Dünya futbolunda rakipleri zorlayan birçok stadyum bulunuyor. Bu stadyumlar gerek taraftarların oluşturduğu yoğun baskıyla gerekse ülkenin iklim koşulları şeklinde dış faktörler, deplasmana gelen takımın futbolcularını son aşama zor durumlara sokabilir. Fakat öyleki bir stadyum var ki rakiplere yaşattığını zorluklarla ötekilerden ayrışıyor.
Bolivya’nın en yüksek ve en süratli büyüyen kenti El Alto’daki Estadio Municipal’de sahanın kenarına zemin üstüne boyanmış rakamlar ve kelimeler mahalli halk için bir gurur deposu. Hem de rakipler için de bir uyarı niteliği taşıyor.
4150 MTS ALT. SE JUEGA DONDE SE VIVE.
Şu demek oluyor ki, “Yükselti 4150. Nerede yaşıyorsak orada oynarız…” Bu çarpıcı söz, bu şehrin bir futbol stadyumu için ne kadar muhteşem bir yer bulunduğunu gözler önüne seren dört rakamın yanında yer ediniyor. Deniz seviyesinden 4,150 metre yükseklikteki Bolivya Ulusal Ekibi’nın El Alto’daki yeni evi, bulunmuş olduğu yükselti itibariyle dünyanın en sıkıntılı stadyumlarından biri…
Estadio Municipal’in ilk kurbanı Venezuela oldu
Venezuela, Eylül ayında bir Dünya Kupası elemesinde bu stadyumu konuk olan ilk internasyonal takımdı. Venezuela futbolcuları Estadio Municipal’de maça çıkabilmek için maçtan önceki günleri nefes egzersizleri yaparak ve düşük hava basıncına alışmak için hiperbarik odalar kullandı. Tüm bu hazırlıklara karşın Venezuela 4-0 yitirdi.
Kuvvetli Kolombiya’yı yendiler! Hem de 10 şahıs…
Sırada Perşembe akşamı Kolombiya vardı. Şubat 2022’den beri bir tek bir kez kaybetmişlerdi ve o da 2024 Copa America finalinde son dünya şampiyonu Arjantin’e yenilmişlerdi. Kolombiya, Bolivya’nın orta saha oyuncusu Hector Cuellar’ın 20. dakikada oyundan atılmasının arkasından maçın büyük bir bölümünü fazladan bir insanla oynamasına karşın 1-0 yitirdi.
2009’da Maradona’nın Arjantin’i 6-1’le dağılmıştı
El Alto’daki yeni stadyum için başlangıç muhteşem oldu. Bolivya’nın futbol oynamak için zor bir yer olması yeni bir şey değil. Andreas Campomar, ¡Golazo! A History of Latin American Football adlı kitabında, ‘Bolivya futbolunun And Dağları’nın ince havasından senelerce iyi mi bir kale yarattığını’, stadı kendi topraklarında sıkıntılı rakipler haline getirdiğini ve 2009’da Arjantin’e karşı alınan 6-1’lik yengi başta olmak suretiyle bazı dikkate kıymet sonuçlara katkıda bulunduğunu yazıyor.
Maradona: ‘Kalbime saplanan bir bıçak gibiydi’
Arjantin’in o dönemki teknik direktörü Diego Maradona oldukca üzülmüştü. “Her gol kalbime saplanan bir bıçak gibiydi” demişti. Oyuncularının ciğerlerine erişince, Maradona La Paz’daki yüksek rakımı -3,660m- bir bahane olarak kullanmayı reddetti. Maradona, FIFA’nın 2007’de deniz seviyesinden 2,750m’den yüksek internasyonal maçlara yasak getirmesinin arkasından Bolivya’ya desteğini göstermek için bir yıl ilkin aynı stadyumda oynamıştı.
FIFA’ya gore sıhhat tehlikesi
FIFA’nın o zamanki öne sürülen nedeni, yüksek rakımın oyuncular için potansiyel bir sıhhat tehlikesi olduğu ve adil rekabeti bozmuş olduğu yönündeydi. Fakat Bolivya bunu şiddetle reddetti. Devrin Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales bile ‘futbol ayrımcılığı’ olarak tanımladığı bu duruma karşı çıkmıştı.
Tepkiler sonrası yasak kısa sürede kaldırıldı ve sonunda La Paz tekrardan internasyonal maçlara ev sahipliği yapabilir hale geldi, sadece başta Brezilya olmak suretiyle bazı ülkelerden gelen şikayetler hiçbir vakit ortadan kalkmadı.
