Mustafa Şahin, İznik Gölü’nün dalgaları altında batık antik kilisenin fotoğraflarını ilk gördüğünde, gördüklerine inanamadı. Bursa Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Başkanı, birkaç yıldır gölün kıyılarını araştırıyordu ancak yerel hükümet yöneticileri kendisine 2014 yılında yukarıdan çekilen fotoğrafları gösterene kadar gölün, aradığı antik kalıntıları örttüğünü farketmemişti. Şahin, “Gölün görüntülerini ilk gördüğümde, bir kilise yapısını görmek beni çok şaşırttı. İznik’te 2006 dan beri araştırma yapıyorum ama böyle muhteşem bir yapıya rastlamadım.”diye açıklamada bulundu. Yıkık antik kilise, yaklaşık 10 feet (3 metre) suyun altında, İznik gölü kıyısından yaklaşık 160 feet (50 metre), Türkiye’nin batı ucuna yakın ve İstanbul’dan yaklaşık 2 saat uzaklıkta bulunuyor. Arkeologlar, bazilika olarak bilinen Roma tarzı kilisenin, İznik’in Nicea olarak bilindiği ve İstanbul’un Roma İmparatorluğu’nun doğusundaki Konstantinopolis olduğu MS 390 civarındaki gölün kıyısında inşa edildiği düşünülmektedir. Arkeologlar şimdi bu kilisenin, altında bir hazineyi saklayabileceğini düşünüyor: Bir Pagan Tapınağı. MS 740’da yaşanan bir deprem, göl yüzeyinin altına gömülen kilise kalıntılarını 1600 yıl sonra yeniden keşfedilene kadar batırdı ve unutuldu. Bu zenginliklerden herhangi birisinin tarihi kaybolmadan önce, Şahin ve yerel yönetim lideri Alinur Aktaş, Türkiye’nin ilk sualtı arkeoloji müzesi olarak kurulacağını ilan etti.
Sualtı Arkeolojisi
Şahin ve İznik Arkeoloji Müzesi çalışanları 2015 yılından bu yana batık bazilikanın sualtı kazılarını gerçekleştirdiler. Bölgenin sıcak iklimli olması, gölün alglerle dolu olduğu anlamına geliyor bu yüzden kazı dalışı sırasında görünürlüğü birkaç inç azaltabiliyor. Arkeologlar, sualtı kazılarından toprağı taşımak için özel bir vakum teçhizatı kullanırlar. Şahin, en önemli buluntuların, bazilikanın ana duvarının altında, insanın kullandığı yükseltilmiş bir platforma atıfta bulunarak, bema duvarı olarak bilinen birkaç insan mezarının yer aldığını söyledi. Şahin; Bu mezarlarda bulunan çok sayıda sikke, Roma İmparatoru Valens (MS 364 ile 378 arası hükümdarı) ile II. 375’ten 392’ye kadar hüküm süren II. Valentin’in hükümdarlığında, bazilikanın MS 390’dan sonra inşa edildiğini belirtti. Şahin, bazilikanın, MS 303’te İmparator Diocletian döneminde, Romalılar tarafından Nicea’da öldürülen Aziz Neophytos’a adanmış olduğuna inanıyor. On yıl sonra, MS 313’te, İmparator Konstantin Büyük Roma İmparatorluğu boyunca Hıristiyanlık için dini hoşgörü kurarak Milano Fermanı yayınladı ve Aziz Neophytos bir şehit olarak kutlandı.
Konstantin, Pagan Roma İmparatorluğu boyunca, desteklediği dinin temel inançlarını belirlemek için orada ilk kilise konseyi topladığında, MS 325’te, Nicea kenti Hıristiyan dünyasında tanınmıştır.
Tapınak Gizemi
İznik Gölü’ndeki batık kalıntılar, Hıristiyanlıktan bile daha yaşlı olabilir. Şahin, bazilikanın, putperest bir tapınağın tepesinde, erken Hıristiyanlık döneminde İsa ile ilişkilendirilen bir Yunan ve Roma güneş tanrısı olan Apollo’ya yaptırılmış olabileceğini söyledi. Roma İmparatorluğu’nu MS 180’den 192’ye kadar yöneten imparator Commodus, şehir surlarının dışında Nicea’daApollo’ya bir tapınak inşa etti. Şahin, kilisede bulunan eski bir lamba ve eski bir lamba parçasının daha önce yapılmış bir yapıya işaret olduğunu söyledi. “Bu tapınak bazilikanın altında kalmış olabilir mi?”
Şahin, sualtı müzesinin planlarının onaylanması halinde inşaatın bu yıl başlayabileceğini ve 2019 yılında ziyaretçilere açık olacağını söyledi.
Müze binaları, kıyıdan görülebilecek kalıntı ve batık alanın üzerinde, gölün yüzeyinde bir yürüyüş yolu sağlayan 20 metre yüksekliğindeki bir kuleden oluşuyordu.
Şahin, müze ayrıca bir dalış kulübünü de kapsayacak bu yüzden batık kalıntı ve antik kilise ziyaretçileri dua edebilecek ve batık bir bazilikanın içinde cam duvarlı odayı keşfe çıkabileceğini belirtti.
Kaynak: https://www.livescience.com/63498-ancient-church-hidden-in-turkey-lake.html
Editör / Yazar: Gizem Şahin