Kategoriler: Genel

Indiana Jones’a ilham vermişti: Dünyanın ilk bilgisayarı Antikythera’nın 2 bin yıllık sırrı çözüldü mü?

2023 senesinde gösterime giren ve epey ses getiren son Indiana Jones macerasının merkezinde yer edinen ‘Alınyazısı Kadranı’ aslına bakarsak gerçek bir arkeolojik eserden esin alıyor: 2 bin 200 yaşındaki Antikythera mekanizması.

Bilim adamları yüzyılı aşkın bir süredir ‘dünyanın ilk bilgisayarı’ olarak adlandırılan bu dahiyane icadın gizemini çözmeye çalışıyor. Asırlarca Ege’nin derinliklerinde öylece duran bronz mekanizma, 1900 senesinde lüks tüketim ürünleri, mücevherler ve sanat eserleri bulunan bir geminin enkazında tesadüfen bulunmuş oldu. Ve o zamandan bu yana bilim çevrelerinde hem şaşkınlık hem de hayranlık uyandırıyor.

Bu antik astronomik cihazın birbirine kenetlenen dişlileri var ve gezegenlerin konumunu hesaplamak için kullanıldığı düşünülüyor. Üstündeki halkaların ve eşit aralıklı deliklerin, gök olaylarının haritasını çıkarmak için kullanıldığı tahmin ediliyor. Sadece hakkında hâlâ bilinmeyen pek oldukca şey var.

Mesela bu eşit aralıklı deliklerden kaç tane olduğu bir sır ve bu sayı mekanizmanın tam olarak iyi mi çalıştığının anlaşılması için anahtar görevi görüyor. Fakat cihazın harap durumundan dolayı kati bir sayı belirlemek oldukca zor.

Bir YouTuber, araştırmacıların gizemi çözmesine destek oldu

Bu ay The Horological Journal’da yayınlanan yeni araştırma daha önceki varsayımlara meydan okuyor. Araştırmayı yürüten bilim adamları bir YouTuber’ın kanalında (o son zamanların aletlerini kullanarak) aleti tekrardan yaratmak için senelerdir sürdürdüğü çabadan esin alıyor.

Glasgow Üniversitesi’nde astrofizik profesörü olan Graham Woan ve araştırma görevlisi Joseph Bayley, mekanizmanın parçalar hâlinde günümüze ulaşan takvim halkasının 354 delik içerdiğini ve bunun da 354 günlük bir Ay takvimine karşılık geldiğini söylüyor.

Bu durum, mekanizmayı araştıranlar içinde senelerdir süregelen takvim halkasının 365 delikli olduğu ve dolayısıyla Güneş takvimini takip etmiş olduğu varsayımıyla çelişiyor. Fakat 2020 senesinde meydana getirilen bir başka analizin sonuçlarıyla uyumlu.

YouTuber Chris Budiselic uzun süreden beri bu mekanizmaya hayranlık duyuyor ve yedi yıl ilkin kendi versiyonunu yaratmaya başladı sadece kaç delik ekleyeceğinden güvenli değildi.

Bir makinist olan Budiselic, dostlarıyla beraber 347 ila 367 delik arasındaki tüm ihtimaller içinde sayılarını kontrol etti ve 354 deliğin istatistiksel olarak en yüksek olasılık olduğu sonucuna vardı.

Budiselic ve arkadaşlarının çalışmalarını keşfeden Glasgow Üniversitesi astronomları, Budiselic’in araştırmalarını temel aldı; uzay-zaman dalgalanmalarını incelemek için kullanılan istatistiksel modelleme tekniği kullandı. Sonuçlar örtüşüyordu, halkada muhtemelen 354 ya da 355 delik vardı.

Woan, “Bugün evreni idrak etmek suretiyle kullandığımız teknikleri, insanların ortalama iki bin yıl ilkin yıldızları takip etttiği bir mekanizma hakkında data edinmek için uyarlamış olmamız güzel bir bakışım” diyor.

