Hileci asteroit Bennu yine şaşırttı! Bir okyanus dünyasına mı iniş yaptık?

Bilim adamları, NASA’nın bir asteroitten almış olduğu örnekleri incelerken sürpriz bir keşifte bulunmuş oldu: Uzay kayası bir zamanlar, artık var olmayan bir okyanus dünyasının parçasıydı…

Ekibin alaca renkteki kayaların içinde bulmuş olduğu şey, suda çözülebilen magnezyum-sodyum fostattı. Bu minerali bulmayı kimse beklemiyordu zira uzay aracı Bennu’dayken toplamış olduğu verilerin içinde bu data yer almıyordu. DNA’nın omurgasını oluşturan Fostat bileşenleri malum tüm yaşamın anahtarlarından.

Meteoritics & Planetary Science (Meteoritik ve Gezegen Bilimi) dergisinde gösterilen yeni çalışmanın bulguları, OSIRIS-Rex görevinin her adımında bilim insanlarını şaşırttığı için verilen “hileci asteroit” takma adı ile kısmen örtüşüyor.

Baş araştırmacı Dante Lauretta yapmış olduğu açıklamada şunları söylemiş oldu:
“Bennu’daki öteki element ve bileşiklerle beraber fosfatın varlığı ve durumu, asteroitin geçmişinde su bulunduğuna işaret ediyor.”

Ortalama bir milimetre genişliğindeki Bennu parçacığı, mikroskop altında parlak fostat tabakasını sergiliyor.
Credit: Lauretta & Connolly et al. (2024) Meteoritics & Planetary Science

NASA’nın 800 milyon dolarlık (ortalama 26,4 milyon TL) OSIRIS-Rex görevi 2016 senesinde başlamıştı. Robotik uzay gemisi ortalama 7 milyar kilometrelik yolculuğunun peşinden Dünya’nın 102 bin kilometre üzerindeyken bir kapsülü, Utah çölüne doğru bırakmıştı. Bu, bir asteroitten örnek toplama üstüne ABD tarafından düzenlenen ilk görevdi. NASA’nın 1969 ve 1972 yılları aralığında toplamış olduğu Apollo ay kayaları dışındaki en mühim “uzay hatıraları” bunlar diyebiliriz.

NASA’nın vazife için Bennu’yu seçme sebebi, gelecek yüzyıllarda Dünya’ya çarpma ihtimali olmasıydı. Asteroit hakkında data sahibi olmak, gelecekte onun yönünü değişiklik yapma çabaları açısından yararlı olacaktır.

Ekip ek olarak Bennu’yu karbonla dolu olduğundan, kısaca yaşamın başlangıcına dair kimyasal bileşenleri barındırabileceği için seçti. Üstündeki mineral parçacıklarının bazıları 4,5 milyar yaşındaki Güneş Sistemi’nden daha yaşlı. Bu yıldız tozu parçacıkları ölen yıldızlardan, ya da sonunda Güneş ve gezegenleri oluşturan süper novalardan geliyor olabilir.

NASA, OSIRIS-Rex görevi esnasında asteroit Bennu’dan toplanan örnekleri dünyadaki bilim adamlarına, araştırmaları için sundu.
Credit: NASA / Erika Blumenfeld and Joseph Aebersold

Dünya üstündeki tüm yaşam formları belirli kimyasallara haiz, mesela amino asit ve şeker şeklinde. Bilim adamları, asteroitlerin bu kimyasalların öncüsü olduğu kabul edilen molekülleri barındırdığını biliyor. Bu yüzden de pek bir çok, uzay kayalarının bu tarz şeyleri gezegenimize getirdiğini düşünüyor. Bennu örneklerini inceleyerek, bu bileşenlerin iyi mi gelişebildiğine dair daha çok data sahibi olmayı umut ediyorlar.

Lauretta geçtiğimiz yıl “metan şeklinde organik bir gaz olan rahat karbon molekülünden, yola çıkara, proteinlerimizi icra eden amino asitlere ya da genetik materyalimizi oluşturan nükleik aside iyi mi ulaşıldığını öğrenmek isterim” demişti.

Rüyalarında yatan bulgu ise, amino asitlerin kimyasal bağ kanalıyla birbirine bağlanmaya başlayarak protein evrimini işaret eden, peptit olarak malum bir zincir oluşturduğunu kanıtlayabilmek.

Bennu bir damla şeklinde ve kendi mikro çekim gücüyle güç bela bir arada duran çakıl ile kayalardan oluşuyor.
Credit: NASA Goddard Space Flight Center / University of Arizona

Vazife başarıyla tamamlandı ve yarım bardak kadar ezilmiş kaya ve kum gezegenimize ulaştı. Araştırmacılar şimdiye dek bu görevde hayal kırıklığına da uğramadı.

Örnek, yaşam için lüzumlu bileşenlerden nitrojen ve karbonu bol miktarda barındırıyor. Ekibin erken analizleri yılantaşı başta olmak suretiyle bol miktarda kil minerali de bulunduğunu ortaya koymuştu. Bunlar, Dünya’ya okyanusların ortasındaki sırtlarda bulunan kaya tiplerine benzerlik gösteriyor. Jeologlar, gezegenimizde yaşamın buralardan başlamış olabileceğini düşünüyor.

Bennu örneğindeki magnezyum-sodyum fosfat, Enceladus‘daki sodyum fosfatla benzerlik gösteriyor. Satürn’ün uydusu, buzun altında tuzlu okyanusla sarılı ve uzaya devasa gaz püskürtmesiyle tanınıyor. Benzer fosfat zengini sıvılar, Dünya üstündeki sodalı göllerde de görülüyor, Van Gölü bunun örneklerinden biri.

OSIRIS-Rex örneği Dünya’ya bu kapsül içinde inmişti
Credit: NASA / Keegan Barber

Yeni OSIRIS-Rex çalışmasında bilim adamları Bennu ve Enceladus içinde “ihtimaller içinde bir bağlantı” bulunabileceğini işaret ediyor sadece bu fikrin doğru bulunduğunun ispatı için daha çok araştırma gerekiyor. Örnek üstünde meydana getirilen araştırma bir tek yüzeyi kazımaya benziyor.

Lauretta sözlerini şu şekilde bitiriyor: “Bu bulgular, Bennu şeklinde asteroitlerden örnek materyal toplama ve onlar üstünde çalışmanın önemini vurguluyor. Bilhassa de Dünya’nın atmosferine girerken yanıp yok olan düşük yoğunlukta materyaller.”


Elisha Sauers’in haberini Erinç Eröz Türkçeleştirdi

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer