Kategoriler: Genel

Hayır, şeker çocuğunuzu hiperaktif yapmaz! Şekerin asıl zararı başka…

Cumartesi öğleden sonrasında… Olmaktan korktuğunuz yerdesiniz. Arkadaşınızın, kardeşinizin, kuzeninizin vs. ufak çocuğunun bir fazlaca kalabalık doğum günü partisinde… Evrenin kaotik düzenini öykünmek edercesine yığınla çocuk oradan oraya koşturuyor, kimileri birbirlerine çarpıyor, bağırıyor, ağlıyor fazlaca eğleniyor, ebeveynlerini zorluyor. Yarısı yenmiş pastalar, bisküviler, meyve suları, kurabiyeler, şekerlemeler elbet vaka yerinde. Bu muhteşem hız ve enerjinin sorumlusu olabilirler mi? Tüm kabahat şekerde mi?

Şekerli yiyecek ve içeceklerin tüketilmesinin hiperaktiviteye yol açmış olduğu inancı onlarca senedir ısrarla ve kuvvetli bir halde varlığını sürdürüyor. Anne babalar evlatlarının şeker tüketimini kısıtlarken bu inancı da hesaba katmakta. Çocukluk döneminde dengeli beslenmenin tehlikeli sonuç öneme haiz olduğu şüphesiz. Yüksek şekerli “hazır gıdaların” beyin fonksiyonu üstündeki negatif etkilerini inceleyen nörobilimciler, aşırı şeker tüketiminin genç zihinlere bir faydası olmadığını güvenle söyleyebiliyor.

Impact of Diet on Learning, Memory and Cognition (Diyetin Öğrenme, Bellek ve İdrak Üstündeki Tesiri) adlı kitabın yazarı Dr. Amy Claire Reichelt da bu görüşte. Dr. Reichelt şu şekilde devam ediyor:

Aslına bakarsak, nörogörüntüleme emek harcamaları, daha çok işlenmiş atıştırmalık besin tüketen evlatların beyinlerinin, bilhassa frontal kortekslerinde, daha sıhhatli beslenen evlatların beyinlerine kıyasla hacim olarak daha ufak bulunduğunu göstermekte. Sadece bugünün bilimsel verileri, şekerin evlatları hiperaktif yapmış olduğu iddiasını desteklemiyor.

Hiperaktivite efsanesi

Şeker vücut için süratli bir yakıt deposu. Şeker kaynaklı hiperaktivite efsanesi 1970’lerde ve 1980’lerin başlangıcında yürütülen bir avuç çalışmaya kadar uzanıyor. Bunlar, dikkat eksikliği ve/yada hiperaktivite ve dürtüsellik sorunlarının okul, iş yada ilişkileri negatif etkileyebileceği nörodiverjan bir profil olan ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olarak adlandırılan rahatsızlığın tedavisi için Feingold Rejimi’ne odaklanıyordu.

ABD’li çocuk alerji uzmanı Benjamin Feingold tarafınca tasarlanan rejim son aşama kısıtlayıcıydı. Suni renklendiriciler, şeker dahil tatlandırıcılar, aspirin dahil salisilatlar ve üç spesifik koruyucu madde kısaca bütillenmiş hidroksianisol, bütillenmiş hidroksitoluen ve tert-Butilhidrikinon kesinlikle yasaktı.

İşin ilginci salisilatlar elma, çilek, domates, brokoli, salatalık, biber, kuruyemiş, tohum, baharat ve bazı tahıllar dahil olmak suretiyle birçok sıhhatli besinde organik olarak bulunuyor. Bu yüzden, suni renklendiriciler, aromalar, koruyucu maddeler ve tatlandırıcılar içeren işlenmiş gıdaları ortadan kaldırmanın yanı sıra, Feingold Rejimi sıhhatli gelişim için yararlı olan birçok besleyici besini de ortadan kaldırmaktaydı.

Feingold’un iddia etmiş olduğu şeklinde şeker evlatları hiperaktif yapmıyor. Feingold’un iddiası bilimsel sahnede çürütülse de zihinlerin bir noktasına işlemiş vaziyette. Fotoğraf: Getty

Sadece Feingold, bu bileşenlerden kaçınmanın odaklanmayı ve davranışı iyileştirdiğine inanıyordu. Hiperaktif evlatların büyük bir kısmının rejimine pozitif cevap verdiğini iddia etmiş olduğu bazı küçük çalışmalar yürüttü.

Tasarımda kusur var

Çalışmalarda kullanılan yöntemler, bilhassa kafi denetim grupları açısından hatalıydı ve şeker tüketimi ile hiperaktif davranış içinde nedensel bir bağlantı kurmakta başarısızdı. Sonraki emek harcamalar ise Feingold’un iddia etmiş olduğu yüzde 75’ten ziyade yüzde 2’den daha azca bir kesimin bu kısıtlamalara cevap verdiğini ileri sürecekti. Sadece düşünce gene de halk bilincinde yer etti ve anekdotsal deneyimlerle sürdürüldü.

Hızlıca günümüze ilerlediğimizde bilimsel manzaranın fazlaca değişik bulunduğunu görüyoruz. Uzmanlar tarafınca yürütülen titiz araştırmalar şeker ve hiperaktivite içinde bir bağlantı bulmada devamlı olarak başarısız oldu. Fazlaca sayıda plasebo kontrollü emek harcama şekerin evlatların davranışlarını yada dikkat sürelerini mühim seviyede etkilemediğini gösterdi.





Ortalama 20 yıl ilkin gösterilen çığır açıcı bir meta-analiz emek vermesi, şeker ile plasebonun evlatların davranışları üstündeki etkilerini fazlaca sayıda emek harcama üstünden karşılaştırıyordu. Sonuçlar açıktı: Çalışmaların büyük çoğunluğunda şeker tüketimi hiperaktivitede artışa ya da davranış bozukluklarına yol açmıyordu.

Daha sonraki araştırmalar bu bulguları destekleyerek şekerin çocuklarda -hatta DEHB tanısı konmuş çocuklarda bile- hiperaktiviteye niçin olmadığına dair daha çok kanıt sunmaktaydı.

Feingold’un başlangıçtaki iddiaları abartılı olsa da, evlatların ufak bir kısmının suni besin tatlandırıcılarına ve boyalarına karşı alerji yaşamış olduğu doğru. Okul öncesi çağdaki çocuklar, daha büyük ufaklıklara nazaran besin katkı maddelerine karşı daha kırılgan olabilir. Bu, potansiyel olarak daha ufak vücut boyutlarından yada hâlâ gelişmekte olan beyin ve vücutlarından kaynaklanmakta.

Dopamin bağımlısı mısınız?

Şeker ile hiperaktivite arasındaki bağlantı belirsiz olsa da, nörotransmitter dopamin ile artan aktivite içinde kanıtlanmış bir bağlantı mevcut. Beyin, bir ödülle karşılaşıldığında (mesela beklenmedik bir tatlı ikramı) dopamin salgılar. Dopamin artışı hareketi de canlandırır; amfetamin şeklinde psikostimülanlardan sonrasında da bu aktivite artışı görülmekte. Dr. Reichelt şu şekilde ekliyor:

Evlatların şekerli gıdalara karşı heyecanlı davranışları, ödül beklentisiyle salgılanan dopamin patlamasına bağlanabilir sadece dopamin salınımı düzeyi, bir psikostimülana nazaran fazlaca daha düşüktür.

Dopamin işlevi ek olarak beyindeki dopamin reseptör işlevinin azalmasından kaynaklandığı kabul edilen DEHB ile de tehlikeli sonuç bir halde bağlantılı. Metilfenidat (Ritalin yada Concerta şeklinde satılıyor) ve lisdexamfetamin (Vyvanse olarak satılmakta) şeklinde bazı DEHB ilaçları da psikostimülan etkiye haiz.

Sadece DEHB’li beyinde bu ilaçlardan meydana gelen artan dopamin, odaklanma ve davranış kontrolüne destek olmak için beyin fonksiyonlarını tekrardan düzenliyor.

