Ofiste sağlam, doyurucu bir öğle yemeğinden sonrasında bir toplantıya girdiğinizi düşünün. Ilkin iş arkadaşlarınızdan biri esnemeye başlıyor, sonrasında bir diğeri ve en sonunda sıra size gelir. Esnemenin “bulaşıcı” olduğu düşünülürken bu aşamada pek oldukca biyolojik izahat öne sürüldü, peki bilimsel konsensüs ne yönde?
Esneme, kurtlardan papağanlara ve doğal ki insanlara kadar birçok omurgalı türde oldukca erken yaşlardan itibaren gözlemlenen evrensel bir olgu. Peki, niçin başka birinin esnediğini gördüğümüzde esnemeye eğilimliyiz?
Esnemenin bu kadar uzun süredir pek oldukca türde mevcut olmasının sebebi bunun bir hayatta kalma mekanizması olarak görülmesi.
O halde esnemenin gerçek amacı nedir? Beyne oksijen sağlamak, vücut ısısını düzenlemek ya da toplumsal bir sinyal vermek… Hem kamuoyunda hem de bilim topluluğunda oldukca sayıda hipotez mevcut.
Esnemenin beynin oksijenlenmesini artırdığı yönündeki yaygın düşünce doğrulanmış değil. Başka bir izahat, esnemenin dikkati sürdürmeye destek bulunduğunu öne sürüyor. Gene, bu mevzuda da bir düşünce birliği yok. Daha kati görünen ise esneme ile biyolojik saatimiz sirkadiyen ritim arasındaki bağlantı.
Çoğunlukla esnemeler dinlenme esnasında meydana gelir, uyanma ve uykuya dalma evrelerinde yoğunlaşır. Daha doğrusu, vücudun daha azca uyanık olduğu zamanlarda -örneğin bir yemeği sindirmeye çalışırken- meydana gelir.
Bir kontakt aracı mı?
Esnemenin ardındaki nedenler hemen hemen tam olarak ortaya konamamış olsa da, esnemenin “bulaşıcı” özelliği, hem biyoloji hem de toplumsal psikoloji benzer biçimde çeşitli disiplinlerde mühim keşiflere yol açıyor. Esnemeyi grup davranışını senkronize etmek için kullanan devekuşlarında gözlemlendiği gibi, esneme toplumsal etkileşimlerde mühim bir rol oynayabilir. İnsanlarda olduğu benzer biçimde, uyanıklıktan dinlenmeye geçtiklerinde yada tam tersi olduğunda çoğu zaman esnerler.
Esneme, aktivitede yada uyanıklıkta değişikliği gösteren bir sinyal görevi görüyor; “kolektif esneme” grubun tüm üyelerinin aynı anda uyanık yada dinlenmiş olmasını sağlayarak kolektif güvenliği artırmakta ve grubun ritmini korumakta.
Sadece esnemenin bulaşıcılığı, şempanzeler ve aslan maymunu benzer biçimde birkaç kural dışı haricinde, ağırlıklı olarak insanlara özgü bir özellik benzer biçimde görünüyor. Bu özgüllük, insan esnemesinin, salt fizyolojik işlevlerinin ötesinde, sözel olmayan bir kontakt aracı olduğu fikrini güçlendiriyor. Ana hipotez, esnemenin grup davranışını senkronize etmeye destek olduğudur, bu da devekuşlarında gözlemlenen işleve benziyor aslına bakarsak.
Nitekim birinin esnediğini görmek yada duymak, bilhassa ayna nöronları yardımıyla, beynin yansılamak ve empati ile ilgili bölgelerini uyarıyor.
Bu nöronlar, eylemleri gözlemleyerek aktive olur -örneğin bir çocuğun ebeveyninin ayakkabılarını bağlamak için yapmış olduğu hareketleri takip etmesi benzer biçimde. Sadece, beynin bulaşıcı esnemede hususi olarak yer edinen belirli bölgeleri, empati ve toplumsal etkileşimle bağlantılı sinir ağlarının bir parçası.
Bulaşıcı esnemeye yatkınlık
Empati, bulaşıcı esnemeye yatkınlıkta mühim bir rol oynuyor benzer biçimde görünüyor. Otizm yada şizofreni benzer biçimde toplumsal bozuklukları olan bireyler, başkalarının esnemesini algılamaya daha azca açık görünüyor. Meydana getirilen araştırmalar, nefes alma ve vücut ısısı benzer biçimde dış etkenlerin bulaşıcı esnemeyi azaltabildiğini ve artırabildiğini gösteriyor.
Bu gözlem, bulaşma algısının abartılı olabileceği fikrini destekliyor; bunun sebeplerinden biri de çalışmaların çoğunlukla fertleri gruplar halinde gözlemesi. Bu dinamik, gözlemlenen esneme sıklığını etkiliyor olabilir. Doğrusu tepkiyi tetikleyen ne olursa olsun esneme olmak durumunda değil. Bulaşımı grup içindeki etkileşim de sağlıyor olabilir.
Doğrusu öğle yemeğinden sonrasında iş dostunuz esnediğinde siz de esniyorsanız, sizi etkileyen şey onun esnemesi olmayabilir. Bunun yerine, bu senkronize tepkiyi tetikleyen şey yalnız, beraber “Kabul edelim oldukca iyi yedik” dedirtecek kadar güzel yemiş olmakla paylaşılan bağlam olabilir.
Kaynak: Science Alert, The Conversation / Metin Aktaşoğlu tarafınca yerelleştirildi