Mevzusu
İnsan belli bir yaşa ulaştıktan sonra yaşamını, yaşadıklarını, bunun için harcamış olduğu yaşamı ve en önemlisi kendini sorgulamaya adım atar. Kitap, İnci Aral’ın kanserini, menopoz sürecini ve geçmişini mevzu ediniyor.
Yazar, babası öldükten sonrasında halasının yanına göç eder. Ablası da başka bir halasının yanında büyüyor. Yatılı okul çağına ulaştığında teyzesinin evinden ayrılarak yatılı okulda kalmaya adım atar. Ihtimaller içinde aşkı sürdürmenin direnimi içinde on sekiz ile yirmi dört yaşları içinde kaybeder. Yazarın mesleği Fotoğraf Öğretmenliğidir. Yönetici olarak sergiler düzenler. İlerleyen yıllarda evlenir. Onlar iki çocuğa haizdir. Kırk üç yaşındadır. Yazar doktora gider. Tabip rahminin alınması icap ettiğini söyler. Yazar ölümü sorgular. Büyükannesi rahim kanserinden ölür. Ameliyata girmeden ilkin dolabı elden geçirir. Saçma bulmuş olduğu mektupları ve birkaç günlüğü bölüp çöpe atar. Daha ilkin ilk eşinden boşanmıştı. Sekiz senelik ikinci evliliğini üç günde bitirdiğini ve bir buçuk yıl ayrı bir evde yaşadığını yazılarından anlıyoruz. Yazar karısıyla tekrardan evlenir. Aynı evde ayrı ayrı yaşarlar. Ameliyata gittiğinde eşi de yanında gelir. Yazar, hastanede kalmış olduğu süre süresince yanında kitaplar getirir. Pozitif yönde düşünmeye ve kötüyü uzaklaştırmaya çalışır. Yazar ameliyat olur. Bu sefer kendini menopozda bulur. Kadınlığını kaybettiğini düşünen yazar ruhsal olarak buna alışmaya çalışır. Menopoza girmiş bazı bayanları görünce umutlanır. Artık kolayca sinirlenebilir ve unutkandır. Hastalığı ve menopoz döneminden sonrasında cinsel hayatına ara vermemekten bahsediyor. Almış olduğu hormonlar yardımıyla kendini tekrardan çekici bulmaya adım atar.
Kaybolmuş cinselliğin hala orada bulunduğunu görür. Eklem ağrıları düzelir. Ayrıca Kıran Resimleri adlı öykü kitabını çıkarır. Kitap imzalamak için Fransa’ya gider. Bu kitap ilgi çekicidir. Yazmakla yazmamak içinde bir kafa karışıklığı vardır. Yazar ara sıra notlar alıp yeni bir roman yazmak ister. Yazar östrojen tedavisi almaya devam etmektedir. Yurt dışından gelen haberleri takip eder ve gelişimleri takip eder. Yazarın ilk eşinden olan oğlu arar. Babasının hasta bulunduğunu söyler. Yazar, eşini son olarak on beş yıl ilkin görmüştür. Önceki eşiyle anlaşamaz ve bir kez eşi ona tokat atar. Yazar saklamış olduğu mektupları okur. Bu onu geçmişe götürür. Daha ilkin eşiyle sorunlarını mektup yazarak birbirlerine iletirlerdi.
Yazar, romanını yayımlamadan ilkin eşine okutuyor. Eşi, onun en acımasız eleştirmenidir. İlkbaharda Ölü Adam Kuşlara olan ilgi tekrardan yoğunlaşıyor. Yazarlık kariyerinde yüksek bir noktaya ulaşır. Yayınlanmadan ilkin konuşmasını denetim eder. Medya mevzusunda daha dikkatli olmaya çalışıyor. Ölü Adam Kuşlar Yunus Nadi Ödülü’nü alır. Yazar, babasından ve annesinden mutluluk bulamaz. Kim bilir yokluklarını yazıda bulmuştur. Bir süre sonrasında bir roman daha yayımlanır. Beş bin basılı roman ikinci baskıda duraksıyor. Arkadaşları onu teselli edecek sözler söyler. Yazar, sanatçıların kitapları değerlendirmemesinden ve bu eserin medyaya havale edilmesinden şikâyet etmektedir. Yeni bir roman yazmaya karar verirken kısa öyküler yazmaya adım atar. Aşk mektuplarından birkaçını çıkarır. Yazar, karısının tavsiyesi üstüne kafa dinlemek için yazlığa gider. Kışı orada geçirir. Canı sıkıldığında İstanbul’a döner. Yazar spor salonuna gider. Oradaki insanların diyaloglarına şahit olur. Kendisiyle aynı yaşta olmalarına karşın menopozları hakkında niçin konuşamadıklarını merak eder. Menopoz matlaştırılır. Hepimiz kendisiyle yüzleşir. Yazar bir kitapçının vitrinini inceler. Yeni çıkan kitaplarının vitrini düzenlerler. Aşk Yok Ölüm Yok kitabını kendisi yazmıştır fakat artık bir yabancıdır. Bundan dolayı artık kitabı halka mal olmuştur.
“Tüm yanlışlarım, tüm gözden ve elden kaçırdıklarım, tutabildiklerim ve benim kıldıklarımla bir yaşam yaşadım ve ben olmaktan, iyi fena, fakat bu şekilde olmaktan en sonunda hoşnutluk duymaktayım. Acayip bir bilgelik, güçlülük, yılmazlık duygusu var içimde. En sonunda ele geçirmeyi başardığım bir özgüven.”
İçimden Kuşlar Göçüyor’un bir yerinde bu şekilde diyor İnci Aral; acıları, kederleri ve mutluluklarıyla dolu dolu yaşanmış olan ir yaşamın, bir dönüm noktasında. Kadının tek başına yaşaması, yalnız taşıması ihtiyaç duyulan güç bir dönem bu; bedensel-ruhsal değişimler, eksiklikler ve değişik deneyimlerle olgunluğa, orta yaşa geçilen eşik. Duyguların uç noktalarda yaşandığı bu geçiş sürecinde, kendisiyle de geçmişiyle de hesaplaşma fırsatı buluyor yazar. Pek azca kadının cesaret etmiş olduğu şekilde, yaşadıklarını açıkça, hiçbir şeyin arkasına sığınmadan irdeliyor; kendini içtenlikle, dürüstlükle, hatta acımasızlıkla sunuyor. Ölü Adam Kuşlar’ın izdüşümleriyle kaleme alınan bu emek harcama, kim bilir onu tamamlayan bir sonsöz.
LG'nin 77 inç büyüklüğündeki 4K saydam OLED TV'si, LG Signature OLED T'nin pahalı olacağı tahmin…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…
ABD'de yetkililer, 30 yıl sonrasında ilk kez “sıhhatli gıdanın” ne işe yaradığını tekrardan tanımladı ve…
Lazarus'un Genel Özeti Lazarus, ünlü yazar Lars Kepler'in kaleme aldığı sürükleyici bir thriller romanıdır. Kitap,…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…