Peki bu efsaneleşmiş niçin ve iyi mi varlığını sürdürüyor?

Rejim, davranış ve toplumsal inançlar arasındaki karmaşık etkileşim devam etmekte. Şekerin çocuğunuzun davranışını değiştirmesini beklemek, gördüklerinizi iyi mi yorumlayacağınızı etkileyebilir. Ebeveynlere çocuklarına şekerli bir içecek yada plasebo bir içecek (şekersiz tatlandırıcı içeren) verildiğinin söylendiği bir çalışmada, evlatlarının şeker içtikten sonrasında hiperaktif olacağını bekleyen anne babalar, plaseboda bile bu “bekledikleri” etkiyi gördüler.

Zira rahat bir izahat duymanın cazibesi -hiperaktivitenin sebebinin şeker olduğu gibi- pek fazlaca seçenek ve çatışan seslerle dolu bir dünyada kulağa çekici gelebiliyor.

Sıhhatli besinler, sıhhatli beyinler

Şeker tek başına çocuğunuzu hiperaktif yapmayabilir lakin çocuğunuzun zihinsel ve fizyolojik sağlığını etkileyebilir. Şekeri şeytanlaştırmak yerine, ılımlı ve dengeli beslenme teşvik edilmeli, ufaklıklara sıhhatli beslenme alışkanlıkları öğretilmeli ve yiyeceklerle genel olarak pozitif bir ilişki geliştirilmeli.

Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) hem çocuklarda hem de yetişkinlerde özgür şeker tüketiminin kalori alımının yüzde 10’undan az olacak şekilde sınırlandırılmasını ve hatta şekerin yararını görebilmek için bu oranın yüzde 5’e düşürülmesini önermekte. Özgür şekerler; üretim esnasında yiyeceklere eklenen şekerler ile bal, şurup, meyve suyu ve meyve suyu konsantrelerinde organik olarak bulunan şekerleri içeriyor.

Tüm bunlara ek olarak şekerli yiyecekleri ödül olarak sunmak, evlatların bu tarz şeyleri fazlaca kıymetli bulmalarına yol açabilir. Şeker içermeyen ödüllerin de bu tesiri vardır, bu yüzden bunun yerine pozitif davranışlar için teşvik olarak çıkartmalar, oyuncaklar yada keyifli bir aktivite kullanmak fazlaca daha iyi bir düşünce.

Sonucunda şunu yine vurgulamak gerekirse şeker geçici bir enerji artışı sağlasa da evlatları hiperaktif birer kasırgaya dönüştürmez.


Kaynak: Science Alert, The Conversation, DSÖ / Metin Aktaşoğlu tarafınca yerelleştirildi

Bul-Tikla

Son Yazılar

Gerçek Ragnarök: 1500 yıl önce İskandinavya’da yaşanan felaket neydi?

Yeni bir araştırma, gerçek hayatta yaşanmış olan 'Ragnarök'un İskandinavya'yı senelerce karanlığa sürüklediğini ve Norveç ile…

9 saat ago

Don Toliver – New Drop Şarkı Sözü

[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…

16 saat ago

Jake Paul vs Mike Tyson maçını kim kazandı?

Uzun süredir beklenen, influencer Jake Paul ile efsanevi boksör Mike Tyson arasındaki maç sonlanmış oldu…

16 saat ago

Çocuğu evinden 1,5 kilometre uzakta tek başına yürüyen anne tutuklandı

ABD'de bir kadının oğlunu tehlikeye attığı iddiasıyla suçlandığı, bunun sebebinin de 10 yaşındaki çocuğun gözetimsiz…

23 saat ago

Bir numaranın beni engellediğini nasıl anlarım?

Birinin numaranızı engelleyip engellemediğini anlamanın bazı yolları var. Bunlar arasındaki en iyisi, kişiyi yine yine…

1 gün ago

Tüm insanlık yok olursa Dünya’ya hangi canlı hükmedecek?

Sözü uzatmadan yanıtı verelim. Bilim adamları, insanlığın yok olması halinde Dünya'daki baskın güç olmaya hazır…

1 gün ago