Neymar: Bu koşullarda oynamak insanlık dışı’
2017’de La Paz’daki Estadio Hernando Siles’te oynanan ve golsüz berabere biten maçın arkasından Brezilyalı yıldız Neymar, Instagram’da viral olan bir görsel paylaştı. “Bu koşullarda oynamak insanlık dışı. Saha, yükselti, top… her şey fena” diye yazdı. Ekteki fotoğrafta Neymar ve Brezilya’daki ekip arkadaşları maçın sonunda bir kanepe ve koltuklarda oksijen maskeleri takmış, tam teçhizatlı bir halde görülüyordu. Futbol tarihinin en enteresan sahnelerinden biriydi.
Bolivya rakımı daha da yükseltti: 3 bin 660’dan 4 bin 150’ye…
Şimdi, yedi yıl sonrasında, Bolivya maçlarını El Alto’da oynamayı seçerek işleri bir adım daha ileri götürdü; aslen, ayak olarak sayarsak ortalama 1.840 adım daha yukarıda. El Alto’nun rakımı La Paz’dan 560 metre daha yüksekte bulunuyor. Burası öyleki bir yer ki turistlerin akciğerlerinin, daha ince havaya uyum sağlamak için çoğu zaman günlere ve hatta kimi zaman haftalara gereksinim duyuyor.
Yeni stada tepkiler merak ediliyor
Hepsi, rakip oyuncuların El Alto’da 90 dakika oynamayı iyi mi karşılayacaklarını ve Bolivya’nın federasyon tarafınca bir tecrübe etme olarak tanımlanan bu durumdan ne seviyede kazançlı çıkacağını merak ettiriyor.
Villegas: ‘Bizlere ruhsal ve duysal üstünlük sağlıyor’
Bolivya Teknik Direktörü Oscar Villegas Venezuela maçından ilkin Associated Press’e verdiği demeçte, “Futbol ayrıntılardan oluşur. Bu stadyum değişikliği kazanacağımız anlamına gelmiyor. Daha etkili olmamızı sağlayabilecek ayrıntılarla ilgilenmeye çalışıyoruz. El Alto’da mümkün olduğunca etkili olmaya çalışacağız ve onlara yenilmez olduğumuz yeni bir sahada olduklarını hissettireceğiz. Ruhsal ve duygusal yönde bir rol oynuyor. Bu bizlere oldukca destek olacak bir şey” sözlerini kullandı.
Venezuela galibiyetinden ilkin ulusal takımın bir kargaşa içinde bulunduğunu – 6 Dünya Kupası eleme maçının beşini kaybederek grupta sondan ikinci olduklarını ve Haziran ayında Copa America’da üst üste 3 yenilgi aldıklarını – göz önünde bulundurursak, Bolivya Futbol Federasyonu’nun maçları stadyum kapasitesinin La Paz’dakinden oldukca daha düşük olduğu El Alto’da oynama kararının ardındaki motivasyon kestirmek çok da fazla zor olmasa gerek.
Etcheverry: El Alto’nun büyük avantaj olacağını sanmıyorum
Bolivya’nın en iyi futbolcularından biri olarak kabul edilen Marco Etcheverry, Venezuela galibiyetinden ilkin The Athletic’e verdiği demeçte “Bolivya için kazanmanın mühim bir unsur bulunduğunu düşünmüyorum – ben bunu değişik bir halde görüyorum. Bolivya oyuncular, yöneticiler açısından zor bir dönemden geçiyor – şu anda pek oldukca sorunları var” derken şöyleki devam ediyor:
Oyuncuları korumak için çaba sarfeden kurum – sendika – yöneticilerle diyalog içinde değil. Bu oldukca fena bir durum. Bolivyalı bir teknik adam istedikleri için oldukca kızmasınlar diye insanlara dayanak olması için oldukca iyi dostum olan ve hususi bir sevgi beslediğim bir hoca atadılar. Bence bunu (maçları El Alto’ya taşımayı) daha oldukca taraftarları yatıştırmak için yaptılar. Bence El Alto’da kazanacaklarını düşünüyorlar – ümit ederim kazanırlar. Sadece bunun Bolivya için büyük bir avantaj olacağını sanmıyorum.
Yüksek rakımda oynamanın Bolivya’ya seneler içinde ne kadar destek olduğu uzun süredir tartışılan bir mevzu. Bolivya’da irtifa hakkında meydana getirilen tüm tartışmaların takıma rakipleri karşısında her şeyden oldukca ruhsal bir avantaj sağlamış olduğu ve mide bulantısı, baş ağrısı, bitkinlik ve kusma şeklinde ihtimaller içinde fizyolojik etkilerin çoğu zaman abartıldığı yönünde bir görüş var.