Bu bulgu, aleti yaratmak için ihtiyaç duyulan etkisinde bırakan işçilik ve data birikimini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bayley, “Araştırmamız Antikythera mekanizmasına yeni bir görüş açısı kazandırdı; ek olarak zanaatkârların bu mekanizmayı yapmak için harcamış olduğu emek ve özene saygı duruşu durumunda. Deliklerin konumu, son aşama kırılgan ölçüm teknikleri ve inanılmaz derecede titiz bir el işçiliği gerektiriyor” diyor.

Bulunmuş olduğu vapur batığının Bergama yada Efes’ten kalktığı düşünülüyor

1900 senesinde Yunan sünger avcıları fena hava koşulları sebebiyle Antikythera’ya sığınmak mecburiyetinde bırakıldı. Fırtına dindikten sonrasında Antikythera açıklarında deniz süngeri toplamaya karar verdiler.

Ekran görüntüsü: Antikythera belgeseli / YouTube

Dalış yapanlardan kabul edilen Elias Stadiatis, deniz altına yayılmış ve ilk bakışta insan cesetleri sandığı objeleri görünce şaşkınlıklar içinde kaldı. Denizin dibinde düzinelerce heykel vardı; ek olarak sikkeler, mücevherler ve daha pek oldukca kıymetli eşya bulunmuş oldu. Batıktaki heykellerin bulunmuş olduğu derinlik onların menzili içindeydi. Ekip deniz tabanına ulaşmayı başardı ve gerçek boyutlarda bronz bir kol parçasını yüzeye çıkardı.

Ortalama 300 ton kapasiteli kargo gemisi tahminlere nazaran M.Ö. 70 ila 60 yılları aralığında Antikythera açıklarında battı. National Geographic’e göre gemide bulunan sikkeler, geminin Türkiye’nin batı kıyısındaki Pergamon (Bergama) yada Efes’ten gelmiş olabileceğini gösteriyor. Bir öteki olasılık ise Ege’deki Delos adası. Varış yeri ise muhtemelen lüks ürünlere ve sanat eserlerine meraklı olan Romalı seçkinlerin yaşamış olduğu İtalya’ydı.

Batıktan çıkarılan gömü Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi’ne götürüldü. Kim bilir Antikythera’daki en ilgi çekici bulgu o süre en mütevazı görünendi. Paslanmış metal parçaları pek dikkat çekmemişti. Bir yıl sonrasında Valerios Stais adlı bir kazıbilimci, vapur enkazından çıkarılan bu parçayı incelerken içine gömülü bir dişli çark bulunduğunu fark etti. Altı bölüme bölünmüş ve su altında kalmış olduğu sürede yıpranmıştı fakat bu mekanik bir cihazdı.

Peki bu antik aygıt hakkında başka ne biliyoruz?

1951 senesinde Derek J. de Solla Price adlı bir İngiliz bilim tarihçisi, cihazın kuramsal işleyişini araştırmaya başladı. Price ve fizikçi Charalambos Karakalos, parçaların X-ışını ve gama ışını fotoğraflarına dayanarak 1959 senesinde 70 sayfalık bir yazı yayınladı.

Mekanizmanın yıldızların ve gezegenlerin hareketini hesaplamak için kullanıldığını ve malum ilk ‘analog bilgisayar’ bulunduğunu ileri sürdüler.

2002 senesinde Londra’daki Bilim Müzesi’nde makine mühendisliği küratörü olan Michael Wright, cihazın yeni ve daha detaylı X-ray görüntülerini elde etti. Wright’ın yapmış olduğu çözümleme, mekanizmanın ana çarkında, çevresinde öteki hareketli dişlilerin dönebildiği durağan(durgun) bir merkezi dişli bulunduğunu ortaya çıkardı. Wright, cihazın bilhassa ‘episiklik’ hareketi modellemek için tasarlandığı sonucuna vardı. Wright’ın el yapımı rekonstrüksiyonu, bu karmaşık cihazın malum tüm özelliklerini içeren ilk model olma hususi durumunu taşıyor

2021 senesinde Londra Üniversite’nden Prof. Tony Freeth liderliğindeki disiplinler arası bir ekip mekanizmaya ilişik 82 parçanın tamamını inceledi. Araştırmada X-Tek Systems ve Hewlett-Packard’ın desteğiyle daha gelişmiş 3D X-ışını görüntüleme şekilleri kullanıldı. Üstündeki yazılara dayanarak cihazın kuramsal bir modeli ortaya koyuldu.

