve manyetik alanlarının birleşik tesiri altında. Dünya’nın manyetik ekvatorundan yukarı ve dışarı doğru hareket ederek kuzeyinde ve güneyinde bilim adamlarının tepe olarak adlandırdığı iki yoğun parçacık şeridi oluşturuyor.

İyonosfer hem uzaydan hem de karasal hava koşullarından meydana gelen bozulmalara karşı duyarlı bir yapıya haiz. GOLD daha ilkin bir Güneş fırtınası ve büyük bir volkanik patlamadan sonrasında iyonosferdeki tepelerin birleşerek bir X şekli oluşturabildiğini ortaya koymuştu. Sadece şimdi bilim adamlarının ‘sessiz dönem’ söylediği ve bu tür karışıklıkların olmadığı durumda bir X şeklinin oluştuğunu tespit etti.

Bilim adamları tarafınca gözlemlenen X şekillerinden biri. (The Journal of Geophysical Research 2024)

Colorado Üniversitesi Atmosfer ve Uzay Fiziği Laboratuvarı’ndan Fazlul Laskar, “Daha öncekiler yalnızca jeomanyetik açıdan bozulmuş koşullar esnasında gözlemlendi. Jeomanyetik açıdan sakin dönemlerde ise bu beklenmedik bir durum” diyor.

NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde iyonosfer üstüne çalışan bilim insanı Jeffrey Klenzing, “X acayip şu sebeple oldukca daha lokal faktörler olduğuna işaret ediyor. Aşırı vakalar esnasında bu beklenir fakat ‘sessiz dönem’ esnasında bunu görmek alt atmosfer aktivitesinin iyonosferik yapıyı mühim seviyede yönlendirdiğini gösteriyor” sözleriyle Laskar’a hak veriyor.

C şeklindeki kabarcıklar kuvvetli türbülansa işaret ediyor

Bilim adamlarının kafasını karıştıran bir başka bulgu ise plazmada C ve ters C şeklinde şekillerin ortaya çıkması. Bu şekillerin Dünya’daki rüzgârlar tarafınca oluşturulduğu düşünülüyor. Klenzing, “Bu birazcık rüzgarlı bir bölgede büyüyen bir ağaca benziyor. Rüzgârlar çoğu zaman doğuya doğru esiyorsa, ağaç o yöne doğru eğilmeye ve büyümeye adım atar” diyerek durumu açıklıyor.

Sadece GOLD bu C’lerin birbirine şaşırtıcı derecede yakın, kimi zaman ortalama 634 kilometre aralıklarla oluştuğunu saptadı. Bu da ister rüzgâr, ister kasırga yada başka bir şey olsun daha mahalli faktörlerin söz mevzusu olduğuna işaret ediyor.

NASA’nın GOLD görevinden alınan görüntüler, 12 Ekim 2020 ve 26 Aralık 2021 tarihlerinde iyonosferde birbirine yakın görünen C-şekilli ve ters-C-şekilli plazma kabarcıklarını gösteriyor. (NASA)

C şekillerinin birbirine yakın kümelenmesi ender rastalanan bir durum. Araştırmacılar iyonosferde buna neyin yol açtığını bulmaya çalışıyor. Colorado Üniversitesi’nden fizikçi Deepak Karan, “Bu kadar yakın mesafede ‘iki zıt şekilli’ plazma kabarcığı asla görüntülenmemişti” diyor. Karan, bu kadar minik bir alanda rüzgârın yön değiştirmesi için atmosferde (girdap, kasırga yada rüzgâr makası şeklinde) kuvvetli türbülans olması icap ettiğini düşünüyor.

İyonosferdeki plazma, radyo dalgalarının uzun mesafeler kat edebilmesi için büyük ehemmiyet taşıyor ve bu alandaki keşifler radyo ve GPS’in iyi mi çalıştığına dair bilgimizi artırabilir. Zira iyonosferde burada gözlemlenenlere benzer bozulmalar mühim yazışma ve navigasyon altyapısı üstünde etkili olabilir.

Çalışmada direkt yer almayan astrofizikçi Klenzing, “Birbirine bu kadar yakın oldukca değişik şekillerde kabarcıklara haiz olmamız bizlere atmosfer dinamiklerinin düşündüğümüzden oldukca daha karmaşık bulunduğunu gösteriyor” diyor.


Science Alert makalesinden Türkçeleştirildi. Ek kaynak: NASA

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer