İsim, çevremizdeki canlı cansız tüm varlıkları, insan zihnindeki somut ve soyut tüm kavramları karşılayan kelimelerdir. İsimler, yardımıyla varlıkları yada kavramları tanırız, başkalarına tanıtırız, gruplandırırız ve birbirlerinden ayırırız. İnsan, yaratılışı gereği isim verme yetisi ile dünyaya gelmiştir. Bu sayede değişik bölgelerde yaşayan insanoğlu aynı varlıklara değişik adlar vermişlerdir. Böylece binlerce değişik dil ve lehçe ortaya çıkmıştır.
İsimler insanoğlu tarafınca varlıklara verilmiş belli seslerin birleşimi ile oluşmuş kodlardır. Varlığın kendisi ile adı içinde direkt bir ilişki yoktur. Taşa niçin taş dediğimizin, kaleme niçin kalem dediğimizin belli bir sebebi yoktur. Biz, bu nesnelere bu adları vermişken, başka dilleri konuşanların başka adlar vermesi bu durumu kanıtlar. İsimler varlıklara verilişine nazaran, varlıkların sayısına nazaran ve varlıkların oluşuna nazaran üç grupta incelenir.
Not: Adlar, cümlenin ögelerinde özne, nesne, dolaylı tümleç görevlerinde kullanıldığı şeklinde, ek fiil alarak yüklem de olabilir. Ek olarak tamlayan eki ve iyelik eki alarak isim tamlaması da kurabilir.
Varlıklara verilişine nazaran adlar
Hususi isim ve cins isim olmak suretiyle ikiye ayrılır.
Hususi adlar:
Tek bir varlığa verilen isimlere hususi isim denir. Benzeri bulunmayan yaradılışta tek olan, varlıklara verilen isimlerdir. Hususi isim ile varlık içinde direkt bir bağlantı yoktur. yapay olarak, sonradan varlıklara verilmiştir. Hususi adların sadece o varlığı bilenlerin, tanıyanların zihninde bir karşılığı vardır. Ahmet denildiğide herkezin zihninde kendi tanımış olduğu Ahmet canlanır. Ahmet isimi ile o isimi taşıyan insan içinde hiçbir bağlantı yoktur. Onu tanımayan birisi isminin Ahmet bulunduğunu anlayamaz, adını sorma ihtiyacı hisseder. Birden fazla ahmet olabilir fakat asla biri birbirine benzemez.
Bu adlar kendilerine hususi olarak verilmiş isimlerdir. Hususi adların ilk harfi büyük yazılır ve hususi isimlere gelen çekim ekleri ( -lAr çokluk eki hariç) kesme işaretiyle ayrılarak yazılır. Hususi adlara dahil olmayan dağ, göl, kent, gazete, mecmua, kitap adları cins isim olduğundan minik harfle yazılır.
Cins adlar:
Aynı cinsten bir oldukça varlığın ortak olan ismine “cins” isim denir, bu isimlere tür adları da denmektedir. Bu adların varlıkları tek nesne ile sınırı olan değildir. Tür isimlerinde kelime ile nesne içinde hepimiz tarafınca malum gerçek bir bağlantı vardır.
Mesela “göz” denildiğinde bir organ adı olduğu herkesçe bilinir. kent” kelimesi dünyada olan tüm şehirlerin cins ismiyken, memleketinizi ifade ederken söylediğiniz “Kırşehir, İstanbul” vs kelimeleri hususi isimdir.
Varlıkların oluşuna nazaran adlar
İsimler varlıkların oluşuna nazaran somut isim ve soyut isim olmak suretiyle ikiye ayrılır.
Somut adlar:
Nesne durumunda bulunan, beş duyu organımızın herhangi biriyle algılaya bildiğimiz adlar somut isimdir.
Örnek: ağaç, taş, masa, sıra vs İsimleri somut isimdir.
Soyut adlar:
Beş duyu organımız ile algılayamadığımız var oldukların zihni olarak kavraya bildiğimiz varlıklara ve kavramlara verilen isimlerdir. Bir isimin soyut olması var olmadığı anlamına gelmez. Tanrı tanrı şeytan mutluluk luk data üzüntü vs…
İsimleri soyut isimdir. Koşmak sevmek şeklinde isim fiiller fiil gerçekleşmediği için soyuttur. Film ve dizi oyuncuları kendileri somut olmasına rağmen; oynadıkları roller ve canlandırdıkları karekterler soyuttur. Harry Potter, batman, örümcek adam kahramanları soyuttur
Soyutlama ve Somutlama Nedir ?
Soyut ve somut isimlerde aslolan dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan şey; bu sözcüklerin cümle içinde kazandıkları anlamlarıdır. Tek başına somut anlamda olan bir sözcük cümle içinde soyut anlamıyla kullanılabilir; ya da tam tersi soyut olan bir sözcük cümle içinde somut anlamda kullanılabilir. Şu demek oluyor ki somut olan varlığı “soyutlaştırma” ya da soyut olan terimi “somutlaştırma” yapılabilir.
inanışa nazaran hıdrellez günü Hızır ve İlyas bir deniz kenarında buluşup insanların dileklerini kabul edermiş Hızır karadakilerin Yardımına koştuğu için karadan; İlyas denizdekilerin yardımına koştuğu için denizden gelecektir.
İnsanlar da ikisinin buluşma yeri olarak düşündükleri deniz kenarlarına gelmiş olarak biri görmezse diğeri görür düşüncesi ile hayalini kurmuş oldukları şeylerin resimlerini çizerlermiş.
Ev isteyen ev çizer, otomobil isteyen otomobil çizermiş.
Sadece aşık olacak birini isteyen biri bu dileğini anlatmak için fotoğraf çizememiş.
zorunlu bir kalp resmi çizmiş.
Tasarımı olsa istediği şeyin , onu çizecek sadece tasarımı yok
Demek ki neymiş:
hiçbir duyu organıyla algılayamadığımız varlıklar soyuttur
Varlıkların sayısına nazaran adlar
İsimler, varlıkların sayısına nazaran tekil, çoğul ve topluluk adı olmak suretiyle üç gruba ayrılır.
İsimlerin tek isim ve oldukça isim yerine, tekil isim ve çoğul isim olarak sınıflandırılmasının sebebi tek isim dendiğinden o ismim dünya üstündeki tek isim olduğu şeklinde bir anlam çıkar.
O yüzden çokluk eki almadığı için tekil isimdir.
Gene oldukça isim dediğimizde Ahmet, sıra, okul şeklinde birden oldukça ve değişik isim anlaşılır.
Çoğul isim ise aynı varlığın birden oldukça bulunduğunu gösterir.
Bu yüzden çoğul isim olarak adlandırılır.
Tekil adlar:
Tek bir varlığı karşılayan isimlerdir
Ayşe, mehmet, sıra, kum, luk vs
İsimleri tekil isimlerdir.
Çoğul adlar:
Birden fazla olan varlıkları karşılayan isimlerdir. Türkçede çoğul adlar -lAr eki ile gösterilir.
Defterler, kapılar, sıralar kumlar, sevinçler vs
İsimleri çoğul isimdir.
Sayılamayan varlıkların ve soyut adların çoğulu bu adların aşama olarak oldukça yada miktar olarak oldukça bulunduğunu gösterir.
Çoğul eki (-lar / -ler) kimi zaman cümleye değişik anlamlar da kazandırabilir.
Osmanlılarda yönetim babadan oğula geçmektedir. (Hanedan, soy anlamı katmıştır.)
Bedeninden kanlar fışkırıyordu. (Abartma anlamı katmıştır.)
Toplantımıza Ahmet Beyler de teşrif etti. (Saygı anlamı katmıştır.)
İş yerimize otuz beş yaşlarında bir kadın geldi. (Yaklaşıklık anlamı katmıştır.)
Bu çiçeklik 1980′lerden kalma. (Vakit anlamı katmıştır.)
Aramızda nice Mevlanalar var. (Benzerlik anlamı katmıştır.)
Topluluk adları:
Çoğul ekini almadığı halde birden oldukça varlıktan oluşan bir grubu karşılayan isimlerdir.
Ordu, millet devlet, derslik aile vs adları topluluk isimleridir.
Bir isim kullanıldığı cümleye nazaran tekil isim yada topluluk adı ola bilir.
Sınıfı boyadık. Cümlesinde tekil isimdir
Derslik bugün oldukça neşeli. Cümlesinde topluluk ismidir.
