Edebiyatın merkezinde insanın insanla ve insanın doğayla ilişkisi vardır. Bu ilişki dış dünyanın somut gerçekliğiyle değil; sanatın, edebiyatın kendine özgü gerçekliğiyle dile getirilir. İşte bu gerçeklik bir kurmacadır.
Bu kurmacayı oluşturan, bir anlamda dış dünyadan aldıklarıyla kendi düş ve düşünce dünyasında dünyayı, hayatı yeniden yaratan ve bunu da yazdığı esere aktararak somutlaştıran edebiyatçı, eserin yazıldığı dönemin her türlü özelliğinden yani gerçeklerden yararlanabilir. Dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde bir konakta yaşanan olayların anlatıldığı bir romanda o günlerin zevklerinden, aile yaşamından, giyim kuşamından, mimarisinden, insan ilişkilerinden, kısaca o günün gerçeklerinden izler bulmak mümkündür.
Halit Ziya‘nın “Aşk-ı Memnu” adlı eseri bunun en belirgin kanıtıdır. Ama o roman, bu yönüyle bir tarih ya da sosyoloji kitabından çok farklıdır; çünkü yazar tüm bu gerçekleri edebiyatın kendine özgü dünyasında yeniden kotarmış ve ortaya bir edebiyat klasiği çıkarmayı bilmiştir.
Edebiyat
ABD'de yetkililer, 30 yıl sonrasında ilk kez “sıhhatli gıdanın” ne işe yaradığını tekrardan tanımladı ve…
Lazarus'un Genel Özeti Lazarus, ünlü yazar Lars Kepler'in kaleme aldığı sürükleyici bir thriller romanıdır. Kitap,…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…
Ne ilk ne sonuncusun Düşüp de bu tuzağa kaybeden Kendini terk eder insan Aslen aşktan…
AZERİCE SÖZLERİ Biz hər şeyi bilə bilə ayrılmışıq Dərd çəkmişik ölə ölə ayrılmışıq Ürəyi mənim…
Suni zekâ günlük yaşamımıza girdiğinden bu yana mevzu genel olarak birkaç bağlamda tartışılıyor. İşimizi elimizden…