Kafzâde Fâizî Abdülhay Çelebi (d.1572/1590, İstanbul – ö.1622, İstanbul) Divan Şairi ve Tezkire Yazarı
Kafzade Faizi İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Doğum zamanı mevzusunda kaynaklarda farklılıklar söz mevzusudur. Kimi kaynakta doğum zamanı olarak 980 (1572) zamanı verilirken kimi kaynaklarda ise 998 (1590) zamanı verilmiştir. Aslolan adı Abdülhay’dır. Adındaki Kafzade kısmı büyükbabası Kaf Ahmed Efendi sebebiyle; Faizi kısmı ise mahlası olması dolayısıyladır.
Mühim bir ailenin içinde dünyaya gelmiştir. Babası I. Ahmed devri kazaskerlerinden Mustafa Feyzullah Efendi, anası ise Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin damadı ve III.Murat devri şeyhülislamlarından Malulzade Mehmed Efendi’nin torunudur.
İlk eğitimini babasından almıştır. Öğrenimini 1604’te tamamlayarak I. Ahmed’in hocası Mustafa Efendi’den mülazım olmuştur. Aynı yıl içinde Ekmekçizade Ahmed Paşa Medresesi’nde müderris olmuştur. Müderrislik görevini Gevher Han Sultan medresesi, Semaniye medreselerinin birinde, Üsküdar Valide Sultan medresesi ve Sultan Selim medreselerinde sürdürmüş arkasından Süleymaniye müderrisliğine terfi etmiştir. Peşinden Selanik kadısı olmuştur fakat bir süre sonrasında bu görevinden azledilmiştir. 1620 tarihinde Midilli kazası Kafzade’ye arpalık olarak verilmiştir fakat II. Osman’ın Leh seferine giderken tüm arpalıkları kaldırması sebebiyle bu ihsandan faydalanamamıştır.
Ömrünün son yıllarını İstanbul’da geçirirken Mayıs 1622’de yeniçeri isyanı esnasında II. Osman’ın tahttan indirilişi, idam edilmek suretiyle Yedikule zindanlarına götürülüşüne tanık olmuş ve bu görüntüden fazlasıyla etkilenmiş ve kısa süre sonrasında da vefat etmiştir. Mezarı Fatih’te Zincirliği kuyu civarında babası Malulzade Mehmed Efendi’nin yanındadır.
Nevizade Atayi’nin aktardığına gore Kafzade Faizi’nin gömüt taşı üstünde şu beyit yazmaktaydı:
“Göçdi bin otuzbir recebi ‘abdü’l-hayy
Okun ‘abdu’l-hayy Efendi canıçün fatiha”“Recep bin otuz birde göçtü (bu dünyadan) Abdülhay/ Okuyun Abdülhay’ın ruhu için fatiha”
Eserleri
Erken yaşta vefat eden Kafzade, ardında müretteb (düzenlenmiş, sıralanmış; belli bir seviye ve sistemle konulmuş) bir divan, bir tezkire ve yarım bir mesnevi bırakmıştır.
Zubdetü’l- Eş’ar’dan Alıntılar
(Ebu Su’ud)
Üstadu’l-‘ulema Ebu Su’ud Efendi ‘aleyhi rahmetün
Tokuz yüz seksen iki’de fevt olmışdur tarih-i Cinani“kad intikale’l- mevla ebu’s-su’ud” bu eş’ar zade-i tab’u’l-bari
Bu kısım şahıs hakkında data verdiği kısımdır. Mesela bu mısralarda Ebu Suud Efendi’nin ölüm tarihinden bahsetmiş arkasından gelen mısralarda ise şiirlerinden kısımlara yer vermiştir.
