Meksikalı kabahat örgütleri, kendi fentanil imparatorluklarını kurma yolunda alışılmışın haricinde bir yöntem uygulamaya başladı: Kiralık katilleri ya da yozlaşmış polis memurlarını değil, Meksika’daki üniversitelerde okuyan kimya öğrencilerini işe almak.
Breaking Bad dizisinin kurgusal karakteri Walter White’ın lisede kimya öğretmeniyken bir uyuşturucu imalatçısı figürüne dönüştüğünü bilirsiniz (diziyi izlemeyen bir çok şahıs de bu bilgiye hakim). Meksika’da yaşananlar, bundan pek değişik değil. Bu sefer başrol bir öğretmen değil, talebe(ler).
Uyuşturucu kartellerinin taktiği şöyleki: Kartel elemanı kampüse hademe kılığında giriyor ve kimya kısmı ikinci derslik öğrencisini gözüne kestirerek onu bir hedef haline dönüştürüyor. Kartelin bir proje için eleman aradığını söyleyen bu şahıs, talebe hakkında iyi şeyler duyduğunu söylüyor. Son olarak öğrenciye yapmış olduğu işte iyi bulunduğunu söyleyip “İlgilenip ilgilenmeyeceğine sen karar ver” diyerek son sonucu ona bırakıyor.
Kartel laboratuvarlarında fentanil üreten ve aşçı olarak adlandırılan bu kişiler, New York Times’a mevzuyla ilgili mühim bilgiler verdi. ‘Aşçılar’, daha kuvvetli bir uyuşturucu üretmek ve bir öteki aşçının ifadesiyle “daha çok insanı bağımlı hale getirmek” için yüksek seviyede kimya bilgisine haiz kişilere gereksinim duyduklarını söylemiş oldu.
Kartellerin daha büyük bir hedefi var, o da fentanil yapımı için lüzumlu olan ve prekürsörleri (başka bir bileşik üreten bir kimyasal reaksiyona katılan bir bileşik) sentezleyerek bu hammaddeleri Çin’den satın alma zorunluluğunu ortadan kaldırmak.
ABD’deki yetkililer, Meksikalı kartellerin fentanil üretiminde başarı göstermiş olmaları halinde yakın tarihin en ölümcül uyuşturucularından birinin üstünde her zamankinden daha çok kontrole haiz olacaklarını söylüyor.
Altı aydır fentanil pişiren bir kimya talebesi: “Bu bizi Meksika’nın kralı yapar”
NYTimes, şimdiye kadar yedi fentanil üreticisi (aşçısı), üç kimya talebesi, iki üst düzey gizmen ve bir üst düzey işe alım görevlisiyle görüştü. Hepsi de fentanilin ABD hükümetinin cenup sınırından geldiğini, bu alışverişin ise Sinaloa karteli için yapıldığını söylemiş oldu. Sinaloa karteli, dünyanın en kuvvetli uyuşturucu kaçakçılığı yapıları içinde yer edinen internasyonal bir kabahat örgütü. Merkezi Culiacán olan Sinaloa eyaleti, Meksika’da bulunuyor.
NYTimes’a konuşarak kendilerini büyük tehlikeye atan kartel bünyesindeki çalışanlar, infaz edilme korkusuyla isimlerinin açıklanmaması şartını koşarak bu detayları verdi. Bu kişilerin anlattıkları, öğrencilerin kartel operasyonlarında iyi mi bir role haiz oldukları ve fentanil ürettikleri dahil olmak suretiyle kartelin faaliyetlerini takip eden Amerikan yetkililerinin anlattıklarıyla da örtüşüyor. Bir kimya profesörü, Times muhabirleriyle yapmış olduğu görüşmede öğrencilerin kartele katılmasının son aşama yaygın bulunduğunu söylemiş oldu.
Kartele katılan öğrenciler, kabahat örgütü içinde değişik işler yaptıklarını, kimi zaman uyuşturucuyu güçlendirmek ya da etkili maddeler üretmek için deneyler yaptıklarını söylemiş oldu. Öteki zamanlarda ise toplu olarak fentanil üretimi meydana getiren aşçıları ve onlara yardım edenleri denetlediklerini yada onlarla beraber çalıştıklarını söylemiş oldu.
Öğrencilerin işe alınmasının hangi boyutlarda olduğu hemen hemen belli değil sadece alanında uzman kimyager arayışı, kısmen de koronavirüs pandemisinden etkilenmişe benziyor.
