Kediler genel anlamda kayıtsız tutumlarıyla bilinir ve bu sempatik dostlarımızın tavırları genel anlamda “mesafeli ve soğuk” olarak yorumlanır. Fakat kedilerle yakın ilişki kuranların da bilmiş olduğu şeklinde aslına bakarsak onlar o şekilde “soğuk kalpli” canlılar değiller. Siz uzandığınızda gelip yanınıza kıvrılmaları ya da sokakta söz attığınızda peşinize takılmaları da bir bağın emaresi.
Sadece kısa süre ilkin neticeleri piyasaya sürülen bir araştırma kedilerin bilmediğimiz bir hususi durumunu ortaya çıkarıyor: Onlar da evde birlikte yaşadıkları yakın bir evcil hayvanın kaybının arkasından arkadaşlarının yasını tutuyorlar, köpeklerin bile. O şekilde ki kedilerin yas tutma şekli köpeklerinkine fazlaca benziyor…
ABD’deki Oakland Üniversitesi’nden psikologlar Brittany Greene ve Jennifer Vonk araştırmanın sonuçlarında, şu ifadelere yer veriyor:
“Sonuçlarımız, kedilerin daha azca toplumsal bir atadan evrimleşmiş olmalarına karşın, yakın arkadaşlarının kaybını köpeklerin yaşadığına benzer şekilde deneyimleyebileceği fikriyle uyumlu.”
Araştırmacılar, bulguların kedilere dair “asosyal” ve “ilgisiz” şeklindeki algıyı değiştirebileceğini dile getirmekte.
Emek verme, halihazırda bir kedi ile yaşayan fakat kısa süre ilkin bir kedi yada köpek kaybeden 412 evcil hayvan sahibi ile online olarak gerçekleştirildi. Katılımcılar, haftalar süresince kedilerini gözlemleyerek, davranışlarındaki değişimleri rapor etti. Söz mevzusu davranışlar ise, konuşmada artış, merhum arkadaşını arama, eşyalarını koklama, iştah kaybı ve azca uyuma ya da azca oyun oynama olarak ifade ediliyor.
Greene ve Vonk’un araştırma raporunda aktardığına nazaran, kedinin ölen hayvanla ne kadar fazlaca zaman geçirdiği “yas benzeri tepkiler gösterebilecekleri beklentisine uygun şekilde”, davranışlarında anlık ve uzun vadeli değişimler sergilemesi olasılığını artırıyor.
Araştırmada, ölen evcil hayvan köpek olduğunda da kedilerin hayvanın yokluğunu hissettikleri gözlemlendi. Kedilerin sahipleri, köpekleri öldükten sonrasında kedilerinin saklanma yada köpeğin yatmış olduğu bölgeleri koklama şeklinde kafa karışıklığı ve korku şeklinde geçici işaretler gösterdiğini aktardı.
Bulgular 2016’da yürütülen başka bir çalışmayla da benzerlik gösteriyor. Bahse mevzu araştırmanın neticesinde de araştırmacılar kedilerin ve köpeklerin yakın bir hayvan dostları öldüğünde altı ay süresince daha fazlaca ilgi beklediklerini, iştah kaybettiklerini ve seslerini arttırdıklarını ortaya koymuştu.
Yas, insan dışındaki canlılarda gözlemlemesi zor bir duygu fakat bu davranış değişimleri evindeki bir hayvanın vefatının geride kalan hayvan üstünde bir tesir yarattığını ortaya koyuyor ya da evcil hayvan sahipleri kendi yaslarını evindeki kedilerine/köpeklerine yansıtıyor.
Sadece neticede araştırma, bir tek kedi sahiplerinin bakış açılarına dayanıyor.
Öteki taraftan araştırmada, kedi ya da köpeğini kaybettikten sonrasında fazlaca büyük üzüntü yaşadığını söyleyen evcil hayvan sahipleri de evindeki kedinin tek başına daha fazlaca süre geçirdiğini, daha fazlaca uyuduğunu ve saklandığını dile getiriyor. Bu da evcil hayvanlarıyla yakın olan kişilerin onların davranışlarını daha iyi yorumladığı ya da kişilerin evcil dostlarında bir tek görmek istedikleri duyguları görmüş olduğu şeklinde yorumlanabiliyor.
Gelecek araştırmaların, bu davranış değişikliklerinin ardında ne yattığını saptayabilmesi için duyguların daha objektif yöntemlerle çözümleme edilerek yapılması gerekmekte.
Bilim adamları hala kedilerin bizimle iyi mi yazışma kurduğunu araştırıyor sadece kedilerin seslerinde, hareketlerinde ve ifadelerindeki pek fazlaca şey kolay yanlış anlaşılmaya uygun.
Fakat gene de Greene ve Vonk’un açıklamada yer verdiği şu ifade fazlaca mühim:
Bazı sınırlamalara karşın mevcut emek harcama, kedilerin toplumdaki algısı hakkında informasyon edinmemizi elde eden fazlaca sınırı olan verilere katkı sağlıyor.
Science Alert’te piyasaya sürülen makaleyi Sıdal Utkucu Türkçeleştirdi