Mehmet Öklü, 2008 yılının Eylül ayında Şişli Kaymakamlığı görevine başlarken, tapu senedinden, Hükümet Konağı olarak kullanılan binanın 19. yüzyılda mutasarrıflık, valilik, nazırlık, ayan üyeliği ve Şura-yı Devlet başkanlığı yapan Köse Mehmet Raif Paşaya ait tarihi Taş Konakolduğunu öğreniyor. Konağın tarihi, mimari özellikleri, sahibi ve diğer sakinleri hakkında edindiği bilgilerden, bu nadide yapının belki yüzlerce benzerinden ayakta kalan tek örnek olduğunu anlamış ve üç yıl süren bir çabadan sonra Taş Konak’ı İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi kapsamında restore ettirmiş.
Kimseye Etmem ŞikâyetKöse Raif Paşa’nın büyük kızı İhsan Raif Hanım’ın romanlaştırılmış hayat hikâyesi. İhsan Raif Hanım’ı ve Taş Konak’ı bir belgeselle tarihe emanet etme, konağın bir odasını ise “İhsan Raif Hanım Müzesi” haline getirme projesinin Temel taşı olarak düşünülmüş bu roman.
İhsan Raif Hanım, her şeyden önce, kendisini ve şiirini çok iyi tanıyan Ahmet Haşim’in “Benim anladığım hece vezni ile milli şiiri iki kişi yazmıştır: Rıza Tevfik ve İhsan Raif Hanım” sözüyle hakkını teslim ettiği öncü bir şair. Hem yaşı hem de hece şiirine onlardan önce başlamış olması dolayısıyla, Beş Hececiler diye anılan şairlerin “abla”sı.
Bir yandan da önemli bir müzisyen. Kendi şiirlerinden bestelediği şarkıları var. Ayrıca doğrudan çileli hayatının özeti denilebilecek “Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime” gibi, başka müzisyenlerce bestelenmiş pek çok şiiri de bulunmakta. “Neden gülmesin gül gibi yüzler” dizesiyle başlayan başka bir şiirinin Erol Büyükburç tarafından yapılan bestesinin ise “Türk Hafif Müziği”nin ilk şarkılarından biri, belki de birincisi olması, İhsan Raif Hanım’a bu yönde de bir öncülük kazandırıyor.
İhsan Hanım ayrıca Halide Edip, Fatma Aliye, Şair Nigâr, Fehime Nüzhet ile birlikte meydan mitinglerinde ateşli nutuklarla, şiirlerle, yazılarla Kurtuluş Savaşı’na destek olan öncü kadınlarımızdandır.
Şairin üçüncü eşi, 1914 yılında evlendiği, Fecr-i Ati edebiyat akımının mensuplarından Şahabettin Süleyman’dı. Ve bu birliktelikten hüzünlü bir hayat hikayesi çıktı.
Kitaptan:
İhsan Hanım, Şahap Bey’i hep “hürriyet”le birlikte hatırlıyordu:
“Belki insanımızın, milletimizin hürriyet uğrunda aldığı mesafeyi, geldiği şerefli yeri göremedi Şahapcığım, ama yeryüzünde hürriyetin yerini tutabilecek bir şey olmadığını çok iyi anladı. Dünyada, insanın yaşama hakkına denk başka bir hak olmadığını bildiğimiz gibi… Hürriyet mücadelesi ve hürriyetperverlik, belki sevmediğim yirminci asrı sevimli hale getirecek, ona damgasını vuracak, insanlığa sulhu, fazileti ve terakkiyi telkin edecek en insani kuvvetimizdir. Çünkü her terakkinin, medeni gelişmenin temelinde hürriyet vardır. Onsuz insanın kavruk, kısır, yoksul ve şeref dilencisi olduğunu yazmakla çok isabet etmişim. Merhum Azmizade Haleti’nin bir rubaisi bu düşünceme destek, adeta derdime derman gibi:
Mahzun oluruz kaçan ki dilşad olsak
Viran kalırız eğer ki abad olsak
Ol mürg-i cefa-perver-i aşkız biz kim
Dâme düşeriz kafesten azad olsak
Biz neşelendiğimiz anda mahzun oluruz. Abad olduğumuz zaman da viran olur kalırız. Biz cefanın beslediği öyle aşk kuşlarıyız ki, kafesten azad olsak, hürriyete kavuşsak, uçar gider tuzağa düşeriz. Bu ne tezat, bu nasıl hayat! Gerçekten kafesteki muhabbetkuşlarının bile kafesi açılınca uçma hevesinden hürriyetin sonsuz esrikliğiyle tuzağa düştüğünü çok gördüm. Lakin uçmak onların yaratılışının icabı, vazgeçemezler ki! Hürriyet de bizim yaratılışımızın esasıdır, özüdür, bu devredilmez, vazgeçilmez hakkı yaşamaktan asla geri duramayız! Ona mecburuz. Esaret tecrübe edilecek nesne değildir zira! Tekrar olduğunu biliyorum ama söylemeden edemiyorum işte: Ancak bedelini ödeyenler hürriyeti hak edebilir.”
Mehmet Öklü Hakkında Bilgi
Mehmet Öklü (10 Mayıs 1954, Denizli Tavas). İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdi (1976). Aynı yıl kaymakamlık sınavlarını kazanarak mülki idare amirliği mesleğine başladı. Kaymakam ve vali yardımcısı olarak hizmet verdi. Bir yıl İngiltere’ de yabancı dil geliştirme, yöneticilik ve yönetişim üzerine çalıştı. Görev yaptığı yörelerde eğitim, sağlık ve sosyal yardım çalışmaları ile dezavantajlı bireyler yararına projeler üretip uyguladı. Tarihi değerleri restore edip hayata kazandırmaya çalıştı. Türkçeye ve Türk kültürüne hizmet eden şair, ozan, yazar ve sanatçıları bir araya getirdi. Külde Açan Gül adlı romanı Yeni Konya gazetesinde tefrika edildi. İpek Yolunda İznik Molası adlı bir şiir kitabı vardır. Şu sırada İstanbul’da Şişli Kaymakamlığı görevini sürdürüyor.
Bilim insanı çekmecede rastgele bir kaya bulur; aradan yüz yıl geçer ve insanlık Mars'ta ne…
Cumartesi öğleden sonrasında... Olmaktan korktuğunuz yerdesiniz. Arkadaşınızın, kardeşinizin, kuzeninizin vs. ufak çocuğunun bir fazlaca kalabalık…
Yeni bir araştırma, gerçek hayatta yaşanmış olan 'Ragnarök'un İskandinavya'yı senelerce karanlığa sürüklediğini ve Norveç ile…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Uzun süredir beklenen, influencer Jake Paul ile efsanevi boksör Mike Tyson arasındaki maç sonlanmış oldu…
ABD'de bir kadının oğlunu tehlikeye attığı iddiasıyla suçlandığı, bunun sebebinin de 10 yaşındaki çocuğun gözetimsiz…