Bir hacker grubunun sızdırdığı 2020 tarihindeki bir Meksika danışma değerlendirmesi, pandeminin tedarik sürecini yavaşlatmasıyla beraber Sinaloa kartelinin fentanil üretmek için kimya profesörlerini işe aldığını ortaya çıkardı.
Amerikalı güvenlik yetkilileri ise son yıllarda Meksika’daki fentanil laboratuvarlarına meydana getirilen baskın sonucu oldukca sayıda genç kimyagerin yakalanarak tutuklandığını söylemiş oldu. Yetkililere gore tutuklanan kimyagerler, yetkililere öncü kimyasallar geliştirmek ve uyuşturucunun daha kuvvetli olmasını sağlamak için çalıştıklarını beyan etti.
Sinaloa eyaletinde bulunan üniversitelerden birinde öğretim görevlisi olan bir kimya profesörü, bazı öğrencilerin kimya derslerine yalnızca bileşik uyuşturucu üretimi için ihtiyaç duyulan becerilere ulaşmak için kaydolduğunu söylemiş oldu. İnfaz edilme korkusuyla adının açıklanmasını istemeyen profesör, bu profile uyan öğrencileri ders esnasında sordukları sorulardan ve verdikleri tepkilerden tespit ettiğini söylemiş oldu.
Kimi zaman onlara farmasötik (hastalıkların teşhisinde, tedavisinde ve organik fonksiyonların eski haline getirilmesinde, düzeltilmesinde yada değiştirilmesinde kullanılan madde) ilaçların sentezini öğretirken, bana açık bir halde ‘Hey profesör, bizlere kokain ve öteki şeyleri iyi mi sentezleyeceğimizi ne vakit öğreteceksin?“ diye soruyorlar.
İşin politik kısmına bakıldığında ise Biden ve Trump yönetiminin mevzuya yaklaşımı birazcık değişik. Biden yönetimi, kartellerin ortadan kaldırılması için eylemsiz bir yaklaşım sergilerken son Başkan Donald J. Trump ise daha agresif bir tavır vadederek Meksika’yı, ABD ordusunu suçlularla savaşmak suretiyle görevlendirmekle tehdit etti. Kasım ayında ise Meksika’nın sınırdan uyuşturucu ve göçmen akışını durdurmaması halinde Meksika mallarına yüzde 25 gümrük vergisi getireceğini söylemiş oldu.
Meksika’nın yeni Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, Trump’ın gümrük vergisi tehdidine karşılık olarak Asya ülkelerinin Meksika’ya prekürsör sevkiyatının önlenmesi için internasyonal bir işbirliğine gereksinim duyulduğunu söylemiş oldu.
ABD’li yetkililer ise kartellerin fentanil üretim zincirindeki kontrolü arttıkça, her iki ülkedeki güvenlik güçlerinin Meksika’da bileşik opioidlerin sanayileşmiş üretimini durdurmasının daha da zorlaşacağını söylüyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Internasyonal Narkotik ve Kolluk İşleri Bürosu Yazman Yardımcısı Todd Robinson, kartellere gözdağı vererek bu kimyasalların dünya genelinde yasadışı ticaretine odaklandıklarını bilmelerini söylemiş oldu. Bu çabalarının kartelleri “işi kendi içlerine taşımaya zorladığını” söyleyen Robinson, “Bunun pratikteki sonucu, bu uyuşturucuları daha kolay ve süratli bir halde ABD Birleşik Devletleri’ne aktarma edebilmeleri” dedi.
Uzmanlar, kartellerin yalnız ithal edilen öncül maddeleri karıştırması durumunda fentanilin seri üretiminin daha kolay olabileceğini, zira bu kimyasalları kullanarak uyuşturucuyu üretmek için lüzumlu reçeteye ulaşmanın kolay bulunduğunu söylemiş oldu.
18 yıl süresince ABD Uyuşturucuyla Savaşım İdaresi’nde adli kimyager olarak çalışan James DeFrancesco, öncü kimyasalları sıfırdan sentezlemeye çalışmanın oldukca daha zor bir süreç bulunduğunu, daha geniş kimyasal teknik ve beceriler dizisi gerektirdiğini söylüyor.
Bu üretim süreci zor olmasının yanında ek olarak oldukça tehlikeli. Aşçılar ve öğrenciler, gaz maskeleri ve tehlikeli madde giysileri giymelerine karşın oldukca büyük risklelerle karşı karşıya. Bunlar sırasıyla öldürücü düzeyde uyuşturucuya maruz kalmak, kaza sonucu yaşanmış olan patlamalar, patronların işi beğenmemesi sonucu silahlı yada aşırı sertlik içeren saldırılar.