İsmin halleri: yalın hal, belirtme hali (-i), yönelme hali (-e), bulunma hali (-de), çıkma – ayrılma hali (-den)
Türkçe isimlerde cinsiyet
Cins, adlarda erkeklik, dişilik gösteren bir dilbilgisi kategorisidir. Birçok dilde, adlar, dilbilgisi açısından da bir cins ayırımına bağlanmıştır. Bu ayrımın erkeklik dişilik ve yansızlık olmak üzere üç türü vardır. Gramerce cins ayrımı meydana getiren dillerde, bazı adlar adam, bazıları dişi, bazıları da yansız ad olarak kabul edilmiştir. Bu fark çoğu zaman gerçek cinsiyete dayanan bir fark değildir. Arapçada kâtib, muallim, müdür adam cinsinden doğrusu miizekker, kâtibe, muallime ve müdire de dişilik cinsinden doğrusu müennes adlardır. İslâv dillerinde +çA eki dişilik meydana getiren bir ektir: Kral, kraliçe, Tanrı, Tanrıça şeklinde.
Prens-prenses, host-hostes, kont-kontes, şantör-şantöz, dansör- dansöz şeklinde Türkçeye Batı dillerinden (Özellikle Fransızca) gelen sözcüklerde cinsiyet ayrımı görülmektedir.
Bu sözcükler, yabancı kökenli alıntılar olarak bizim dilimize de girmiştir. Türkçe Dil Bilgisi açısından bir cins ayrımı yoktur. Aralarında doğal olarak cins ayrılığı bulunan varlıkların adam ve dişileri için ayrı adlar verilmiştir. Fakat gramerde bunlar içinde hiçbir fark gözetilmez.
Türkiye Türkçesinde doğal cins ayrımı için başyaralanan yollar şunlardır:
1. İnsanlarda adlar önüne adam, hanım, kız şeklinde cins belirleyici sıfatların getirilmesi: adam çocuk / kız çocuk, adam kardeş / kız kardeş, adam işçi / hanım işçi, adam tabip / hanım tabip, adam şarkıcı i hanım şarkıcı, adam yolcu, hanım yolcu vb.
2, Akrabalık gösteren adlarda değişik sözlerin kullanılması: anal baba, oğul / kız, abla I ağabey, gelin / damat, görümce / kayınbirader, baldız / bacanak, karı I koca, kaynana / kaynata, kayınvalide / kayınpeder, hala / amca, teyze / dayı şeklinde.
3. Hayvan adlarında adlardan önce adam, dişi sıfatlarının kullanılması: adam aslan / dişi aslan, adam kaplan / dişi kaplan, adam timsah / dişi timsah, adam kedi / dişi kedi, adam güvercin / dişi güvercin vb.
4. Bir kısım hayvanlarda cins farkının ayrı ayrı adlarla belirtilmesi: Koyun / koç, keçi / teke, inek / öküz /, boğa / kısrak / aygır, tavuk / horoz vb.
İsimlerde Küçültme
Bir varlığın, bir ismin küçüklüğü genel olarak, başına getirilen “minik, mini, küçük” şeklinde sıfatlarla anlatılır:
Ufak köy, küçük el, mini kasa…
Kimi zaman bu sıfatların yerini “cik, -ceğiz” ekleri meblağ. Bu ekler isimlere küçültme anlamı katar.
minik tepe→tepecik
minik çocuk→çocukcağız
Not: Bu ekler devamlı küçültme anlamı katmayabilir; acıma ve sevgi; zavallılık ve küçümseme anlamları da katabilir:
Serçecik daldan dala atlıyor. (acıma)
Adamcağız korka korka ayağa kalkar. (acıma)
Bebeciğimi oldukça özledim, diyordu. (sevgi)
minik insan→insancık (zavallılık)
zavallı kelimeler→zavallı kelimecikler (küçümseme)
“-cik” eki sıfata da getirilebilir:
delikanlı→gencecik yaşta
“k” sesi ile biten sıfatlara –cik eki getirildiğinde sıfatın sonundaki “k” düşer:
minik→küçücük
küçük→ufacık
alçak→alçacık
küçük→küçücük
“-cik” eki somut adlar de türetir:
karın→karıncık, badem→bademcik
“-cik” ekinin “k” ile biten isimlere getirilerek somut isim türettiği durumlarda kelime sonundaki k düşmez:
kulak→kulakçık, kapak→kapakçık…
“-ce, -imsi, -imtrak” ekleri de küçültme anlamı katar:
minik→küçükçe
büyük→büyükçe
iri→büyükçe
yeşil→yeşilimsi
sarı→sarımtırak