ISBN: 978-605-09-2736-8
Sayfa Sayısı: 128
Ebat: 13.6×21 cm
Yayın Tarihi: Haziran 2015
Tavsiye edilen perakende satış fiyatı: 13.00 TL
“Konusu hayalden doğmuş hikâyeleri, geçmişin dekorları, kıyafetleri, günlük hayat cilveleriyle tarihe mal etmek (…) zordur.”
Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü…
Reşad Ekrem ustalıkla altından kalkıyor bu zor işin: Eski meddah defterlerinde bulduğu, “bir kahvehanede veya bir konakta, sinema ve tiyatronun, gazetenin ve dolayısıyla tefrika yazılarının bulunmadığı devirde birkaç gece
boyunca anlatacak meddahlara basit bir not şeklinde kaydedilmiş” dört meddah hikâyesi anlatıyor.
Sürprizlerle dolu bu hikâyeleri, eskinin “one-man show” yıldızlarının çalışma tekniklerine dair, defterlerden aktardığı ilginç notlarla da zenginleştiriyor.
Reşad Ekrem Koçu Hayatı :
Ahmet Bülent Koçu ve Reşad Ekrem imzalarını da kullanan Reşad Ekrem Koçu, gazeteci-yazar bir babayla ev kadını bir annenin oğlu olarak İstanbul’da doğdu. Konya Anadolu İntibah Mektebi’ni (1918), Bursa Erkek Lisesi’ni (1927) ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü (1931) bitirdi.
Aynı bölümde, hocası Ahmet Refik Altınay’ın asistanı olarak çalışmaya başladıysa da 1933 yılında yapılan üniversite reformu üzerine bu görevinden ayrıldı. Kuleli Askerî Lisesi ile Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yaptı. Hayatının son yıllarında “Tercüman” gazetesinde sohbet ve tarihî fıkralar yazıyordu.
Akıcı üslubu ve Osmanlı tarihine hâkimiyeti sayesinde popüler tarihçiliğin başta gelen ismi olan Reşad Ekrem Koçu, “Son Posta”, “Milliyet”, “Hafta”, “20. Asır”, “Amcabey”, “Tef”, “Akbaba”, “Hayat”, “Tarih”, “Türk Düşünce Mecmuası”, “Hergün” gibi gazete ve dergilerde folklor, tarih ve kültür alanlarında çok sayıda yazı, inceleme ve araştırma yayımladı. Sokaktaki ortalama insanı esas alan, herkesin okuyacağı araştırmaların, romanlaştırılmış tarihî olayların yanı sıra bilimsel çalışmalarla da ilgilendi.
Koçu’nun tarih, kültür ve sanat alanındaki derin bilgisinin yansıdığı “İstanbul Ansiklopedisi” yazarın çektiği geçim sıkıntısı yüzünden 11. ciltte, “Gökçınar” maddesinde tamamlanamadan kaldı.