Mevzusu
Nazım Hikmet’in anası Celile Hanım’ın yaşamı üstünden bir devrin kargaşa ve bunalımlı vakaları, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasını mevzu ediniyor.
Celile’nin ailesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun en etkili ailelerinden biriydi. Büyükbabası “Eski ve Yeni Türkler” kitabının yazarı Mustafa Celaleddin Paşa’dır. Bununla birlikte babası meşhur bir dilbilimci ve eğitimci olan Hasan Enver Paşa’dır. Celile, mürebbiyelerinden almış olduğu eğitim sonucunda bilgili bir hanımdı. Her gün gazete ve mecmua okur, bu tarz şeyleri eşi ve dostlarıyla paylaşırdı. Karısı Hikmet ondan tamamen değişik bir adamdı. Celile’nin istediği eş profiline uyan biri asla olmadı. Dünyadaki ve ülkesindeki vakalarla pek ilgilenmeyen, iş yerinde emek harcamayı sevmeyen bir insandı. Babası meşhur Selanik Valisi Mehmet Nazım Paşa olduğundan birazcık da ona güvenerek yaşadı. O zamanlar Selanik yeni bir hareketle çalkalanıyordu. Milliyetçilik akımı Balkanları da kasıp kavurdu ve Türkler artık orada istenmiyordu. Celile ise oğlu Mehmet Nazım’a hamileydi ve İstanbul’a gitmeden doğum yapar. İstanbul’a gittiklerinde fazlaca eğlenen Celile, kayınpederi Mehmet Nazım Paşa’nın Halep’e belirleme edilmesiyle kendisini orada bulur. Kocası onu orada tecim yapacaklarına ve fazlaca para kazanacaklarına ikna eder ve Celile de kabul eder. Halep güzel bir şehirdi. Fakat önemini yitirmişti. Tüccarlar belliydi ve yeni gelenler için fazla iş kalmamıştı. Bu sırada Celile tekrardan doğum yapar. Galilee isminde bir kızı vardı, adını Samiye koyacaktı. Kocasının işlerinin umdukları benzer biçimde gitmediğini görünce İstanbul’a dönmeye ve hatta kocasından boşanmaya karar verir. Boşanırlar ve sonrasında tekrardan evlenirler. Nazım büyüyordu ve fazlaca minik yaşlarda bile şiire büyük ilgi duyan bu mavi gözlü çocuğun düşsel Harbiye idi. Aslına bakarsanız şehit olmak istiyordu, vatanı ve milleti için bir şeyler yapmak istiyordu. Bigün arkadaşıyla birlikteyken karşı yönden gelen Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nu görmüşler. İkilinin ilişkisi başından beri fazlaca iyiydi. Yanında Yahya Kemal vardı. Birbirlerini ilk gördükleri anda birbirlerinden fazlaca etkilenmişler ve bu durum bir yasak aşk yaratmıştır. Büyükada’da süregelen gizli saklı pazarlıklar Celile’nin ev tutmasına niçin olur. Fazlaca iyi bir ilişkileri vardı. Oğlu ise usta şairi fazlaca sevmiş ve hocası olmaktan mutluluk duymuştur.
Sadece okulda anası ve öğretmeni hakkında dedikodular çıkınca durum değişmiş olur. Usta ozan bu durumdan kurtulmaya karar verir ve büyük aşk kısa bir şiirle son bulur. Celile hem de kocasından da boşanır. Osmanlı Devleti’nin Ulusal Savaşım yıllarında oğlu Nazım ilkin Kuva-yı Milliye’nin yanında yer almış, peşinden Rusya’ya giderek Bolşevik İhtilali’ne gidenlere yardım eder. Böylece komünist olarak ülkeye döner. Yazdığı tüm şiirler yasaklanır. Gazetelerde yazdığı yazılardan dolayı on iki buçuk yıl hapis cezasına çarptırılır. Anası devamlı yanındadır. Oğlunun özgürlüğü için tüm kurumlara başvurur. Artık o atmış, oğlu kırk yaşındaydı ve iyice yaşlanmıştı. Nazım Hikmet, başvurduğu tüm yerlerden negatif cevap alınca açlık grevine adım atar. Kalp yetmezliği ve karaciğer problemi sebebiyle büyük sıhhat sorunları yaşar. Hatta anası pankartlar astı ve açlık grevine adım atar. Ömrünün son iki yılına vardığında oğlu nihayet hapisten çıkar. Sadece Celile kısa bir süre sonrasında kalp krizi geçirerek ölür ve geride pek fazlaca fotoğraf bırakır.
Osmanlı’nın en güzel kadınlarındandı. Saray ressamı Fausto Zonaro’nun rahleyi tedrisinden geçti. Paris ve Roma’da eğitim görmüş oldu. Adını fotoğraf sanatına altın harflerle yazdırdı. Padişah hafiyeleriyle, Balkan çetecileriyle, İttihat ve Terakkicilerle boğuştu… Korku nedir asla bilmedi! Gönlünü kendinden dört yaş minik olan Yahya Kemal’e kaptırdığında evliydi, iki evladı vardı. “Ela gözlü pars” diye şiirler yazdı meşhur ozan onun için. Güzel hanım, hayatında ilk kez bulutların üstünde uçtuğunu düşündü. Aşkı uğruna eşini, evini terk etti! Maalesef, onu taşıyabilecek büyüklükte bir yüreğe haiz değildi ozan. Onu yarı yolda bıraktı, sıvışıp firar etti. Fazlaca üzüldü, kahroldu fakat yıkılmadı ela gözlü pars. Aynı çocuk iki kere doğurulabilir mi? Doğurdu Celile! Oğlu Nâzım Hikmet yirmi sekiz senelik hapis cezasının on ikinci senesinde ölüm orucuna başlayınca, bir panter benzer biçimde ileri atıldı ve büyük şairi, ölümün kıyısından çekip aldı. Bir solukta okuyacaksınız. Tıpkı diğeri Osman Balcıgil romanlarını okuduğunuz benzer biçimde…
Suni zekâ günlük yaşamımıza girdiğinden bu yana mevzu genel olarak birkaç bağlamda tartışılıyor. İşimizi elimizden…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Statü Endişesi – Alain De Botton Mevzusu Alain de Botton, Statü Endişesi adlı kitabında toplumun…
Pala Ağaç Sanayi ADVERTISEMENT Firma bilgileri Fax : - Gsm : - Telefon : +90…
Esmert Makina ve Kesici Bıçak Sanayi Mertol Duran, OSB sanayiciler sitesi V blok no:5 Telefon…
iPhone 17 Pro ve Pro Max, bilhassa kamera performansı, işlemci gücü ve RAM kapasitesi açısından…