Yüzyıllar ilkin Jüpiter’in üstündeki büyük kırmızı bir nokta ortadan kayboldu. Sadece seneler sonrasında yeni bir tanesi hayata merhaba dedi. Bugün bu göze çarpan özelliği, şu demek oluyor ki Dünya’dan daha geniş bir alanda dönen dev fırtınayı Büyük Kırmızı Nokta olarak biliyoruz. İlginçtir ki 1665’te Giovanni Domenico Cassini’nin yapmış olduğu benzer biçimde o dönemlerin gökbilimcileri de Jüpiter’in aynı enleminde devasa bir kırmızı fırtına gözlemlemişlerdi; peki bu aynı fırtına olabilir mi? Bu, şu ana kadar olasılık dahilinde görülüyordu.
Sadece yeni gösterilen araştırmalarda gökbilimciler, Jüpiter’in zamanı çizimlerini ve ilk teleskop gözlemlerini inceleyerek bugün görülen noktanın aslına bakarsak evvelkinden ayrı bir fırtına olduğu ve Cassini’nin “Kalıcı Nokta” tanımının doğru olmadığı sonucuna vardılar. “Kalıcı” nokta muhtemelen 18. ve 19. yüzyılların ortaları içinde yok oldu.
İspanya’da bulunan University of the Basque Country’den gezegen bilimci Agustin Sanchez-Lavega, “Kati olan şey, o dönemde hiçbir gökbilimcinin 118 yıl süresince bu enlemde herhangi bir noktayı rapor etmediği” ifadelerini kullanıyor.
Hemen sonra 1831’de gökbilimciler tekrardan göze çarpan kırmızı bir nokta görmeye başladı. Geophysical Research Letters’da yayınlanan yeni yazı, bu son noktanın minimum 190 senelik olduğu sonucuna varıyor.
Neredeyse iki asırdır…
Epey etkisinde bırakan bir fırtına! Neredeyse iki asırdır saat yönünün tersine dönmekle kalmıyor, saatte 640 kilometreyi aşan bir hızla esen rüzgarları da bununla beraber getiriyor. NASA ve öteki ajanslardaki bilim adamları, söz mevzusu uzay fırtınasına canlı kırmızı rengini neyin verdiğini idrak etmek için çalışıyor.
“Kalıcı Nokta” şeklinde anlatılan fırtına hakkında kayıtlara geçen belgelere göz atıldığında bugün gördüğümüz Büyük Kırmızı Nokta’dan oldukca daha ufak bulunduğunu fark ediyoruz. Bahsedilen noktalar aynı olsaydı Kalıcı Nokta’nın bugüne gelene kadar üç kat büyümüş olması gerekirdi. Sadece Sánchez-Lavega, böylesi bir büyümenin Jüpiter’deki bir fırtınada şimdiye kadar tanık oldukları bir şey olmadığını aktarıyor.
Renk ve boyut açısından bu kadar benzersiz olan Büyük Kırmızı Kir’nin iyi mi ortaya çıktığını merak ediyorsanız yalnız değilsiniz. Bunu öğrenmek için araştırma ekibi ek olarak Jüpiter atmosferindeki girdapların (yada fırtınaların) davranışına dayanan bilgisayar simülasyonları da yürüttü. Daha yoğun bir fırtınaya dönüşebilecek daha büyük bir “proto-Büyük Kırmızı Nokta” yaratan en ilgi çekici netice, Jüpiter’in atmosferinin bu bölgesindeki dengesiz rüzgar ve atmosferik rahatsızlıktı.
Bir öteki önde gelen tahmin ise birkaç fırtınanın birleşme olasılığıydı sadece bu Büyük Kırmızı Nokta’ya benzer bir şey yaratmadı.
150 yılı aşkın bir süredir Büyük Kırmızı Nokta küçülmeye devam etti. 1879’da çapı ortalama 39 bin kilometre civarındaydı. Şimdi ise 14 bin kilometre genişliğinde, bu da ortalama olarak selefinin boyutunda. Spotun sonraki aşamaları belirsiz.
Sánchez-Lavega, “Büyük Kırmızı Nokta’nın geleceğinin ne işe yaradığını bilmiyoruz” ifadelerini kullanıyor ve “Büzülmeye devam ederse parçalanabilir. Yada durağan(durgun) bir boyuta ulaşıp uzun süre karşı koyabilir” diye ekliyor. Kati olan şey ise yüz milyonlarca kilometre öteden izliyor olacağız…
Mark Kaufman, Mashable’da editör / Metin Aktaşoğlu tarafınca Türkçeleştirildi