Görüntüler cihazın gök cisimlerinin konumlarını kestirmek için kullanılan bir ‘astronomik bilgisayar’ bulunduğunu doğruladı. Antikythera mekanizmasının bir zamanlar 37 dişlisi olduğu ortaya çıktı. Bir koldan güç alan dişliler Güneş, Ay ve gezegenlerin konumunu gösteren kadranları hareket ettiriyordu. Öteki kadranlar 19 senelik Metonik döngü süresince Ay’ın evrelerini ve Güneş ve Ay tutulmalarının tarihini gösteriyordu.

Antikythera mekanizması bir vapur enkazında bulunan ve deşifre etmesi bir asırdan fazla devam eden antik bir aygıt. Fotoğrafta mekanizmanın çağdaş bir rekonstrüksiyonunu görüyorsunuz. (Getty Images)

Eğer takvim halkası bir Ay yılını temsil ediyorsa, bu mekanizmanın mevcut modellerini geçersiz kılacak. Bundan dolayı bazı Antikythera araştırmacıları yeni çalışmaya şüpheyle yaklaşıyor. Mesela Prof. Freeth, “Makinenin içinde 19 senelik Metonik döngüye dayanan oldukca daha kırılgan bir Ay takvimi aslına bakarsanız mevcut” diyor ve ekliyor: “Büyük bir doğruluk ve karmaşıklığa haiz bir Ay takvimi oluşturmak için aslına bakarsanız oldukca fazla zahmete girmişken niçin mekanizmaya ikinci bir Ay takvimi koyasınız ki?”

Antikythera mekanizması tartışmalara ve spekülasyonlara yabancı değil ve muhtemelen yapıldığı tarihte de zamanının oldukca ötesindeydi. Dişlilerden, kadranlardan ve plakalardan oluşan karmaşık ağı, Ay’ın, Güneş’in, gezegenlerin ve takımyıldızların döngülerini izleyen, bununla birlikte tutulmaları tahmin eden ve antik Olimpiyatlar şeklinde atletik oyunların zamanlamasını işaretleyen bir kozmos modeli oluşturuyordu.

Tam yaşı bugün hâlâ gizemini koruyor sadece M.Ö. 200 yılına ilişik olabileceğini tahmin ediliyor. Şu anda Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.


Ars Technica, New York Times ve Business Insider haberlerinden derlendi.

Bul-Tikla

Son Yazılar

Denizde kaybolan fotoğrafçı, farklı bir ülkede bulundu

Bir yaban yaşamı fotoğrafçısı, denizde motor arızası yaşamasının arkasından 60 mil uzaklıktaki başka bir ülkeye…

30 dakika ago

Pompei ‘kurbanları’ ile ilgili yeni çalışma neyi gösterdi?

M.S. 79'da Vezüv yanardağının patlamasıyla Pompei'deki yıkım, insanlık tarihinde en büyük iz bırakan felaketlerden biri.…

7 saat ago

Son fotoğraf şoke etti: Uzayda mahsur kalan astronotun görüntüsü neden korkuttu?

Boeing'in uzay aracı Starliner'ın kontrol uçuşu, iki deneyimli astronotu Internasyonal Uzay İstasyonu'na (UUİ) götürmüş, sadece…

14 saat ago

Don Toliver – New Drop Şarkı Sözü

[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…

19 saat ago

Uzayda çürüyen bir cesede ne olur?

Dünya yörüngesinde ortalama 3 bin ölü uydu ve 34 bin parça uzay çöpü olduğu tahmin…

20 saat ago

New York Maratonu’nda influencer’a diskalifiye şoku! (Bir modern zaman tragedyası)

Influencer'lar maraton koşuyor ya da maratoncular infuencer oluyor! Bu bir tavuk-yumurta meselesi... Artık her mevzuda…

1 gün ago