Çökdi bünyan-ı gövde bozıldı timsal-ı hased
Deyr divarında yir yir bozulan suret şeklindeBi-hud oldum eser-i sümm-ı semendin göricek
Halüm ey dil ‘aceba nice ola kendin göricekBu rüzgar ise ey ebr iden yaşun seyl-ab
Beni de agladan oldur gel aglaşalum gelNiyaz u da’vet ise eyledün tamam ey dil
O yar gelmediği gel bari biz varalum gelGene sevda-zede- i zülf-i siyehkar oldum
Gene bir olmayacak derde giriftar oldumEvre-ı ‘evren ne alçak kagıd alur altına
Bir nefesde neşf ider hep üstine mestur olanGuşe-i vahdet-idi kabrün ‘azabı olmasa
Hoş temaşagah idi mahşer hesabı olmasa
(AZERİ ÇELEBİ)
Azeri Çelebi tokuz yüz toksan üç’de fevt olmışdur tarih-i Cinani “Geçti
Azeri Çelebi” ekser eş’arı görilüp bu ebyat andan intihab olındıAkıtdı oldukca gönülleri manend-i cuybar
Ol serv-i gül’izar gönüllense vechi varSöz anlasa güzel kaddi şeklinde tab ı bülend olsa
Peder mader gamın çekmez bizlere bir şeh-levend olsaGördüm ‘aduyı kendüne dün hem-dem eyledün
Eksildi suz-ı ‘aşkum efendi kem eyledünGönline gayrun girüp cevr ile kalbüm yıkmadun
Var ol ey ruh-ı revanum hatırumdan çıkmadunBad-ı ahum nice yıl eflaki inletmek gerek
Asyab-ı çarh mahsud üzre devran itmegeBana dirsin ki sakın sevme cefakar olanı
Seni mi ey yüzi gül-gonce-i ra’na seni mi
(İSHAK EFENDİ)
İshak Efendi tokuz yüz kırk dörd’ünde fevt olmışdur tarih
“Gelicek halet-i nez’ası didi tarihini İshak
Yöneldüm canib-i hakka başı kaba ayakkabısız” bu eş’ar divanından
İntihab olundıBir lahza turmag olmadı asla elünde sim
Derya yüzünde ide mi hergiz karar berf
(AGEHİ)
Agehi tokuz yüz seksen beş’de fevt olmışdur tarih “Agehiye kıla rahmet
Mennan” bu ebyat anundurSeyr iden yüzüni deryada irişür Hızra
Kadre uğrar seni bir kerre kadırgada görenÇekdürüp fırkatüni bizlerden ırag oldun sen
Bahr-ı firkatde nice fırtınalar çekdüm benYar agyar ile deryaya çıkar seyrana
Ehl-i dil ‘aşık olan olta urur gen yakadanBahr-ı ‘aşk içre olan ‘aşıka pend ey zahid
Karadan alet onarmak gibidür gen yakadanKorsan ol hasılı dünyadan alarga olı gör
Bu hayırsuz atada turma dila ise serünAlamargıla yüri yog ise yel mülkünde
Çünki ‘aşık olımazsın hele bari yeltenOrsa varsan kaçamazsın poçe gitsen gird-ab
Nice kullansan atar karaya bu keştiyi tenEy diriga bizi gafille zebun itdi heva
Geldi çatdı demür üstinde yaturken düşmen
(EMRİ)
Emri tokuz yüz seksen üç’de fevt olmışdur tarih-i Sa’i geçti hay
“Emri idi mir-i hüseyni rümun” bu ebyat divanından yaşlanmış olındıDehanunda zebanun şeklinde olmaz aşyan itse
Şeker tenünde tuti gönce içre bülbül-i güyaŞeker dimiş leb-i şirin-i yâre söz kaçurmışdur
Sözinün kande gitdügini bilmez tuti-i güyaDime ‘uşsak içre yâre bir sözüne degmedük
Ey rakib erbab-ı dil yanında söz değmez sanaGonce la din hakka simin mührelerdür jaleler
Oynadur gül meclisinde hokka-baz olmış sabaGerçi o şeh eşiğine vardı yaşum veli
İrkildi turdı idemedi ‘arz-ı ma-ceraDürd-nuş-ı fakr odur girse eline bir turunç
Eyleye nısfın meze nısfın dahı altun kadehHak vire heman ‘ömr uzınlıgın olupdur
Zülf-i siyehinün boyı boyuna ber-a-ber
Dürr-i dendanun içün giryeden ey temiz güher
Sadefün gözine ak düşdi degüldür güherAlayın boynuma zencir-i cünunı ben de
O peri saçlarını boynına alursa eğerReh-i ‘aşk içre gelür dideme oldukca yollardan
Emriya girdi urukuna anun hun-i cigerBaş koyup hum ayağına küp düşer mey-haneye
Leblerün şevkına Emri baş kaldurmaz içerDeheni hatemün kem itmişler
Leblerinün ikisi olmış birEksük olmaz kan kılıç çıkmaz sevad-ı dideden
Andadur ta kim hayal-i gamze vü la’l-i nigarLal-ı giran-baha durur ey dil leb-nigar
Gafletle anı birine öpdürmesün o yarBenzetme nakş-ı pay-ı seg-i yâre yir gülin
Şayed işide incine yirün kulagı varOlalı hem-dem-ı sultan-ı hayal-ı ruh-ı yar
Çöbi çöb üzre komaz merdüm-i çeşm-i bi-dar
Hazırlayan:
Yazgı Kayhan, Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kısmı.
ABD'de yetkililer, 30 yıl sonrasında ilk kez “sıhhatli gıdanın” ne işe yaradığını tekrardan tanımladı ve…
Lazarus'un Genel Özeti Lazarus, ünlü yazar Lars Kepler'in kaleme aldığı sürükleyici bir thriller romanıdır. Kitap,…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…
Ne ilk ne sonuncusun Düşüp de bu tuzağa kaybeden Kendini terk eder insan Aslen aşktan…
AZERİCE SÖZLERİ Biz hər şeyi bilə bilə ayrılmışıq Dərd çəkmişik ölə ölə ayrılmışıq Ürəyi mənim…
Suni zekâ günlük yaşamımıza girdiğinden bu yana mevzu genel olarak birkaç bağlamda tartışılıyor. İşimizi elimizden…