Antik Sümerlerin icatları, keşifleri, mimari eserleri birçok tarihçi, bilim insanı, arkeolog ve antik çağ ile ilgilenen herkes tarafından beğenilir ve övülür. Tüm bu özellikleri ile bilinen Sümerlerin çalkantılı tarihini konuşma vakti!
Lugalzagesi, Veliahtı Büyük Sargon’un Sahneye Çıkmasından Çok Önce Başarmıştı
Kral Lugalzagesi, yaklaşık M.Ö 2350’de kısa bir süre içinde Sümer şehir devletlerini fethetti ve birleştirdi. Kral Lugalzagesi, Akad’ı Sargon ile yükselişinden önceki son imparatordu. Sümer’in bağımsız topraklarını tek çatı altında toplayarak dünyadaki ilk imparatorluk seviyesine ulaştıran Sargon tarafından, 25 yıl hüküm sürdükten sonra tahttan indirildi.
Sargon, M.Ö 2334-2228 tarihlerinde Güney Mezopotamya’nın kralı oldu. Engin gücü Mezopotamya ötesinde, batıda Lübnan ve Suriye, Doğu’da Elam ve kuzeyde Toros’a ulaştı. İyi organize edilmiş ordusu ve merkezi Sümer Devleti vardı. Ayrıca, yazıtlar karadan ve denizden büyük ticaret yollarına erişimi olduğunu gösterir.
Sargon’un öIümünün ardından oğlu Rimush ( M.Ö 2284-2276 ) Akad kralı oldu. Kaynaklara göre Sargon’un öIüm haber gelir gelmez bazı Sümer şehir devletleri valilere ve yetkililere karşı ayaklanmış, hükümdarları ve heyet yerleri değiştirilmek istenmiştir.
İsyancılar neden mücadeleden vazgeçti?
Bu çalkantılı dönem ile ilgili pek bir şey bilinmemesine rağmen Mezopotamya’da Lagaş, Kazallu, Ur, Adab, Zabala, Kidingira, Ümme gibi şehirlerin Akad egemenliğine karşı iyi örgütlenmiş bir direniş sergiledikleri bilinmektedir.
Sonunda, zengin ve nüfuzlu Sümerler, Akad yönergelerini kabul etmek zorunda kaldı. Yazıtlara göre, Rimush saltanatının başlangıcında Sümer şehirlerindeki yaygın isyanlarla karşılaştı ve bastırmak zorunda kaldı. Sonrasında ise Ur, Umma, Adab, Der, Kazallu ve Elam’ı yeniden fethetti. Hatta Elam’ı karşı bir kampanya başlattı ve ganimetlerle döndü. 9 yıllık saltanatında gelecekteki isyanlara karşı önlem olarak surları ve savunma yapılarını yıkmıştı fakat tüm bunlar halkın memnuniyetsizliğini, ayaklanmalarını ve diğer memnuniyetsizlik biçimlerini durdurmak yeterli miydi?
Peki, Manishtushu, küçük kardeşi Rimush’a suikast düzenlemiş olabilir mi?
Rimush’un akıbeti bilinmemekte olup, suikasta kurban gittiği de düüşünülmektedir. Tahtın hakimiyetini büyük ihtimalle bir sonraki varisi ağabey Manishtushu aldı. İlginç bir şekide iki kardeş de babalarının askeri ve siyasi düzenlerini devam ettirdi. Sonucunda da Akad ve Sümer güçleri arasındaki kanlı askeri çatışmalar devam etti. Yirmi bin kadar Sümer askerinin öIdürüldüğü veya esir alınıp ve köIeleştirildiği tahmin edilmektedir. Bu sayı ise s∂vaşa katılanların üçte birine tekabül ediyordu.
Manishtushu‘nun Rimush’a karşı bir komplu kurduğu düşünülüyordu fakat küçük kardeşin öIdürülmesi gerçekten gerekli miydi? Sonuçta Rimush, Akad İmparatorluğu’ndaki isyanları başarılı bir şekilde bastırmıştı. Bununla beraber Manishtushu artık serbestçe ticaret yolları inşa etmeye başlayarak önemli bir s∂vaş gemisi filosu toplayabilirdi. Amacı aynı zamanda Akad İmparatorluğunu genişletmek ve güçlendirmekti.
Başka Bir Suikast ve Yeni İsyanlar
Tüm bu spekülasyonların 15 yıl sonrasında ise MÖ 2.255’te, Manishtushu da kardeşi Rimush gibi öIdürüldü. Sadece Rimush ve Manishtushu değil, aslında Sargon’un tüm halefleri, yabancı kabilelerin baskınları ve Sümer şehirlerinin isyanlarıyla mücadele etti. Akad İmparatorluğunun son büyük kralı ve Sargon’un torunu olan Naram-Sin’in hükümdarlığı sırasında yine büyük bir isyan patlak verdi.
Bütün ülke ona karşı ayaklandı. Bu ayaklanmanın iki lideri vardı; biri kuzeydeki şehirleri yönetirken, diğeri güneydeki kasabaların başında duruyordu. Naram-Sin her iki isyanı da bastırdı, gücü elinde tuttu. Ve hükümdarlığı sırasında Akad imparatorluğu en az Sargon döneminde olduğu kadar büyük kalmaya devam etti.
Editör: Aksel Deniz Günal