Sonuca bakıldığında bu iş, kimya alanında yapılabilecek pek oldukca yasal işe gore daha çok kazanç sağlıyor. Bu da fentanil yada öncü kimyasalların üretiminin artması için kafi bir sebep. Üniversite ikinci derslik talebesi bir şahıs, kampüsü ziyaret eden işverenin kendisine 800 dolar peşin, artı aylık 800 dolar maaş teklif ettiğini söylemiş oldu. Meksika’daki resmi verilere gore bu, ülkede resmi bir kimyagerin almış olduğu maaşın iki katına denk gelen bir para.
Sinaloa’nın en yoksul bölgelerinden birinde büyüyen 19 yaşındaki bir genç, babasının kanser hastası olmasından dolayı kimya bölümünde okumayı seçtiğini ve tedavisine destek olmak istediğini söylemiş oldu.
“İnsanlara yardım etmek isterim, onları öldürmek değil” diyen genç, kitlesel ölümlere yol açacak bir ürünün üretilmesi fikrinin kendisini oldukca yıprattığını fakat gene de babasının gereksinim duyduğu tedaviyi ailesinin karşılamasının olanaksız bulunduğunu söylemiş oldu.
Kartel çalışanına kendisine sunmuş olduğu teklifle ilgilendiğini söyleyen genç, 5 gün sonrasında kartel üyeleri tarafınca alınıp gözleri bağlanarak dağlarda gizli saklı bir laboratuvara götürülmüş.
Kartel, öğrencileri işe iyi mi alıyor?
Sinaloa karteli çalışanları, bir acemiye yaklaşmadan ilkin bir takım araştırmalar yapıyor. Kendileri için uygun olan adayın hem okulda edinmiş olduğu bilgilere hem de sokak zekasına haiz, ölümcül bir uyuşturucu üretme fikri karşısında gözünü kırpmayacak kadar cesaretli ve her şeyden ilkin ağzının sıkı biri olması icap ettiğini söyleyen bir kartel çalışanı, aylar devam eden araştırmalar sonucu şu an prekürsör geliştiren üç talebe bulduğunu söylemiş oldu. Birçok genç ise onun standartlarına uymamış.
“Bazıları tembel, bazıları parlak zeka değil, bazıları ise oldukca konuşuyor” diyen kartel çalışanı, kendisini fentanil işinde kalite ve üretimi artırma yolunda bir nefer olarak tanımlıyor.
İşe alım görevlisi, kartelin potansiyel adayları belirlemek için kişinin arkadaşları, tanıdıkları ve iş dostlarıyla bir tur görüşme yaptığını, peşinden hedeflerin aileleri, arkadaşları, hatta beraber futbol oynadıkları kişilerle konuşarak bu şekilde bir işi hayata geçirmeye açık olup olmadıklarını öğrendiğini söylemiş oldu. İşe alım meydana getiren şahıs potansiyel uyuşturucu üreticisinde bir ‘gelecek’ görürse, onun okul harcamalarını karşılamayı dahi teklif ediyor.
“Biz bir şirketiz; bir şirket ise daima en iyi çalışanlarına yatırım yapar” diyen kartel çalışanı, ortalama on yıl ilkin fentanilin kitlesel olarak üretimine başladıklarında, iş dünyasındaki insanların bu uyuşturucuyu yapmak için “tarifler” olarak adlandırdıkları şeyleri kolayca ele geçirebilen kırsal kesimlerde yaşayan eğitimsiz aşçılara güvendiğini söylemiş oldu.
Büyük ölçekte üretilmesi için daha gelişmiş ekipmanlara ve uzmanlığa gereksinim duyan bir uyuşturucu olan metamfetamin ile karşılaştırıldığında, öncül kimyasalların mevcut olması halinde fentanilin üretimi daha kolay.
Bu uyuşturucunun üretim aşamasının toplam dört adımdan oluştuğunu söyleyen bir aşçı, sürecin bir kek tarifi kadar kolay bulunduğunu söylüyor.
Son yıllarda ise işler birazcık daha sarpa sarmış. Çin, fentanil öncüllerinin ihracatını kısıtlamak için harekete geçerek Meksika merkezli kimyasalların ithalatını engelledi. Bu da uyuşturucunun bileşenlerinin bulunmasını fazlasıyla zorlaştırdı.
