* Modern Kırgız edebiyatı, Çağatay edebiyatının bir devamı sayılır.
* Bu edebiyat; sözlü halk edebiyata olarak yaşayagelmiştir. Mit, efsaneleşmiş, destan, masal, bilmece, atasözü çeşitleriyle varlıklı ve kuvvetli bir şekilde yaşayan sözlü edebiyat Er Töştük, Manas şeklinde birçok destan meydana getirmiştir.
* 20. yüzyılın ilk yarısında yetişen şairlerse; uygar edebiyatın temelini yapmaya adım atar. Sadece, bu edebiyatın esas kurucuları; Kasım Tınıstanulı, Sıdık Karaçayev’dir.
* 1920’li seneler, uygar Kırgız edebiyatının ilk periyodunu oluşturur. Ekim devrimi sonrasında edebiyat “toplumcu gerçekçilik” anlayışının etkisine girer. Bu seneler edebiyatın gerek öz gerekse şekil bakımından yenilikler denemiş olduğu bir dönemdir.
* Taşkent ve Almatı şeklinde kentlerde tahsil gören genç yazarlar Kazakça ve Tatarca dergilerde göründükten sonrasında kendi vatanlarında çıkan gösterim organlarında da yazmaya başladılar.
* 1924’ten sonrasında çoğalan bu süreli yayınlar, edebiyatın canlanıp gelişmesinde büyük rol oynar, Erkin Too adlı Kır gız gazetesi bu yıl içinde yayımlanır.
* 1930’lu yıllarda ekonomik ve kültürel alanda görülen gelişmeler edebiyatı da etkilemiş; yazarlar, kurulan birçok dernek içinde yer almıştır.
* Şiirde özgür ölçüye de bu yıllarda geçilmiş; eski ve yeni biçimli şiirler lirik, epik, didaktik, pastoral türlerde kendini göstermiştir.
* Düzyazının gelişmesine Tokombayev öncülük etmiştir. Bu devrin eserlerinde Kırgızlar’in kendi yaşantılarına yer verilmesi dikkat çekicidir.
* İkinci Dünya Savaşı, tema ve mevzularda bir değişim yapmıştır. Harp mevzusu edebî türlerden gazeteye ve dergilere kadar yayılmıştır. Yurt sevgisi, vatanın savunulması, yiğitlik… vb. temalar çokça işlenmiştir. Bu zamanda Osmanov dikkat çekicidir.
* 1945-1955 yıllan, Harp Sonrası Kırgız Edebiyatı olarak adlandırılır. 1950 ortalarında Cengiz Aytmatov‘un öykü ve romanları gün ışığına çıkar. Edebiyatta sınıfsal görüş açısı bu zamanda görülür.
* 1991’de Kırgızistan’ın bağımsızlığının kazanılmasıyla, edebiyat filizlenmeye adım atmıştır.