Kati olarak söyleyebileceğimiz şey, Bolivya’nın kendi topraklarında tamamen değişik bir pozisyonda olduğudur. 2022 Dünya Kupası elemelerinde topladıkları 15 puanın 13’ünü Bolivya’da aldılar ve Arjantin’e karşı bir yengi (2-0) daha içeren bundan önceki turnuvada bu sayı 14’tü. El Alto’ya taşındıklarından beri, dünyanın dokuzuncu sırasındaki ekip da dahil olmak suretiyle ikide iki kazandılar ve grupta altıncı sıraya yükseldiler. Bu konumda bitirirlerse 2026 Dünya Kupası’na katılmaya hak kazanacaklar.
Son 28 yılda deplasmanda 2 yengi
Evinde oynamanın Bolivya için yarattığı farkı göstermenin en iyi yolu muhtemelen deplasman formlarına bakmaktır. Eylül ayında Şili’ye karşı deplasmanda aldıkları 2-1’lik etkisinde bırakan yengi, son 28 yılda ülke haricinde aldıkları bir tek ikinci galibiyetti.
Kempes: Alışmak için 15 gün evvel gitmiştik
Bolivya’ya gezi eden tüm takımlar için uyarlama çözüm olarak görülüyor. Arjantin’le Dünya Kupası kazanan Mario Kempes, ulusal ekip teknik direktörü Omar Sivori’nin 1973’te Bolivya’yla iç sahada ve deplasmanda karşılaşmak için tamamen değişik iki ekip seçmeye karar verdiğine dair bir öykü konu alıyor. Kempes, Bolivya’da 1-0 kazanan ve hayalet ekip olarak adlandırılan takımdaydı.
‘İyi oyuncunuz yoksa yükselti bir avantaj değil’
Kempes 2009 senesinde The New York Times’a şöyleki konu alıyor, “Yüksek irtifada oynamak oldukca zor, bunu hissediyorsunuz. Fakat yapılabilir. Hazırlanmak için 15 gün ilkin gittik. Doğru yol buydu. Fazladan zamana ihtiyacınız var. Fakat bugün oldukca azca vakit var. Evet, bazı ülkelerin yükselti pozitif yanları var fakat eğer yeterince iyi oyuncunuz yoksa bu hakikaten bir avantaj değil.”
Teknolojiyle yükselti tesiri kayboldu
Kempes’in söyledikleri de Etcheverry’nin görüşleriyle örtüşüyor; “Bence yükselti efsanesi eskiden bir korku kaynağıydı fakat şimdi teknolojiyle beraber, rakıma karşı koymak için ne yemeniz gerektiğinden, hangi saatte su içmeniz gerektiğine, hangi kalitede yiyeceğe ihtiyacınız olduğuna, dinlenmeye ve hususi antrenmanlara kadar her şeyle ilgili emekler yapabiliyorsunuz. Şimdi takımlar oraya (Bolivya’ya) gidiyor ve önceki zamanlara gore daha azca mesele yaşıyor şu sebeple artık yönetici ve teknik ekip hazırlıklı.”
Passarella: Top bile değişik davranıyor
Bir de topun alışılmadık davranışlarını göz önünde bulundurmak gerekir. Daniel Passarella, Arjantin’in başındayken, 1996 senesinde deniz seviyesinden 2 bin 800 metre yükseklikteki Quito’da Ekvador’a karşı deplasmanda oynadıkları bir maçı kaybetmişler ve teknik direktör asla unutulmayan bir yorum yapmıştı. “En la altura la pelota no dobla” demişti Passarella maçtan sonrasında. Şu demek oluyor ki “Bu kadar yüksek rakımda topa yön verilmiyor.”
Peki Passarella haklı mıydı – topun yükseklikte eğilmediği ya da en azından değişik davranılmış olduğu doğru mu? Etcheverry bu mevzuyu şöyleki açıklıyor, “Hız, vakit ve topun kapladığı alan değişik, bu doğru. Top daha süratli gidiyor. Sanki top düz bir çizgide gidiyormuş şeklinde, diyelim ki, ve düştüğünde sonunda aşağı doğru bir kavis yok. Derhal düşüyor, bu da kaleciler için karmaşık bir durum.”
Hedef El Alto’nun yardımıyla Dünya Kupası’na dönmek
Brezilya’nın eski kalecisi Claudio Taffarel, Bolivya’nın 12 ay sonrasında Dünya Kupası’nı kazanacak takıma karşı 2-0’lık meşhur bir yenilgi almış olduğu 1993 senesinde Etcheverry’nin dar açıdan çekmiş olduğu şutun bacaklarının arasından geçip çizgiyi aşmasından dolayı rakımı suçlayamazdı. Bolivya 1994’te ABD Birleşik Devletleri’nde düzenlenen Dünya Kupası finallerine katılmaya hak kazanmıştır sadece o tarihten bu yana o sahneye geri dönemediler. Bu durumu düzeltmek için çıktıkları seyahat, El Alto’dan gelen yardım eliyle devam ediyor.
Kaynak: The Athletic / Emre Topaloğlu tarafınca yerelleştirildi