NYTimes’a konuşan bir işveren ve üç talebe, hemen hemen istenilen seviyede bir öncül madde üretemediklerini söylemiş oldu.
Kartel için çalışmak suretiyle okulu bırakan ve son bir senedir laboratuvarda çalışmaya süregelen 21 yaşındaki eski bir talebe, “Öncül maddenin üretimine yaklaştık fakat kolay bir iş değil. Oldukça daha çok kontrol yapmamız gerekiyor” diyor.
Sadece karteldeki görevi işe alım yapmak olan şahıs, öğrencilerin mühim bir mevzuda destek olduklarını söylüyor: Fentanili daha kuvvetli hale getirmek.
Talebe no: 1
Birinci derslik kimya talebesi, ortalama bir yıl ilkin bir akrabasının kendisine iş teklifinde bulunarak fentanil aşçısı olarak para kazanmak isteyip istemediğini sorduğunu söylemiş oldu.
Meydana getirilen röportajda talebe, akrabasının senelerce Sinaloa karteli için çalıştığını ve beş kardeşin en büyüğü olan bir genç kadının (kendisinden bahsediyor) aklını çelmek için tam olarak ne söylemesi icap ettiğini bildiğini söylemiş oldu.
Kadının anlattığına gore kartel, öğrenciye ayakbastı parası olarak 1000 dolar teklif etmiş. Hanım bu işten oldukca korkmuş olsa da kabul etmiş. Çalmış olduğu laboratuvar Sinaloa’dan, kartelin aşçıları işe götürmek için kullandığı minik uçakla ortalama bir saatlik uçuş mesafesi uzaklıkta. Patronları, yapacağı işin daha kuvvetli fentanil üretmek bulunduğunu söylemiş.
Meksika’dan çıkan fentanil çoğu zaman düşük bir saflığa haiz. Onu işe alan şahıs, bu problemi Amerikalıların bileşik opioide olan ihtiyacını doyum etmek için işi aceleye getirmelerine bağlıyor.
“Öyleki bir talep patlaması oldu ki, birçok insan yalnız para kazanmak istedi. Bu da üreticileri, kaliteyi önemsemeden iş hayata geçirmeye itti” diyen işveren, buna karşılık piyasanın rekabetçi bulunduğunu ve kartelin sadece daha kuvvetli bir ilaçla daha çok satın alan kazanabileceğini söylemiş oldu.
Birinci derslik talebesi, fentanilin enerjisini çoğaltmak için hayvan anesteziklerinin karşımı dahil olmak suretiyle her türlü karışımı denediğini, sadece bunların hiçbirinin işe yaramadığını söylemiş oldu.
Talebe no: 2
İşe ilk başladığında ne yapması gerektiği mevzusunda hiçbir fikrinin olmadığını belirten ikinci derslik kimya talebesi, laboratuvarın dağlarda, ağaçların içinde bulunduğunu ve helikopterden fark edilmemesi için sanki ormanın bir parçasıymış benzer biçimde görünmesini sağlamak amacıyla yeşil renge boyanmış bir muşamba ile örtüldüğünü söylemiş oldu.
Üç gün çalıştıktan sonrasında kartel üyelerinden birinin fentanil yapmak için orada olmadığını söyleyen talebe, kendisini her insanın sıfırdan iyi mi prekürsör yapılacağını bulmak için çalmış olduğu bir araştırma ve geliştirme laboratuvarında buldu. Yanlışlıkla bir patlamaya niçin olabileceği mevzusunda endişelenmeye başladığını söyleyen talebe, çalışanın kendisine üretimin iyi mi yapılacağını söylemediğini, yalnızca “Ürünler bunlar, yapmanız gerekenleri bunlarla yapacaksınız. Yanlış yapabilirsiniz, aslına bakarsanız bu yüzden çalışıyorsunuz” söylediğini söylemiş oldu.
İkinci derslik talebesi, üniversitede aynı sınıftan üç talebe ve kimya bilgisi oldukca düşük üç yaşlı adam olmak suretiyle altı kişiyle beraber çalışıyor. Bu işin, okumuş olduğu dönemde yapmış olduğu işten oldukca daha riskli bulunduğunu söyleyen talebe, “Burada ürettiğiniz uyuşturucuları beğenmezlerse sizi öldürebilirler” diyor.
Kaynak: NYTimes / Yapıt Şahin tarafınca yerelleştirildi