Antarktika buzulunun altında derin bir yeraltı altı gölü olan Mercer, binlerce yıldır insanlar tarafından el değmeden varlığını sürdürdü. Bilim insanları 2007 senesinde Antarktika buz tabakasının uydu görüntülerini incelerken gölü tesadüf eseri keşfetti. Keşif sonrası göle ulaşma çalışmaları başlatıldı. Bilim insanları nihayet 26 Aralık 2018 tarihinde göle ulaşmayı başardı. 50 metre derinliğindeki denizaltı gölünü keşfetmek için, SALSA (SubglacialAntarcticLakesScientific Access) adlı bir projeden araştırmacılar, buzda yaklaşık 1 kilometre derinliğinde küçük bir delik açmak zorunda kaldı. Bunu, ısıtılmış suyu püskürten kurşunkalem uçlu bir matkapla yaptılar .
Delik oluşturulduktan sonra gölden numune çıkarılması için çeşitli aletler kullanıldı. Ekip, bu örneklerde mikrobiyal yaşam formları bulmayı bekliyordu ve umdukları gibi bu formlara ulaştılar. Ancak ekibi asıl şaşırtan çamurda gizlenen başka bir şeyin varlığı oldu. Numuneler ayrıca, en sert koşullara dayanma kabiliyetine sahip olduğu bilinen sekiz bacaklı omurgasız bir tür olan küçük kabuklular (haşhaş tohumundan daha küçük canlılar) ve bir tardigrad gövdesi içeriyordu. SALSA ekibi, 5.5 metrelik bir alandan altı mükemmel tortu çekirdeği çıkardı. Ayrıca, 10 litrelik altı şişe göl suyuyla dolduruldu ve gölün ilk görüntüleri alındı. Tüm bu bileşenler analiz için laboratuvara götürüldü. Araştırmacılar, küçük kabuklu hayvanların ölülerini ve örneklerde bir zift keşfettiklerinde bir hata olduğunu düşündüler. Çekirdeklerin kirlenmiş olduğuna ikna oldular. Böylece ekip ekipmanlarını iyice temizleyerek yeniden örnek aldı. Yeni örnekler geldiğinde, oradalardı: daha fazla kabuklu hayvan. Daha önce hiç böyle bir şey buz tabakasının altında bulunmamıştı.
Mercer Gölü, bilim insanlarının erişebildiği ikinci yeraltı gölüdür. 2013 yılında yakınlarda bulunan Whillans Gölü’ne ulaşmak için 2.600 metre delik açılmıştır. daha da delik Ancak orada alınan numunelerde daha yüksek yaşam formu belirtileri (sadece mikroplar) görülmemiştir. Ekip bu kabukluların ve ziftlerin bir zamanlar kıtada bulunan yaşam formlarından kaldığını, her nasılsa yakınlardaki dağlardan göle taşındığını düşünüyor. Dartmouth Koleji Arktik Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Ross Virginia, “Antarktika, insanlar tarafından en az etkilenen ve dünyadaki biyolojik çeşitliliği anlamak için harika bir laboratuvar ve gezegenimizin buzul tarihini anlatıyor” dedi.
Ayrıca, Antarktika suyollarını incelemek, küresel ısınmanın potansiyel sonuçları hakkında bilgi edinebilmek için önemli bir yöntem. Ancak Antarktika’nın subglacial sistemlerini araştırmak inanılmaz derecede zor. Virginia, Antarktika’daki buz vadilerinde 30 yıldan beri çalışıyor ve Priscu ile birlikte diğer Antarktika’daki araştırma projelerinde çalıştı.Bu ortamlarda sondaj yapmanın, NASA’nın uzayda yeni dünyalar keşfederken yaptığı aynı bakımı gerektirdiğini söyledi. Aydan dönen astronotları karantinaya almak veya steril ekipmanı korumak gibi. Bunun nedeni, kirlenmenin büyük masraflar çıkarması ve önemli araştırmaları kolayca mahvedebilmesi. Hatta bilim adamlarının aslında orada olmayan bir tür yaşam keşfettiklerini düşünmelerine yol açabilmesidir. Bu yüzden iyi ekipmanburada çok önemlidir.
Kaynak: https://www.sciencealert.com/remains-of-tiny-strange-creatures-have-been-discovered-in-a-lost-antarctic-lake